Proje Sanat Yönetmeni kuklacı Cengiz Özek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, `Karagöz Oyunu“nun ülkede görmediği ilgi ve değeri yurt dışında bulduğunu söyleyerek, “Yurt dışına gidince elimizdeki sanatın ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha fark ettik“ dedi.
Gittikleri her yerde büyük övgülerle karşılaştıklarını belirten Özek, yurt dışında küçücük kasabalarda bile festivaller düzenlenirken, Türkiye`de bu konuda hiçbir çalışma olmadığına işaret etti.
“İnsanlar İstanbul`a gelip gösteri yapmak istediklerinde verdiğimiz cevap bizi her zaman üzüyor ve utanma duygusuna itiyordu“ diyen Özek, bu durumun vermiş olduğu duyguyla ilk kukla festivalini 1998 yılında yapmaya karar verdiklerini anlattı.
Özek, ilk festival yapıldıktan sonra, seyircinin son derece ilgili olduğunu ve umduklarından büyük bir kitle ile karşılaştıklarını ifade ederek, “Aslında çok zor şartlarda festivali gerçekleştirdik. Ama çok dolu bir program oldu. İlk defa Topkapı Sarayı`ndaki Karagöz koleksiyonu sergilendi“ dedi.
Yine ilk festivalde, Belediye Müzesi bünyesindeki kuklaların da sergilendiğini anlatan Cengiz Özek, bu gelişmelerin ardından festivalin, Cumhuriyetin 75. yılı kutlamaları kapsamına alındığını ifade etti.
Özek son iki yıldır festivalin AKB ajansı tarafından desteklendiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Dünya Kukla Günü, Türkiye`de bu yıl ilk kez kutlanacak. Festival dünyada çok uzun yıllardan beri kutlanıyor. Festivalin açılışında, Uluslararası Kukla ve Gölge Oyunları Birliği İkinci Başkanı Annetta Dabs, `Dünya Kukla Günü Bildiri`sini bize verecek. Geçtiğimiz yıl, UNESCO, Karagöz`ü Türkiye lehine, somut olmayan miras listesine kabul etmişti. Bu kabul edilişten sonra, üç Karagöz ustamıza da `Yaşayan Kültür Hazinesi` onuru verildi. Biz de bu vesileyle Karagöz`ün de bir İstanbul folkloru olmasıyla birlikle, bu üç ustamıza `Festival Onur Ödülü`nü vereceğiz. Bu kapsamda Kukla Günü için 21 Mart itibarıyla bir hafta sürecek mini festival, 4-16 Mayısta düzenlenecek olan 13. İstanbul Uluslararası Kukla Festivali ile köprü kuracak. Yani etkinlikler üç ay boyunca soluksuz devam edecek.“
-“KARAGÖZ VE ARKADAŞLARI FESTİVALİ“-
Cengiz Özek, dünyada da Karagöz gibi bulunduğu ülkenin insanıyla özdeşleşen ve kültür mirasını alan başka karakterlerin de olduğunu söyleyerek, “Kültür bakanlığına bir proje sundum. Muhtemelen kabul edilecek. Ekim ayının ikinci haftası sonuna kadar `Karagöz ve Arkadaşları Festivali` düzenlemek istiyorum“ dedi.
Özek, bu festivalde, İtalya`dan Punchinella, Rusya`dan Petruşka , Mısır`dan Aragoz, Fransa`dan Ginyol, gibi ülke kimliklerini taşıyan karakterlerin yer alacağını belirtti.
Karagöz`ün bir İstanbul kültürü olduğunu ifade eden Özek, “Karagöz Anadolu`ya has bir kültür değildir. İstanbul`da İmparatorluk döneminde yeni alınan kentlere vali olarak atanan Paşalar aracılığıyla Kuzey Afrika ülkelerinden, İstanbul`a taşınmıştır“ dedi.
Kuklacı Cengiz Özek, şöyle devam etti:
“Karagöz`e en yakın iki bölge Kıbrıs ve Saray Bosna `dır. Burada Karagöz`e çok benzeyen ama kendi tiplerini yarattıkları oyunlar vardır. Bugün Kıbrıs`ta son bir bu kültürün son bir temsilcisi kalmıştır, o da Mehmet Ertuğ`dur. Saray Bosna `da ise kimse kalmamıştır. Sadece müzede kalmıştır. Kuzey Afrika `da ise Karagöz`ün uzantıları devam etmiştir. Balkanlar`da da Karagöz`den başlayarak kendine yeni bir estetik geliştirmiş olan sanat olarak devam ediyor.“
En büyük düşlerinin, bir müze kurmak olduğunu söyleyen Özek, “Karagöz`ün hiç değilse, tiyatro eğitimi veren bir ders olarak öğretilmesi gerektiğine inanıyorum. Aslında kukla, kukla festivali ile Türk insanının hayatına yeniden girmiş oldu“ dedi.
