Burası Kültür Başkenti

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbul’un sinema salonları birer birer kapanıyor. Emek Sineması’nın ardından Yeni Rüya Sineması da mayıs ayında veda ediyor.

Kültür Başkenti’nin, yani kültür ve sanat merkezi olan Beyoğlu’nun eskiden orta yeri sinemaydı, şimdi ise kimilerine göre “rant” merkezi… Eski Beyoğlu lavanta kokarmış, şimdilerde de “eskiye sahip çıkmak” için tramvaydan lavanta püskürtülüyor. Ama gelin görün ki Beyoğlu’nda eski sinemalar bir bir kapanıyor. Aylardır süren bir hengame, alkışlar, ıslıklar, borazan sesleri, atışmalarla devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda kültür hayatımıza sessizce veda eden Alkazar Sineması’ndan sonra Emek Sineması kapandı ama bu kilit vurulan sinemaların sonuncusu olmayacak; 6 mayısta Yeni Rüya Sineması kapanıyor. Sonra, sıra belki Sinepop’a, ardından Beyoğlu Sineması’na gelecek. Kala kala bir Atlas Sineması kalacak geriye. Tüm bunların tek bir sebebi olmadığı gibi sorun da çok yeni değil. Önce herkes şapkasını önüne koyup bir düşünsün: Değişiyoruz. Alışkanlıklarımız, beğenilerimiz gün geçtikçe değişiyor ama bu arada kültürel hafızamızı yoklamak bir yana kafamızı çevirip sürüklendiğimiz kültürel yoksunlukla yüzleşemiyoruz bile. Sinemaları, eğlence mekânı olarak görüp bir de ağır vergiler alıyoruz. Çok salonlu, yüksek teknolojiyle donatılmış sinema salonlarının karşısında ayakta durmaya çalışan emektar sinemaların sahipleri, film şirketlerinin büyük sinemalarla bağımsız sinema salonları arasındaki “ayrımcılığa” dikkat çekiyor. “Biz bir filmi altı hafta oynatmak zorundayız ama AFM ve CineBonus gibi büyük tekel sinemalar ‘Ben bu filmi bir hafta oynatırım’ diyebiliyorlar, biz diyemeyiz, çünkü güç onlarda…” diyorlar. Gidişata göre Beyoğlu’da yakında çok salonlu sinemalar hariç bağımsız sinema kalmayacak. Biz de tek tek Beyoğlu’daki sinema salonlarının kapısını çalıp durumu bir de onlardan dinlemek istedik ve hepsinin kırgınlığıyla yüzleştik.

Yeni Rüya/Şahin Dilbaz

Tek salon olayı Türkiye’de bitiyor, sinema seyircisi değişiyor. Alışveriş merkezi herkesi mahvetti. Türkiye’nin en güzel sineması Emek kapandı, inanılacak gibi değil. Sinema şirketleri de çok fazla dayatma yapıyor. Bir film geliyor diyor ki, “Bu filmi altı hafta oynatacaksın”. Ben Yeni Rüya Sineması’nda bir filmi altı hafta nasıl oynatayım? Festivalde 15 günde 36 bin kişi geldi. Diğer günler nerede bu insanlar? “Ayakta kalsın, yıkılmasın” diye herkes bağırıyor ama nasıl kapanmasın? Emek’in Yeni Rüya’nın kapanmaması için devletin desteği olması lazım, Kültür Bakanlığı’nın Beyoğlu Belediyesi’nin desteği olması lazım. Eğlence vergisini, KDV’yi düşürmesi lazım. Yeni Rüya Sineması kapanınca bir kısmı Kültür Bakanlığı’na, bir kısmı Beyoğlu Belediyesi’ne ayrılmış, geri kalan da alışveriş merkezi olacak herhalde. Alkazar gitti, Sinepop gidebilir, Yeni Rüya gidecek… Beyoğlu’nun kendisi zaten alışveriş merkezi. 15 tane sinema salonu vardı, her yer mağaza zaten. 35 sene çalıştık ekmek yedik, kazansak bırakır mıyız hiç?

Sinepop/Mehmet Soyarslan

Bugün Beyoğlu’da dolaşırsanız bazı binaların üzerinde “Bir zamanlar burada şu sinema vardı” diye yazar, bu çok acı. Dünyanın birçok ülkesi böyle değerlerine sahip çıkabiliyorken biz yapamıyoruz. Alışkanlıklarımız değişti. Yerleşim merkezlerinin yakınlarında alışveriş merkezinin olması doğal. Türkiye’de ise şehir merkezlerinde ve bu inanılacak gibi değil. Buraya Almanlar geldi ve “Nasıl oluyor da belediye meclisinde bu kadar dükkân sahibi insanların burunlarının dibine alışveriş merkezi yapılmasını kabul ediyorlar” diye sordu. Gerçekten de insan eksilmeyen Beyoğlu’da sinemalar beklenen ilgiyi görmüyor. Beyoğlu zaten üstü açık bir alışveriş merkezi. Bazıları “Beyoğlu’da tek bir sinemaya niye gitsin adam, alışveriş merkezinde 10 salon birden var” diyorlar. İyi de Beyoğlu’da daha fazla var, yine seçebilir, bu bahane değil. Beyoğlu’nun bir avantajı kaliteli ve sanat filmlerinin ağırlıklı olması. Festival yapılıyor, sinema dolu oluyor. Kültür Bakanlığı dese ki “Ben bu festivali destekliyorum ve getireceğiniz filmlerin masraflarını ben karşılıyorum…” Ama demiyor ve festival kendini döndürmeye çalışıyor, bunu yaparken sinema salonların alacağı payı düşük tutuyor. Kimse demiyor ki “Siz kültüre sanata hizmet ediyorsunuz sizin elektriğinizi, suyunuzu şu fiyattan verelim”. Her şeyin en yüksek fiyatını sinema salonları ödüyor. Bu sinemalar kalsa sorunlar çözülebilir mi? Elbette çözülebilir, Devlet, belediye destek verse, vergiler düşürülse neden olmasın? Sinepop’un ne olacağı belli değil, biz de bilmiyoruz… Bir inşaat grubunun satın alma ihtimali var .

Beyoğlu/Temel Kerimoğlu

Bizlerden alınan vergi Kültür Bakanlığı’nda toplanıyor ve yerli filmlere destek olarak veriliyor ama bunun bize hiçbir geri dönüşü olmuyor. Kültür Bakanlığı filmlere verdiği gibi Avrupa sinemasından örnekler gösteren sinema salonlarına destek vermiyor. Bu gidişle destekledikleri Türk filmlerinin oynatılacağı sinema kalmayacak. “Bağımsız sinema kalmayacak” diye yıllardır bağırıyoruz. Beyoğlu Belediyesi’nin bize sponsor olmasını istiyoruz. Belediye Başkanı diyecek ki; “Alkazar açılacak, Emek Sineması yeniden yapılıp açılacak.” Tabii ki kapandı demeyecek, sıra bize gelecek. Vergi borcumuz gittikçe yükseliyor. Bal filmi AFM’lerde, CineBonus’larda oynamadı. Türk filmleri de vizyonda yer bulamayacak. Çünkü yabancı filmlerin ayağı bu tekel sinema salonları oldu. Bir kaynak yaratılması gerekiyor. Beyoğlu’na alışveriş merkezi yapılıyor. Bir sinemada 10 tane salon olacakmış, bizim bu şartlarda yaşama şansımız yok. Kültür Bakanlığı’ndan destek bekliyoruz.

SİBEL ORAL

Taraf

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.