“Senaryolar Gerçekten Uzak”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

(Meltem Uzun’un Gerçek Gündem’de yayınlanan Selen Uçer’le yaptığı söyleşiyi yayınlıyoruz.)

Ödüllü sinema sanatçısı Selen Uçer, sinema ve tiyatro için yazılan senaryoların gerçeklikten uzak olduğunu ifade ederek, ”sokak çalgıcıları bana izlediğimiz çoğu oyundan daha gerçek geliyor” dedi.

”Cam” adlı tiyatro oyunu için Ankara’ya gelen sanatçı, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, özellikle yerli yazarlarda kadın rollerinin çok rahat çıkmadığını, sinema ve tiyatro oyunlarının metinlerinde kadın karakterlerin karakter gibi yazılmadığını savundu.

”Kötü kadın, anne kadın, sevgili kadın… Bu üç klişe üzerinden gidiyor. Oysa bambaşka karakterler var” diyen Uçer, ”Cam”da üç farklı türden kadının birbiriyle çakışmasının anlatıldığını söyledi.

Genç sanatçı, Dolunay Soysert, Deniz Çakır ve Mete Horozoğlu ile aynı sahneyi paylaştığı ”Cam” adlı oyuna ilişkin şu bilgileri verdi:

”Bu oyun daha geniş kadın karakterler taşıdığı için önemli. Laçin Ceylan’ın da bir kadın yönetmen olması bize bu konuda bir avantaj sağladı. Ceylan, doğaçlama malzemesini de oyunun içine koydu. O da oyunu daha gerçek yaptı. Metni değiştirmek anlamında değil ama rollerle ilgili ya da besleyici yerlerde birkaç ek çıkarmak gibi. Herkes de malzemeler getirerek çalıştı ki zaten öyle olmalı. Böyle bir ekiple böyle bir proje beni heyecanlandırdı. Gerçek olmayan şeylerle ilgilenmediğim için 3 yıldır tiyatro yapmıyordum.”

Bir oyuncu olarak bir sürü oyunu beğenmediğini söyleyen Uçer, birtakım İngiliz oyunları çevirip çevirip oynamanın yeterli olmadığını çünkü bu oyunların kendisine gerçek gelmediğini, Bristol’daki herhangi bir şeyle burada yaşayan bir insan olarak ilgilenmediğini ifade etti. Uçer, ”Bu oyunun güzelliği o bence. Benim için oyunu seçmemdeki neden de oydu. Dert ne olursa olsun bizim derdimizi anlatmak beni çok heyecanlandırdı. O yüzden çok önemli buldum” dedi.

Bunun gibi oyunların kendisi için çok özel olduğunu açıklayan Selen Uçer, kendisinin sinemayı daha çok seven bir sanatçı olduğunu çünkü sinemada karakter üzerine daha farklı çalışıldığını, birebir hikayelerden yola çıkarak daha gerçekçi olunabildiğini kaydetti. Türkiye’de zaten çok az olan tiyatro ürünlerinde çok fazla yanlış prodüksiyon, ‘miş gibi’ yapılmış iş olduğunu dile getiren ödüllü sanatçı, ”Yoksa oyuncu dediğin adam tiyatroda, sinemada, ikisinde de oynar. O işin, o karakterin, o hikayenin, sinema ya da tiyatroda gereklerini anlayıp ona göre oyuncu kendi malzemesiyle oynar” ifadelerini kullandı.

Uçer, sinema ve tiyatro için yazılan senaryoların gerçeklikten uzak olduğunu ifade ederek, ”sokak çalgıcıları bana izlediğimiz çoğu oyundan daha gerçek geliyor” dedi.

-ANKARA SEYİRCİSİ DAHA BİRİKİMLİ, ÖZENLİ-

Tiyatro izleyicisi anlamında Ankara seyircisinin daha birikimli, seçen, özenli, ciddiye alan bir seyirci olduğunu anlatan Uçer, Ankara’nın tiyatro oyuncuları için hep bir sınav yeri olarak düşünüldüğünü aktardı.

Şu ana kadar ”Ara” ve ”Büyük Oyun” gibi 2 bağımsız sinema filmiyle ödül aldığını ve bu filmlerin kendisi için özel olduğunu kaydeden Selen Uçer, ancak ekmeğini oyuncu olarak kazandığını vurgulayarak daha herkese ulaşabilecek, popüler olabilecek ürünlerde de oynayabileceğini anlattı.

Oyuncuların egolarından kurtulmaları için öncelikle yanındakinin ne yaptığını bırakıp kendi işine bakması gerektiğini belirten sanatçı, ”Yanındakini kıskanmaya, ezmeye, onun önüne geçmeye falan değil, oynamaya bakması gerekiyor. Çünkü kamera çalıştığında biri bilmem kim olabilir, biri daha yeni başlamış biri olabilir ama kamera önünde herkes eşittir” dedi.

Sanatçı egosundan arınmadan hiyerarşi kurulmaya çalışılırsa ‘sürecin’ oldurmazlığa gideceğini anlatan başarılı sanatçı Uçer, ”Başka yerlerde, daha oturmuş yerlerde bunların kuralları falan vardır. Bu egolar yüzünden ülkemizde öyle şeyler oldurmazlığa gidiyor ki iki insan biraraya gelip bir şeyi yapamıyor. Çünkü devamlı birbiriyle uğraşma var. Oyuncular birbiriyle uğraşma yerine işiyle uğraşsa işler çok daha yükselir” diye konuştu.

Gerçek Gündem

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.