Nihal Kuyumcu’nun İsveç Ulusal Çocuk Performansları Bienali Yorumu

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Nİhal Kuyumcu/

5-8 Mayıs 2010 tarihleri arasında “Ulusal Çocuk Performansları Bienali”  “bibu” İsveç-Lund şehrinde gerçekleştirildi. Türkiye’den Nihal Kuyumcu, Beril Boz, Hicran Çalı Polacanlı ve ayrıca Diyarbakır Belediyesi Şehir Tiyatrolarından olduklarını söyleyen iki kişi katıldılar.

Bienalde düzenlenen seminerlerde İsveç’in daha önce işbirliği yaptığı ülkelerin (Türkiye, Ruanda, Kosova) grupları ülkelerindeki Çocuk ve gençlik tiyatrolarının bugünü ve dünü ile ilgili bilgiler verdi, daha önce gönderilen “Niçin ve hangi nedenlerden ötürü uluslar arası değişim yapmalıyız.” Birbirimizin toplumu hakkında bilgi sahibi olmadan uluslar arası değişim ve işbirliğine başlayabilir miyiz? İyi bir işbirliğinden neyi kastediyoruz ve bunun kötüsü nedir?” soruları tartışmaya açıldı. Her seferinde konu “ekonomik koşullar” a geldi ve tıkandı. Uluslararası yardım deyince anlaşılan, genellikle ekonomik yardımlar idi.

Seminerler içinde Ruanda’nınki ilginçti. Grup Ruanda’da Koloni öncesi, koloni dönemi ve sonrasında tiyatronun gelişimi ile ilgili bilgiler verdi. İsveç’te gördüklerinin onlar için şaşırtıcı olduğunu dile getirdiler. Tiyatro salonlarına çocukların gruplar halinde getirilmesi onlar için ilginç bir deneyim olduğunu, çünkü ülkelerinde henüz böyle bir şeyin olmadığını söylediler.  Buna karşılık okullarda “Çocuklarla tiyatro ” programlarının oldukça yaygın bir şekilde uygulandığını dile getirdiler. Belki bu konuda Raunda ile bilgi deneyim alış-verişinde bulunabiliriz.

Seminerlerin ilkinin Türkiye’nin olması bizi zorladı.  Moderatörün üstüne basarak vereceğimiz bilgileri çok kısa tutmamızı istemesi ve Diyarbakır Belediyesi ile ilgili çalışmalara da söz vermek istediğini söylemesi bizim zamanı planladığımız şekilde kullanmamızı engelledi. Hazırlanan PPT sunumunu bile yapamadan, bize yöneltilen bir iki soru ile bize ayrılan süre bitirildi. Sorulardan biri önemli idi. Kamerunlu Delegenin öğrenmek istediği Türkiye, Kosova, Raunda gibi birbirinden farklı kültür ve coğrafyadaki ülkelerin İsveç ile hangi ortak noktada buluştukları ve tarafların bu işe başlarken birbirlerinden ne bekledikleri idi. Bu soru daha çok İsveç’e yöneltilmişti. İsveç de bu soruyu “Çocuklar söz konusu olduğunda birbirimizden öğreneceğimiz şeyler her zaman bulunur” şeklinde yanıtladı.

Sergilenen oyunların büyük bir kısmını izleme olanağı bulduk. Ancak, Bienal’in Ulusal olması nedeniyle broşürlerdeki bilgiler de İsveççe idi ve bizim için bu durum, özellikle söze dayalı oyunlarda zorlayıcı oldu. Ancak oyun bitiminde grupla konuştuğumuzda izlediğimiz oyunlar anlam kazandı. Ayrıca Kuzey ülkelerinin yanı sıra, İtalya Belçika gibi ülkelerden de oyun izleme fırsatı bulduk.

Okul öncesi çağı çocuklarına yönelik izlediğimiz iki oyundan biri İtalyan grubun ışık oyunlarıyla yaptığı, zaman zaman çocukları da oyuna kattıkları ilginç bir gösteri idi. Çocuklar önce izliyor oyunculardan aldıkları küçük ipuçlarıyla aynı şeyleri yapmaya çalışıyorlardı. Çocuklar izliyorlar, oyundaki mantığı çözüyor ve dâhil oluyorlardı. Onlar için güzel bir deneyimdi. Diğer oyunda ise yeni yürümeğe başlayan küçük bir bebeğin anne babası uyanmadan önce kalkıp evi karıştırması yaptığı yaramazlıklar üzerine kurulmuştu. Salonda bulunan seyirci çocuklar (2-3 yaş grubu) oyunu büyük bir keyifle izlediler.

Oyunlara genel olarak baktığımızda bizdekilerden farklı bir anlayışla oluşturulduğunu görüyoruz. Sözleri çok anlaşılmadığı için içerik olarak bir şey söyleyememekle birlikte, çocuklara kendilerini gösteren, düşündüren oyunlar çoğunlukta idi. Bizde örneğin küçük yaş grubunu hedefleyen bir oyun dendiğinde akla tavşanların sincapların yer aldığı oyunlar gelirken orada sanki o oyunlar devrini tamamlamış gibiydi. Bir Dans tiyatrosu örneğini izlerken ya da Norveç’in, İtalya’nın oyunlarını izlerken “Bu bir genç ya da yetişkin oyunu neden olmasın?” gibi bir sorular aklımıza geldi.

Sonuç olarak uluslar arası ya da ulusal festivaller her zaman bilgi ve deneyimlerin paylaşılması, kısa sürede çok değişik grup ve ülke izlenme fırsatı vermesi bakımından Çocuk Tiyatrosu alanında çalışanlar için çok önemli. ASSİTEJ bu noktada çok önemli çalışmalara imza atıyor. Uluslararası yardımlaşma, karşılıklı değişim programları, workshoplar Çocuk Tiyatrosu açısından çok önemli kazanımları da beraberinde getirmektedir. Ancak, bu kazanımların her iki taraf için de geçerli olduğu, Uluslararası ilişkilerde Ulusal menfaatlerin her zaman dostluktan önce geldiği unutulmamalıdır.

Assitej

Paylaş.

Yanıtla