Hamxlet Devam Ediyor

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Bizim Tiyatro, kuruluşunun 30ncu yılında Hamxlet’i sürdürüyor… Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde (0216) 418 95 49

23 Mart Çarşamba 20.30’da

Dünya Tiyatro Günü Haftası kapsamında “ücretsiz gösterim”…

İzmir Turnesi:

İzmir Büyükşehir Belediyesi  29.İzmir Tiyatro Günleri Festivali kapsamında  İzmir Sanat Merkezi’nde (0232) 293 40 41 – 42

31 Mart Perşembe 20.30 ve 01 Nisan Cuma 20.30

Bizim Tiyatro Hamxlet Otuzuncu Yıl

Hamxlet (2 bölüm,120 dk)/ Shakespeare’in Hamlet oyunundan yorumlayan-yöneten Zafer Diper Yönetmen Yardımcısı Ece Erişti – Berna Küçükoğlu / Giysi-Aksesuar Nazan Diper / Sahne Düzenlemesi          Ahmet Yürük / Işık Süreyya Karaduman / Görsel İşlemler Uğur Levent Kavcıoğlu / Film Gösterimi                Faik Üretmen / Eskrim Çalışması Özden Ezinler /Afiş-Dergi Aydın Göksu / Oyuncular: Hamlet Memetcan Diper Ophelia Ece Erişti Claudius Savaş Özdural / Gertrude Elif İskender /  Polonius Zafer Diper /  Horatio            Sezgin Cengiz / Elizabeth Beril Senvarol / Rosencrantz Ali İhsan Bozdemir / Guildenstern Özgür Sağlık Laertes Cengiz Güleryüz / Hillary Nazan Diper / Barbara Berna Küçükoğlu / Sözcü (Film) Kerem Kobanbay

www.bizimtiyatro.net / bilgi@bizimtiyatro.net / bizimtiyatro@gmail.com / (0543)765 71 15

Zafer Diper’in Hamxlet’te yaptığının yazıya geçirilmiş bir  alımlama- yorumlama etkinliği olduğu da savlanabilir. Çünkü  sonuçta  Shakespeare’in Hamlet’inin Diper anlamlandırması  doğrultusunda  yeniden kaleme alınışı bu…Hamxlet’se  Shakespeare entirkasıyla  kalmıyor, bunun yanında ortaçağ dekorundan günümüz yenidünya  düzenine uzanarak çok uluslu bir holding aracılığıyla o bildik Hamlet’in  nasıl kavramsallaşmış olduğunu kanıtlıyor bir bakıma… Hamxlet’te, insanın insanı sömürmesine dayalı o temel entrika odağa alınıyor. Bu entrikada ise genç, yetenekli, pırıl pırıl bir oyuncu kadrosunun insana doygunluk duygusu yaşattıran oyunculuklarına yer açılıyor… Hamlet’in şu kadar yıl sonra bu kez yenidünya düzeni içinde, üstelik  kavramsallık temeline oturmuş olarak yeniden karşımıza  çıkması hoş bir sürpriz… M.Sadık Aslankara / Tiyatro Tiyatro Dergisi

“x” sorudur, cevaptır, bilinmeyendir, ölümdür..”x” harfi Ham ve Let’in arasına girip onu ikiye bölüyor.. Uluslararası alanda faaliyet  gösteren Hamxlet adlı bir şirkette geçen oyun Shakespeare’in dört   yüz yıl önceki iletilerinden uzaklaşarak  günümüz insanlığına farklı  mesajlar veriyor. İktidarın, büyük şirketlerin eline geçtiği mesajı ön planda.. Klasik tiyatro çizgisinden farklı bir platforma yerleştirilen  eserde, cesur sahneleri ve kural tanımayan oyunculukları sayesinde tiyatro sahnesinin sınırları ortadan kalkıyor, sürprizleri, esprileri ve gerçekçiliğiyle izleyicilerin beğenisini kazanarak dakikalarca ayakta  alkışlanıyor Hamxlet…  Ayça Zeynep Genç / Hürriyet

Sahnede modern toplumlar için doğal ama bizim gibi geri bıraktırılmış toplumlarda cüretkar bölümlerin olması, oyunun ne kadar ayrıntılı düşünüldüğünü kanıtlamaktadır.Oyun,Shakspeare’in Hamlet  oyunun yeniden yorumlanması üzerine kuruludur… Hepsi son  sahnede girişilen düelloda hayattan kopacaklardır. Elbette ailenin ortadan kalkması şirketin ortadan kalkması anlamına gelmemektedir.  Çokuluslu şirket dünyanın değişik yerlerinde ölüm saçarken, zor ile insanları köle yaparken yönetim kurulunu oluşturması kaçınılmazdır. Bir tiyatro şöleninde tanık olmak sterseniz,  bu oyunu kaçırmamanızI dilerim…  İsmail Cem Özkan / Galata Gazete

Zafer Diper ve Bizim Tiyatro adını duyunca hemen bir sevinç dalgası ile sarılıyor içim…Bu kez Hamlet, 2000’li yıllarda Hamxlet şirketinin varisi olarak karşımıza çıkıyor.. Hamlet ölürken neden kendi öyküsünü çağlar boyunca anlatacak tiyatroyu arıyor?.. Bizim Tiyatro, anti-kahramanlık yaparak öyküsünü anlatmak için sizleri tiyatroya çağırıyor… Canan Şahin / Sanat-Edebiyat

Çokuluslu modern bir şirkette geçen Hamxlet, bir kapitalist sistem eleştirisi.. Bizim Tiyatro, Hamxlet’te toplumsal hafıza, iktidar ve  intikam hırsına odaklanıyor… Radikal

Bizim Tiyatro’nun kuruluşunun ilk oyunu olan çağdaş Hamlet, 30 yıl sonra yine Zafer Diper tarafından yeni bir yorumla  izleyicilerle buluştu.. Hamxlet oyununda öne çıkan bir nokta da günümüz kapitalist sistem eleştirisiydi. Hamlet, babasının öcünü almak isterken aynı zamanda koltuk sevdasına düşmüş, şirketin  başına geçme hayalleri kurmaktadır.. 400 yıl önce Danimarka’da  geçen olaylar, daha fazla intikam ve daha fazla iktidar hırsıyla bugün Hamxlet adını alıyor..     İlkem Ezgi Aşam / Birgün

Çağlar öncesinde “egemen düzenin tutucu durağanlığına” karşı, insanın  aklına diyalektiği ve kuşkuyu sokan tiyatro oyuncusudur Hamlet.. O, çağımızda yaşamıyor diyebilir miyiz? Hayır; en azından ben, Bizim Tiyatro’da izlediğim “Hamxlet” oyunundan sonra artık  söyleyemem bunu… Dünyaya (ve şu yeryüzü  denilen tiyatroya, yaşamın sefaletine) umutsuzca bakışımı yerle bir eden bu seyirliği  izledikten sonra… Zafer Diper’in yeniden  düzenleyip yazdığı (özgün yapıttan aktarmalar da yaptığı) ve sahnelediği Hamxlet oyunu, gerçekte Shakespeare’in Hamlet’inden yola çıkarak insanlığa seslenen, çağımızın Hamlet’iyle ona can veren,  insanı yaşadığı şu “Tiksinti Çağı” üzerine düşünmeye ve dogmatikleşmiş, kokuşmuş, yozlaşmış yaşamsal gerçeklerin dışına çıkarak  “sorgulamaya çağıran kışkırtıcı ve uyarıcı bir seyirlik… İnsan yaşamını; para ve çıkar uğruna kalıplaştırmış, yozlaştırmış, ahlâk ve yürek yoksunu, faşistleşmiş burjuva öğretileri içine hapseden  kapitalizmin toplumsal uygulamaları karşısında bugününün, yarınlarının robotlaşan ürkünç ve karanlık gidişinden ürken insanın; sorgulama  ve başkaldırı yollarını köleleşmiş insan aklına (yani izleyiciye) vurması! İşte yönetmen Zafer Diper, bu gerçeği olanca çarpıcılığıyla vuruyor biz izleyicilerin beynine, yüzlerine… Karşısında şaşırıp kaldığımız X! Kim  bu? Hamlet’e can veren Memetcan Diper, nasıl bir oyuncu? Nasıl da açılıyor gözlerimiz onu izlerken? Aklımızdaki tüm geçmiş Hamlet  kalıplarının hiçbirine uymayan Memetcan Diper, yine de nasıl  Hamlet’leşiyor sahnede? Hamlet- Memetcan’ın babasının ölümünden kuşkulanıp amcasının onu öldürdüğü gerçeğine ulaşmasıyla gerçekten çığrından çıkıyor. Hamlet birden X’leşiyor, tıpkı geçmişte olduğu gibi; ama şimdi onun günümüze yakışır biçimde delirişi, belki de bilerek deli oluşu, deliyi “oynaması” yüzünden ansızın her şey anlamsızlaşıyor. Ya da anlam kazanıyor!.. kurulu düzenin alışılmış tutum, düşünce ve  inanış kalıpları dışına çıkan davranışları, sevgilisine karşı yabancılaşması  bir başkaldırıdan çok nöbet geçirmeye ya da delirmeye benzese de bu  tutarsızlıklar karşısında  “acaba bunlar neyin belirtisi?” diye düşünmekten alamıyoruz kendimizi..Bu “düşündürmede”, Hamlet- Memetcan’ın sıra dışı oyununun (yorumunun) etkisi büyük… Ophelia(Ece Erişti) de güç rolünün hakkını veriyor. deliren saf  genç kızı çok güzel yorumluyor. Durumunu “melodramlaştırmadan”, ama düzenin koruyucu-savunucu  kişisi, “günü kurtaran” küçük adamı, korkak Polonius’un sımsıkı sarıldığı geleneksel ahlâk ve onurunun simgesi kızı olarak, utanç ve terk edilmişlik duygusu içinde kadınca ezilerek canına kıyışını çok güzel trajikleştiriyor. Onun bu içler acısı cana kıyış durumuna; çağdaş düzen çarkının kadınları kuklalaştıran, erotik köleye dönüştüren, budala ve şaşkın, acınacak zavallı eros oyuncağı yapan tutumuna başkaldırırken Ophelia gibi canına kıymış (ölmeyi istemiş) şarkıcı Janis Joplin’in çığlık atan şarkıları da eşlik ediyor. Yönetmen Zafer Diper her çağda kurulu düzenin çarkını döndüren gücün; yoz, çarpık bir ahlâk anlayışı üzerine oturmuş siyasal yapılanmadan kaynaklandığını apaçık sergilediği  oyununda, kendisi de olağanüstü bir Polonius portresi çiziyor… Cladius (başkan amca) ve kraliçe Gertrude (açgözlü, doyumsuz, şehvet düşkünü karısı) rolündeki Savaş Özdural ve Elif İskender, rollerinin hakkını gerçekten verdiler. Kapitalizmin kösnül bir biçimde cinselleşen ve kuduran açgözlülüğünü tüm erotikliğiyle gözler önüne serdiler. Horatio(Sezgin Cengiz), Elizabeth (Beril Senvarol), Barbara(Berna Küçükoğlu) ve ölçülü oyunuyla Hillary (Nazan Diper) çok başarılıydılar. Laertes(Cengiz Güleryüz)’e gelince; arkadaş çizgisinden Ophelia’nın tutucu ağabeyi çizgisine kayışı şahaneydi. Hamxlet’le düellosu da! Rosencrantz(Ali İhsan Bozdemir) ve Guildenstein(Özgür Sağlık) rollerine tam oturmuşlardı. Gülünçlü kuklamsı ağırbaşlılıklarıyla düzenin ve Hamxlet’in sadık bendeleri olarak gerçekten izlenmeye değer portreler çizdiler… Şu içinde yaşadığımız çağın da, çevrenin de  insanları olan bu ölümsüz kişileri şaşırtıcı ölçüde büyük bir performansla canlandıran Bizim Tiyatro oyuncuları, gözlerimizin önüne günümüzün siyasal, toplumsal ve bireysel sefaletini sererek, izleyiciyi çağımız üzerine derin derin düşünmeye yönlendirmeyi başarmaktadırlar… Bu oyundan tek beklentimin; bu kadroyla dış ülkelerde de sahnelenmesi (örneğin Londra’da) olduğunu özellikle belirterek… Tansu Bele / Türk Dili Dergisi

Oyun, Hamxlet adlı çokuluslu bir şirkette geçiyor. Hamlet’in arka planında yer alan Danimarka ve Norveç arasında süregelen düşmanlığın yerine ise çokuluslu şirketlerin birbirleriyle mücadeleleri ve karı arttırmak için giriştikleri karanlık ilişkiler yer alıyor.. Fisun Yalçınkaya / Sabah

Diper’in rejisini sadece modern bir yorumlama olarak görmek yanılgı olur. Kapitalist düzenin önemli bir parçasını oluşturan Hamxlet şirketinin hissedarları ve yandaşlarının savundukları yaşam tarzı, uyutulmaya direnen vatandaşın, diğer bir ifadeyle gözü açık seyircinin kafasını epey karıştıracaktır. Diper’in sanatıyla yıllardır yapmak istediği de budur aslında; dürtmek, uyandırmak ve dert edindirmek…  Ragıp Ertuğrul / Seyir Terası

Yeni güç odakları çokuluslu şirketler. Küreselleşme de zaten onlar sayesinde olmuyor mu? Bu yeni değerler ortamında Shakespeare’in ünlü kahramanı Hamlet’in intikam ve iktidar savaşının sınırları da  değişmek zorunda. İşte adının ortasına bir ‘x’ harfi alarak bu dönüşümü sağlıyor Hamxlet. Sadece harfle sınırlı kalmıyor bu değişim tabii ki, çağın şartlarına da uyarlanıyor içeriği. Oyun, içeriğinden  sahnelenmesine kadar hayli önemli yenilikleri barındırıyor. Zaman geçse, egemenlik alanları  değişse de iktidar kavramının ve onun için  verilen mücadelenin hiç  değişmediğini çarpıçı bir şekilde göreceksiniz.  Pegasus

Günümüzde, artık çok  uluslu  emperyalist şirketler var. Bu şirketler dünyayı talan ediyorlar. İnsanlığı  açlığa ve yoksulluğa sürüklüyorlar. Hamxlet’in artık sevmediği sevgilisi  Ofelya da aklını kaçırdığı ve birbirini tutmayan konuşmalar yaptığı bir anda bu şirketlerin Güney Amerika’da darbeler düzenledikleri, Orta  Doğu’ya kendi çıkarları doğrultusunda müdahale ettiklerini  söylüyor.  Şirketi yöneten Hamxlet’in ailesinin hepsi ölüyor ama oyunun sonunda  şirket ayakta kalıyor ve yeni şirket yönetimi hemen yönetimi ele alıp işlerine devam etmeye başlıyor. Oyun kapitalist sistemin ne kadar  insanlık dışı bir sistem  olduğunu ve insanları nasıl mahvettiğini gösteriyor.  ’68’in devrimci  ruhunu  yansıtan Janis Joplin’in şarkı sözleriyle izleyicileri kapitalist sisteme  karşı isyana çağırıyor (“Özgürlük yalnızca kaybedecek bir şeyin olmamasıdır/Hiçbir şey, eğer özgür değilsen, hiçbir şeyin yoktur.”) Bizim Tiyatro, Hamlet’in çağdaş uyarlaması olan Hamxlet’i başarıyla sahneliyor… Özellikle, Memetcan Diper’in sahne performansı karşısında  insan “işte oyunculuk budur” diyor. Ofelya rolündeki Ece Erişti o çılgınlı anında, koltukların üzerinde yürüyerek  hem anlamlı hem de anlamsız sözlerini söyleyerek izleyicileri derinden etkiliyor… Shakespeare’in Hamleti’ni günümüze başarıyla uyarlayan ve hızlı tempolu ve olağanüstü oyunculuklarıyla bizlere sunan “Bizim Tiyatro”ya teşekkür ediyor ve  izleyicilere “Bu oyunu sakın kaçırmayın!” diyoruz. Lerzan Taşçıer / Tavır

Bizim Tiyatro’nun kuruluşunda Shakespeare’in “Hamlet” oyununu sahneleyen Diper, tiyatronun 30. yılında da değişik bir yaklaşımla, çağdaş “Hamxlet”i sahneliyor… Günümüz kapitalist sistemini eleştiren Diper, Shakespeare’in “Hamlet” oyundaki kralı şirket patronu, Hamlet karakterini ise şirket vârisi olarak aktarmış sahneye… Öznur Oğraş / Cumhuriyet

“Derdim var, derdimiz var” söylemiyle yoğrulan eserlere imza atan ; sahnede, yıllara ve sisteme meydan okuyan 30. yıl boyunca, birçok özel çalışmayla biz tiyatroseverlere  sanat ziyafeti yaşatan        üstad Zafer Diper, Hamxlet’te de hafızada sorgulama seanslarına devam ediyor. İktidar ve intikam hırsının yarattığı hissiyat, ne yazık ki 400 yıl aradan sonra da insanı daha iyi etmeye yetmemiş…            Oyuncuların performansları şaşırtıcı. Hele Memetcan Diper ve Ece Erişti, kelimenin tam anlamıyla oyunculuklarını konuşturuyorlar. Hamxlet’te kadrajını “Çok uluslu şirketler, küreselleşmiş dünyanın                                                                                             altını oyuyorlar, dünyayı çok uluslu tekeller yönetiyor”un üstünden kurgulayan Diper; oyunu, “var olanın, siyasal bir zeminden dolayı var olduğunu” gösteriyor.. Farklı bir Hamlet’le karşılacaksınız ve bu Hamlet çok daha canınızı yakabilir. Betül Memiş / Habertürk

Bizim Tiyatro, 30.yılında Shakespeare’in ünlü eseri Hamlet’i Hamxlet yapıyor. 400 yıl önce intikam hırsıyla dolu olan karakterin, günümüzde, çokuluslu bir şirkette iktidarı ele geçirmek için neler                           yapabileceği sorusunun yanıtını arıyor. Semra Çelebi / Gazete Kadıköy

Paylaş.

Yanıtla