‘Kıyıya Oturmanın Böylesi’ne Can Feda

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mehmet K. Özel

12 kişilik bir oyunun oyuncu takımı son anda gösteriye yetişemezse ve tiyatro salonundaki tek oyuncu sahneye çıkıp 12 karakteri birden oynamak zorunda kalırsa ne olur?

Oyun “commedia gabriellina” stilinde bir oyunsa ve o tek oyuncu Merve Engin’se neden olmasın!

“Commedia gabriellina” stilini, oyunu seyredene kadar bilmiyordum; bilgim en çok “Commedia dell’arte”ye uzanıyordu, öğrenmiş oldum:

Commedia gabriellina” commedia dell’arte’nin bir varyasyonuymuş; 16. yy sonlarında Giovanni Gabriel tarafından icat edilmiş. Kendine has teknikleri ve yapısıyla, masklar ve aksesuarlar yardımıyla oyuncuya tek başına birden fazla karakteri yorumlayabilme olanağı sağlıyormuş. Aşırı sadeliği olan, seyirciyi içine alan, seyircilerden gelen taleplerin göz ardı edilmediği bir oyun stiliymiş.

Merve Engin’i de, oyunu seyredene kadar “hakkıyla” tanımıyordum. Onu bir tek, geçen yıl, hiç bir şeyini beğen(e)mediğim “Ben Patronum”da izlediğimi zannediyordum; biyografisine bakınca, Aksanat’taki Jose Rivare’nın “Dali Göndermeleri İçimi Isıtıyor’unda da oynamış olduğunu öğrendim.

Merve Engin’i esas bu oyunla tanımış oldum.

“Kıyıya Oturmanın Böylesi” sözünü ettiğim oyun. Yükseltilmiş bir platform, bir oyuncu, bir taşınabilir merdiven, bir sehpa ve 10 mask ile bilumum aksesuar: dünyaya bedel. Tabii eğer o tek oyuncu mükemmelse.

Merve Engin de öyle.

Merve Engin “anlattığı” hikayeyle yaklaşık 50 dakika boyunca güldürüyor seyirciyi.

Antonio Fava maskların tasarımı ve süpervizörlüğün yanı sıra oyunun kanavasını kurmuş. Gerisi bütünüyle Merve Engin’in hayal gücüne ve kabiliyetine kalmış.

Matematiği zekice planlanmış, yaratıcı fikirlerle dolu, ustaca oynanan “insani” bir oyun “kıyıya oturmanın böylesi”. [tiyatro terminolojisine “insani” tabirini de sokmuş oldum böylece. Neyi kastediyorsam!]

Hemen başta, oyuncu arkadaşlarının gelemeyeceğini söylerken oyundan 12 kişilik diye bahsetmesi üzerine, seyrederken karakterleri saydım, son dakikaya kadar 11 karakterle sürdü oyun. Bir yandan 12. karakteri merak ediyordum, bir yandan da masanın altında kalmış ve daha kullanılmamış maskedeydi gözüm.

Acaba Engin heyecanla yanlış rakam mı söyledi diye bile düşündüm bir ara. Neyse, yanlış falan yok, boşu boşuna kafamı meşgul etmişim. Halbuki oyunun keyfine daha çok varabilirmişim bu hesapları yapıncaya kadar!

Eve dönüp internette oyun hakkında yazılanları okuyunca bir de ne göreyim: herkes 11 karakterden bahsediyor; yoksa oyun 11 karakterli miydi?!

Posta güvercinini sayarak mı, saymadan mı…

“Kıyıya Oturmanın Böylesi” önümüzdeki günlerde İstanbul’un farklı mekanlarında izlenebilir. Tarihler için tıklayın.

Danzon

 

 

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Mehmet K. Özel

1 Yorum

  1. Pingback: “kıyıya oturmanın böylesi”ne can feda « kıyıya oturmanın böylesi

Yanıtla