Bakakalırım Giden Emek Sineması’nın Ardından

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Emek Sineması yıkılacakmış. Pardon, yıkılmayacakmış. Beyoğlu Belediye Başkanı yıkılmayacağını söylemiş. O söylediyse, doğrudur.

Emek Sineması, aylardır kapalı duruyor. Ama açılacakmış.

AKM’ye de öyle diyorlar. Mahkemesi filan vardı zavallının. AKM, hantal bina ya, o kocaman vücuduyla daracık adliye koridorlarına nasıl sığdı bilmiyorum, ama Taksim’in göbeğindeki binayı bile İstanbullular’ın gözünde sığıntı hale getirmeyi çabaladılar. AKM’nin A’sına, K’sına ve M’sine dokunmadan tadil edin dedi hâkimler! Muhsin Ertuğrul’un şaşaalı açılış töreninde, sanatçı eşrafını da yanlarına alarak önce yargıya küfürü salladılar, “yargı senle benim arama giriyor, benim derdim AKM’nin A’sında” dediler.

Kim yeşil diyorsa, fazlasıyla yanılıyor. Bunların gözü çok kara. Muhsin Ertuğrul faciasında önce yeşil alanlar yok oldu. Mesele, tiyatro filan değil, alttan üstten, yandan yol geçirmek.

O kadar rahatım ki şimdi. Zıırt diye gidiyorum Maçka’daki evime. Kongre olduğu zaman tabii ki tiyatroyu da kapatacaklar, (yaptılar zaten ) kongre olduğu zaman memleketi tatil ettirecekler, amaan bana ne ben de evcağızımda diziciğimi seyrederim.

KM’nin A’sını da yıkıp, kocaman bir otopark yapsalar, olmayan arabamı park edeceğim. Zaten neyin tartışmasını yapıyoruz anlamış değilim? AKM’nin dişlerini ve fişlerini çoktan çektiler. İçi bomboş, koltukları sökülmüş, tüm ses ve ışık sistemleri gitmiş. Yani, yapıcı bir biçimde yıkacaklar, ya da dişleri çürümüştü çekiverdik diyecekler.

Bizim demode solcular halen Taksim’e cami, Harbiye’ye heykel tartışması yapadursunlar, memleketimin güzel topraklarının dolar ve euroya hazin dönüşümü karşısında kanım emiliyor, tırnaklarım çekiliyor.

Emek Sineması da AKM gibi önce çürütülüp, sonra yürütülecek. Beyoğlu Belediyesi, ahlaka mugayir bulduğu ‘Yala Ama Yutma’ oyunundaki incecik yutma politikasıyla, belki burayı da yangın merdiveni yokluğuyla yutacak!

Beyoğlu Belediyesi, “Emek Sineması, açılacak” diyorsa, hele bunu onlar diyorsa, hiç inanmam!

Gidin Beyoğlu Belediyesi’nin Karaca Tiyatrosu’na! Bu tiyatronun hangi tarikatlara, hangi cemaatlere peşkeş çekildiğine tanık olun.

Dini inançlara saygım sonsuz, dinsizlere sevgim büyük. Ama Türkiye’de başka mekân yokmuş gibi, Karaca Tiyatrosu’nun dine alet edilerek, profesyonel tiyatrolara kan kusturulması, üstelik bütün bunların Muammer Karaca ustanın adının altında yapılması beni kusturuyor!

Şimdi Emek’i yıkarlar, alışveriş merkezi yaparlar tabi.

Bir kere isimden kaybediyor.

Bu zamanda Emek diye isim mi olur?

Bonus, prestij, papatya, akasya varken…

Sonra semtten kaybediyor!

Beyoğlu’nun orta yerinde sinema mı olur! Hazır Alkazar’da gitmişken, Beyoğlu Sineması can çekişirken!

Sonra 875 kişilik sinema mı olur?

Emek, bilgi, üretim, birlikte yaşama, paylaşma kültürü parçalanmışken, Beyoğlu’nun ortasında 875 kişilik Emek Sineması’nın var olması hayaldir.

Emek Sineması’nı alışveriş merkezine dönüştürmeye hazırlanan Multi Turk Mall’ın Ceo’su Levent Eyüboğlu’nu tanırım. Sabah helikopterine atlayıp, kuşbakışı arsa beğenir, akşam Hollandalı partnerlerine arsayı satar, bir yıl sonra kentin stadyumun yerini değiştirip yeni adıyla yaşam merkezine dönüştürür, üç yıl sonra ödül alır. Herhalde İstiklal Caddesi’ndeki Emek Sineması’nı keşfetmek için helikoptere binmesine gerek kalmamıştır. İmdi, Levent Bey, helikopterine binerek, Emek için protesto gösterileri yapan şahısları izlemek için ek mesai harcamak zorunda kalacak anlaşılan.

Ama bu konuda hükümetten yardım isteyebilir. Muhsin Ertuğrul’dan yana, bizimkilerin fişleme kültürü çok gelişti. Hazır helikopter de varsa, yukarıdan fişlemek daha hayırlı olur.
Emek Sineması’nın emektar müdürü Hikmet Dikmen emekliye ayrılmamış olsaydı, çok daha zor olacaktı burayı yıkmak! Sırada Haydarpaşa var daha! Burası için de, helikopterine atlayacak alışveriş merkezi gurularına, dahi çocuklara ihtiyaç var.

İTÜ Taşkışla Sahnesi Oyuncuları, bir yılı aşkın bir süredir sahnesiz. Ne tuhaf değil mi adlarında sahne var ama sahneleri yok. Provalarını koridorda yapıp, oyunlarını koridorda oynuyorlar.

Rektörlerimiz yıkma kültürünü üniversiteden vermekte çok haklı. Hiç olmazsa çocuklar hayata atıldıklarında, mekânsız kalırlarsa, sudan çıkmış balığa dönmezler. Buradan, İTÜ Rektörü’nü kutluyor, tüm Türkiye’ye örnek olmasını diliyorum.

MHP’li Kemer Belediyesi de tiyatrosunun oyuncularını tasarruf nedeniyle belediye, ‘zabıtası’ yapmış. Oyuncular bildiri yayınlamış, “biz halimizden memnunuz, polemik yapmayın, başkanımız baldan tatlı” demişler. Seçim kazanır kazanmaz heykel kaldırtan başkanın savunması “tiyatroyu yıkmadık ya” olmuş…

Haklı aslında!

Bu durumda yıksa ne olur, yıkmasa ne olur?

Mesela AKM yıkılmadı da, ne oldu? Emek böyle kalsa, yıkılmamış mı oluyor? Karaca’nın varlığıyla Muammer Karaca diye bir ustayı ölümsüzleştirmiş mi oluyoruz?

Bir sabah ben de uyanmışım mesela… Bu yazıdan sonra beni ‘balıkçı’ yapmışlar! Tamam da, bırakın karaları, suları bile satmışlarken, bu saatten sonra Boğaz’da balıkçı olsam ne olur, olmasam ne olur?

BİRGÜN GAZETESİ

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Nedim Saban

Yanıtla