Oflazoğlu’na Oyun Yazmayı Tanpınar Teşvik Etmiş

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Turan Oflazoğlu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde henüz öğrencidir. Felsefe hocası bir gün odasına çağırır. A. Hamdi Tanpınar da odada oturmaktadır. Hocası Takiyeddin Mengüşoğlu, Oflazoğlu’nu Tanpınar’a ‘İşte bahsettiğim edebiyata meraklı genç’ diye tanıtır. Tanpınar, o günlerde şiirler karalayan Oflazoğlu’ndan birkaçını okumasını ister. Dinler dinlemez der ki: “Sende müthiş bir dram kabiliyeti var, sen mutlaka tiyatroyu denemelisin.” Oflazoğlu, o günden sonra oyunlar da yazmaya başlar.

Deli İbrahim, IV. Murat, Fatih, Yavuz Selim, Kanuni Süleyman, Sinan, Sokrates Savunuyor gibi pek çok önemli piyese imza atan Türk tiyatrosunun usta ismi Turan Oflazoğlu için geçtiğimiz gün Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde bir program düzenledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ ile Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER) tarafından gerçekleştirilen saygı gecesinde, Oflazoğlu’nun Türk tiyatrosuna kazandırdığı onlarca piyes, kitapları, şiirleri, çevirileri ve tiyatro serüveni konuşuldu. Oturum başkanlığını ESKADER Başkanı Mehmet Nuri Yardım’ın yaptığı panelde Oflazoğlu’nu, Prof. Dr. İnci Enginün, yönetmen Engin Uludağ ve oyuncu Cüneyt Türel anlattı.

Oflazoğlu’nu aile dostu olarak yakından tanıyan Enginün, “Onun eserleri günceldir çünkü insanı hem gündelik hem de evrensel olarak yakalar.” diyerek piyeslerin güncelliğini korumayı başardığını dile getirdi. Oflazoğlu’nun IV. Murat, Cem Sultan, Kösem Sultan gibi oyunları üzerinde de duran Enginün, yazarın Fatih adlı eserinden sahneye konulan ‘Bizans Düştü’ için ise “İstanbul’un fetih yıldönümünde pek çok program yapılıyor ama nedense kimsenin aklına bu oyunu oynamak gelmiyor.” dedi. Sinema ve tiyatro oyuncusu Cüneyt Türel, kırk yıllık dostu Oflazoğlu’nun kendisinde bıraktığı etkileri anlattı. Tiyatroculuğunun yanında iyi bir şair olduğunu hatırlatarak, Rilke’yi en güzel onun çevirilerinden okuduğunu, Nietzsche’yi onun sayesinde tanıdığını söyledi. Yönetmen Engin Uludağ ise sahneye koyduğu Oflazoğlu piyeslerine değindi. Uludağ, yönetmenlik geçmişindeki oyunlar arasında en çok övündüklerinin, Oflazoğlu’na ait olduğunu da vurguladı. Panelde ayrıca, Prof. Dr. Zeynep Kerman, Prof. Dr. Abdullah Uçman, Hale Eren ve Oflazoğlu’nun eşi Sevil Hanım ve iki kızı da duygularını paylaştılar.

‘Oyun kıtlığı yaşanıyor’

Kendisi için düzenlenen saygı gecesine katılan Turan Oflazoğlu ile program öncesi kısa bir söyleşi yaptık. Oflazoğlu’na oyunlarının neden İstanbul Şehir Tiyatroları’nda uzun zamandır sahnelenmediğini soruyoruz. Kendisi bu konuda bir hayli dertli: “Bunu tiyatroyu yönetenlere sormak dahi iyi olur. Çünkü ben karar vermiyorum ki, oyunları veriyorum onlara, ‘oyunlarınız kabul edilmiştir’ diye rapor geliyor. Ben de bekliyorum kaç yıldır oynanacak diye. Kanuni, Sinan, Korkut Ata onaylananlar arasında.” Türk tiyatrosunda bir oyun kıtlığı olduğunu da söyleyen Oflazoğlu, “Tiyatro yavaş yavaş çöküyor, bunun birinci nedeni televizyondaki ucuz diziler.” diyor. Yenilenen Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ni görüp görmediğini sorduğumuzda ise başka bir ‘dert’ çıkıyor ortaya. Yönetmen Engin Uludağ, Kösem Sultan’ı Şehir Tiyatroları’nda sahneye koyacaktır. Oflazoğlu da bu vesileyle kendi oyunuyla sahneyi görmeyi hayal eder. Ama bu gerçekleşmez: “Bilmediğim birtakım şeyler olmuş. Engin Uludağ oyunu geri vermek zorunda kalmış.”

Zaman

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.