Dans Tutkusu Sokakta Başlar

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Los Vivancos, düpedüz sokak dansıyla flamenko ve klasik baleyi zarif bir dengede buluşturan başarılı bir İspayol topluluğu. Babaları bir anneleri farklı 7 kardeşten oluşan topluluk, 21 Eylül’de İstanbul’da bir kez daha sahne alacak. Star Ajanda’nın sorularını  Los Vivancos adına cevaplayan Joshua danslarının, klasik balenin estetiği, flamenkonun acı ile hüznü ve sokak danslarının sınırsız coşkusuyla harmanlandığını söylüyor…

Soner Can sonercan43@gmail.com

• Grubun varlık nedeni ve gücü hakkında ne söylersiniz?

Topluluk olarak babamızın soyadını taşıyarak aslında babamız Pedro’nun, flamenko tutkusunu devam ettiriyoruz. Hepimizin babası aynı olduğu halde, annelerimiz farklı olduğu için aramızda uzaklık olabilirdi. Ancak babamız öyle güzel bir denge sağladı ki hem arkadaş olduk hem de babamızın birer hayranı olarak flamenko aşkıyla büyüdük.

• Bir ömür göz önüne alındığında iki kardeşin bile uzun süre dengeli birliktelik sürdürmesi kolay değil. Siz 7 kardeş bu işi nasıl başardınız?

Çocukluğumuzdan beri babamızı bir kahraman olarak görüyorduk ve ona benzeyebilmek için birbirimizi motive ediyorduk. Ortak noktamız babamıza olan sevgimizdi ve bu bizi kardeş olmaktan öte çok yakınlaştırdı. Barselona konservatuvarından sonra hepimiz ayrı ayrı topluluklarla hatta dans tiyatrolarıyla çalıştık ve bir anlamda kendimizi ispat etmeye çalıştık. Güvenimizi kazandıktan sonra şimdi beraber çalışmak tam tersine bizi güçlendiriyor. Çünkü sevdiğimiz işi aynı kandan bir topluluk olarak yürütüyoruz.

• Flamenko siyah ve kırmızı demek aslında. Sizde kırmızı eksik… İçinde kadının olmadığı flamenko dansını nasıl tanımlarsınız?

Bize eşlik eden harika bir flamenko şarkıcımız var ve ayrıca harika dans ediyor. Hatta gösterimizde bir kadının iki kardeş arasında kaldığı çok tutkulu ve dramatik bir sahne var, bizi çok iyi tamamlıyor. 21 Eylül’deki gösterimizde de aynı ilgiyi göreceğimizden eminim.

• Yıllar içinde bir çok ülkede sahne aldınız. Gösterinize en sıcak ilgiyi hangi ülkelerde buldunuz?

İstanbul’a üçüncü kez geliyor olacağız ve İstanbul’da daha önceki ziyaretlerimizde birçok hayranımız oldu. Bize facebook yoluyla, elektronik postayla ulaşan yüzlerce hayranımız var. Aynı ilgiyi Fransa’da da yaşamıştık. Özellikle Paris tarihinin en büyük kapalı salon prodüksiyonlarından biri olan ‘Avant L’ombre’ de her akşam binlerce kişi karşısında gördüğümüz ilgi inanılmazdı.

• Türk seyircisini nasıl yorumlarsınız?

Son olarak geçen aralık ayında İstanbul’da sahne almıştık, gösterinin sonunda solo performanslarımız sırasında ayakta alkışlayan ve dans eden bir kalabalık vardı. Seyircinin arasına girip sürpriz yaptığımızda büyük bir coşku oldu.

• Dansın bedene etkisi bilinen bir şey. Sürekli dansa uygun bir hayat yaşamak insan ruhunda ne gibi değişimler ve etkileşimler yaşatıyor?

Öncelikle hepimiz vücudumuza çok iyi bakıyoruz. Sadece dansla değil, ayrıca spor yaparak bedenimizi sağlıklı tutmak bizim için çok önemli. Dans sıkı bir performans demek bu yüzden sahneye güçlü çıkmak gerekiyor. Bizim avantajımız çocukluğumuzdan beri dövüş sanatlarıyla iç içe olmak bu sahnedeki duruşumuza ve performansımıza güç katıyor.

• Flamenko dışında size yakın gelen dans türleri nelerdir?

Hepimiz klasik bale eğitimi aldık. Bunun kazandırdığı bir estetik olduğunu düşünüyorum. Flamenkonun dramatik yapısıyla, balenin zarafetini sahnede bir araya getirebildiğimize inanıyorum. Ama çocukluğumuzdan beri sokak danslarına bayılırız.

Star

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.