Tarihi ‘Köroğlu Operası’ İstanbul’da

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Doğu’nun ve Türk-İslam sanat dünyasının ilk opera eserlerinden biri kabul edilen “Köroğlu Operası”, bu yıl birincisi düzenlenen Uluslararası  Opera Festivali’nin 23 Temmuzdaki kapanışında sahnelenecek.

 TÜRKSOY Genel Sekreterliğinden yapılan açıklamada, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı desteğiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından DenizBank’ın katkılarıyla “Opera Şehre İniyor” sloganıyla hayata geçirilen 1. Uluslararası İstanbul Opera Festivali’nde Türk kültürü ve yaşantısını konu olan milli operaların ağırlıklı olarak yer aldığı belirtildi.

“Saraydan Kız Kaçırma”, “Fatih Sultan Mehmet”, “Zaide” gibi eserlerle birlikte “Köroğlu Operası”nın da festival kapsamında yer alan Türk kültürünü yansıtan önemli eserler arasında bulunduğu bildirilen açıklamada, TÜRKSOY Genel Sekreterliğinin hazırladığı ve 23 Temmuzda Haliç Kongre Merkezinde sahnelenecek “Köroğlu Operası”nın, festivalin kapanış temsili olacağı ifade edildi.

İLK KEZ 1937’DE SAHNELENDİ

Açıklamada, Azerbaycanlı bestekar Üzeyir Hacıbeyli’nin ölümsüz eseri “Köroğlu Operası”nın, Doğu’nun ve Türk-İslam sanat dünyasının ilk opera eserlerinden biri kabul edildiği vurgulandı.

 İlk defa 1937 yılında Azerbaycan Devlet Akademisi Opera ve Bale Tiyatrosu’nda sergilenen ve Türk dünyasının ortak destan kahramanlarından biri olan Köroğlu’na ithaf edilen eserin, uzun yıllar Azerbaycan Türkçesinde dünyanın birçok yerinde sahnelendiği anlatılan açıklamada, ana teması özgürlük, eşitlik ve aşk olan eserin temasının evrenselliği, üslubunun yalınlığı ve zengin dekoruyla  her zaman izleyicileri büyülediği belirtildi.

TÜRKSOY Genel Sekreterliğinin, bu ölümsüz eserin yeni bir sanatyönetmenliğinde, Türk dünyasının önde gelen sanatçılarıyla ortaklaşa yenidensahnelenmesi için 2009 yılında çalışma başlattığı anımsatılan açıklamada, uzun yıllar dünyanın önemli orkestralarıyla birlikte solo konserler veren keman virtüözü olan TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov’un öncülüğünde yürütülen “Uluslararası Köroğlu Operası Projesi”nin, TÜRKSOY’a üye 6 ülkeden (Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tataristan ve Başkurdistan) 250 sanatçının
katılımıyla geçen yıl başarıyla gerçekleştirildiği anlatıldı.

 TÜRKSOY Genel Sekreterliği tarafından hazırlanan “Köroğlu Operası”nın  8-18 Eylül 2009 tarihleri arasında Bişkek, Almata, Ankara ve Bakü olmak üzere 4  başkentte sahnelendiği kaydedilen açıklamada, ilk kez Türkiye Türkçesinde  seslendirilen “Köroğlu Operası”nda, Ahmet Agadi (Köroğlu, Tataristan), Gülzad  Daurbayeva (Nigar, Kazakistan), Yoldaş İsrailov (Ayvaz, Kırgızistan), Emrah Sezen  (Soytarı, Türkiye) gibi solistlerin yer aldığı bildirildi.
Eflatun Neimetzade’nin sanat yönetmenliğindeki eserin, dekorlarını Savaş  Camgöz’ün hazırladığı, koreografisini Mehmet Balkan ve koro şefliğini Elnara  Kerimova’nın yaptığı ifade edilen açıklamada, “Işık düzeninden ses düzenine,  makyajdan kostüm tasarımlarına kadar her alanda pek çok sanatçının katkıda
bulunduğu proje, Türk dünyasının sanatçıları arasında tam bir kaynaşma sağladı”  denildi.

 İSTANBUL’A KARDEŞLİK VE SEVGİ TAŞINACAK

 “Köroğlu Operası” ile İstanbul’a kardeşlik ve sevginin taşınacağına  işaret edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Atıyla sahneye çıkacak olan Köroğlu, seslendirdiği aryalarla bizleri eşitliğe ve barışa davet edecek. Sevdalı Nigar, aşkının saflığıyla birlikte  sadakatin ve cesaretin ne olduğunu anlatacak. İyiliğin kötülüğe her zaman galip geleceği, adaletin ve sevginin bir gün tüm dünyaya hakim olacağı operanın diliyle bir kez daha ilan edilecektir. Ayvaz’ın, Balkanlar’dan Orta Asya’ya uzanan  diyardaki her karış toprakta bıraktığı nal izleri, aslında Türk kültür coğrafyasının ne kadar geniş olduğunu bizlere gösterecektir. Öte yandan, büyük  Avrasya coğrafyasının değişik bölgelerinde yaşayan Türk dili konuşan halkları,  akraba ve komşu toplulukları birleştirenin hoşgörü ve gönül bağları olduğu da  vurgulanacaktır. ’Köroğlu Operası’ ile TÜRKSOY, Avrupa Başkenti İstanbul’dan Avrupa ve dünyanın geri kalanına, Türk kültürünün evrensel boyutlarını ve Türk  dünyasının nasıl kabiliyetli sanatçılar yetiştirdiğini gösterecektir.”

 Radikal

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.