Mimesis’in Çağrısı

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mimesis Tiyatro Çeviri ve Araştırma Dergisi, 1988 yılında yayın hayatına başlarken, memlekette kâğıda kıran girmiş, basımda kullanılacak malzeme ancak birkaç merdiven altı dükkândan o da rica minnet toplanabilmiş, türlü acemiliklerle takip edilmeye çalışılan baskı süreci, bir tipo dizgi makinesinin ağır kurşun solunan ortamında devam etmişti. Prova baskı, son okuma ve iptidai mücellit aşamalarından sonra dergi kılığına giren Mimesis’i elimize ilk aldığımızda, bu sayının şimdilik 22 yıldır devam eden bir serüveni başlattığının farkında değildik.

Bugün Mimesis, yıllar içinde değişen teknolojisi, tasarımı, yapısı, en önemlisi de kadrosu ve organizasyonu ile kalıcılığını, kurumsallığını ve yaygınlığını pekiştirmek için çağın gereği çevrim içi versiyonuyla da okuyucularının karşısına çıkıyor.

Boyunu aşan işler yapmakla malul bir üniversite tiyatro topluluğu olan Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları, Mimesis’i çıkarırken hem kendi tiyatro pratiğinde karşılaştığı sorunsalları ve bulgularını paylaşma ve tartışmaya açma, hem de geniş bir yelpazede yer alan evrensel teatral birikimi tanıma, tanıtma, bu birikimle yüzleşme amacını gütmüştü. Dergi kendi teatral, politik çizgimizle sınırlı kalmayan geniş bir katılım ve paylaşım platformu olarak tasarlanmıştı. Bu nedenle de adına karar verilirken sözgelimi, Brechtyen bir terim olan Gestus yerine, türlü teatral gelenekler içinde bir anlamı olan önemli estetik kategorilerden Mimesis seçilmişti.

Mimesis, öğrencilik ya da amatörlük hallerini acemi teatral pratik veya çekingen sanatsal – politik duruş için bir bahane olarak savunan, örgütleyen dönemin genel geçer anlayışlarına taban tabana zıt bir duruş anlamına geliyordu. Memleketin teatral – sanatsal – kültürel ortamına müdahale etme gereğini, bizatihi bu müdahalenin en önemli mecralarından birisi olan sanatsal-entelektüel üretimin birlikteliği ile vurguluyor, bunu tüm tiyatro bölgesine bir çağrı olarak iletiyordu.

Çağrısı hala çok güçlü… Bu satırların yazarı gibi süreç içinde dergiden hatta tiyatrodan türlü vesilelerle kopan birçok eski aklı evveli yeniden üretim alanına davet eden bir çağrı bu. Uygulama ile kuram, teatral pratik ile gündelik yaşam, sanatsal tavır ile politik duruş arasında olduğu varsayılan sahte ayrımları yıkmayı öneren, entelektüel üretim ile sanatsal dışavurum arasındaki bağların güçlendirilmesini teşvik eden bir çağrı…

Bu çağrı, bugün ‘Afrika dâhil bütün kara parçalarında’ hâkim olan yüzeysel, uçucu, donanımsız, kaygısız, apolitik, duyarsız, proje bazlı sanatsal-kültürel kümelenişe karşı durmayı gerektiriyor. Yaşama daha fazla müdahil olmayı, bu sorumluluğun sanatsal, etik, politik ve entelektüel anlamda derinleştirilmesini ve tutarlı hale getirilmesini, sanatçının kendi varoluş koşullarıyla kurduğu kurgusal ilişkinin temsiliyle yetinmeyip bu varoluş koşullarına dönüştürücü bir biçimde yaklaşmasını talep ediyor. Sanatçının içinde devindiği sisteme, sistemin tahakkümüne, zorbalıklarına, zulmüne biat etmek veya tahammül etmek veya tahammül stratejileri geliştirip pazarlamak gibi bir görev tanımının olmadığını ileri sürüyor.

Mimesis’in çevrim içi versiyonunda, bu çağrıdan bir görev çıkararak memleketin teatral ve kültürel ortamına ilişkin bazı görüşlerimi tartışmaya açmaya çalışacağım. Bunu yaparken kimi kez sanatsal-kültürel gidişata ilişkin kuramsal bir yaklaşım, kimi kez bir oyun eleştirisi, kimi kez yalınkat siyasi bir yazı ile karşınızda olacağım. Esen kalın.

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Hakan Gürel

Yanıtla