Tiyatro Günü Bildirisi (Melih Anık-2011)

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Melih Anık

Sevgili Seyirci,

Tiyatronun iki temel öğesi var: Biri OYUNCU diğeri SEYİRCİ, yani SEN! SEN varsan TİYATRO yok olmaz!

Sen oyuncu ile ağladın, oyuncu ile güldün. 

Sen seni anlatan oyuncuyu hiç yalnız bırakmadın.

Sen ‘yanında olan’ oyuncuyu tanırsın.

Sen oyuncuyu ‘tamam’larsın!

Kimsen, nerdeysen, ne varsa üstünde başında önemli değil. Seyirci ve oyuncu birbirinin AYNA’sıdır. GÖSTER kendini, SEN yoksan ‘görüntü’ eksik, söz yarım..

Maalesef çok azsın ama ÇOĞALTMAK gene senin elinde. Bu yıl geçen yıldan bir fazla oyun seyret. Sen seyredersen tiyatro çoğalacak.

Maalesef çok azsın ama ÇOĞALMAK gene senin elinde. Bu yıl tiyatroya giderken tiyatroya hiç gitmemiş bir arkadaşını, komşunu al yanına. BİR’ken iki ol. İki olunca ÜÇ olmak daha kolay.

Maalesef çok azsın ama ÜÇÜ DÖRT YAPMAK gene senin elinde. SEN dinlersen dört olacak üç![1]

Maalesef çok azsın ama DÜZELTMEK gene senin elinde. Konuş, yaz. “Beğenmedim” demek de hakkın “Beğendim” demek kadar!

Maalesef çok azsın ama BİRLEŞTİRMEK gene senin elinde. Senin ALKIŞ’ında birleşecek ülkemin insanları, halkları.

Maalesef çok azsın ama UMUDUN KAYNAĞI sensin. Sen istersen doğacak güneş. Sen istersen Ferhat dağı delecek. Sen istersen Yunus, Pir Sultan Abdal, Mevlâna, Hacı Bektaş Veli sahne alacak! Sen istersen göz göze değecek, el eli tutacak, yarınlar umutla dolacak.

Tiyatro, uzaydaki yıldızları KEŞFEDEN bir teleskop, mikrobu İFŞA EDEN bir mikroskop, hayatı BÜYÜTEN bir büyüteçtir. Tiyatro, gündelik hayatın körleşmesi içinde göremediklerimizi GÖSTERİR. Tiyatro ile hayatı ve çevresini daha iyi tanır insan. Tiyatro, ciğerlerimizi dolduran, beynimizi canlandıran OKSİJEN’dir.

İçimizde yarına ait umut var oldukça, var olacak tiyatro. Bazı şeyleri tiyatro ile söylemenin keyfi de bambaşka.

SEN’den çok umutluyum SEYİRCİ!

Oksijenin bol olsun! Tiyatro Günün kutlu olsun!

 Melihanik.blogcu.com


[1]Özdemir Asaf’ı anarak: “Ben üç şey biliyorum; Dinlemekle dört kılana anlatacağım”

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Melih Anık

3 yorum

  1. Belgin Dağhan Tarih:

    Melih bey bu neden bir kişisel köşe yazısı değil de bildiri?
    Kimin adına yazılmış bildiri?
    Dünya Tiyatro Gününde bir ulusal bir uluslararası bildiriye alışıktık. Sonra muhalif düşüncedekiler alternatif bildiri yayınlamaya başladı (sanırım ilk ATÇ şimdilerde TTB yapıyor)
    Sonra bildiri sayısı arttı derneklerin her biri kendi bildirisini hatta topluluklar kendi bildirilerini yazmaya başladı (Örneğin geçen yıl semaver kumpanya)
    Şimdi siz bunu daha da uca taşıyıp kişisel bildiri mi yazdınız?
    Çok özür dilerim ama bu biraz tuhaf hatta affınıza sığınarak komik değil mi? Dünya Tiyatro Gününde her yazar her topluluk her oyuncu bildiri mi yazacak devamında?
    Neden bunun adını köşe yazısı değil bildiri koydunuz?
    Son söz olarak TDK ya göre bildiri nedir bununla noktalayalım

    1 . Resmî bir makam, kurum veya resmî olmayan bir örgüt, topluluk tarafından herhangi bir durumu ilgililere duyurmak için yazılan yazı, tebliğ, deklarasyon, manifesto:
    “Akşamüstü salona çıktığında kapının altından atılmış bir bildiri buldu.”- Y. Atılgan.
    2 . Bilimsel bir konuyu ele alan ve bilimsel bir toplantıda okunup tartışılan yazı, tebliğ.

  2. Bu satırları yazdığım sırada Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı 1982 tarihli bildiriyi okuyacaklarını açıkladı.
    Ali Poyrazoğlu bir ‘kan davası’nı açıkladı.
    Türkiye’de 27 Mart Dünya Tiyatro Günü bildirisini kimin hazırlayacağına karar veren ve yılda bir kere,27 Mart’larda ‘görünen’ Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Merkezi Başkanı Refik Erduran “gelenek bozulur” dedi.

    Bu gibi durumlarda TDK’ya bakmak gerekmiyor.

    ‘Komik’ sokakta geziyor.

    Aslında eleştirinizin yanıtı yorumunuzun içinde.

  3. Eğer yanıtınızdan anladığım doğruysa bu bildiri karmaşasına nazire anlamında bir amaç taşıyor. Yani bir anlamda benim ifade ettiklerimi siz de düşündüğünüzden bir gönderme yaparak kişisel bildirinizi ortaya sürmüşsünüz.
    Lakin bunun bir nazire bir gönderme olduğunun anlaşılması için hadi yazı bütünlüğünü bozmamak adına bir paragraf eklemedinz hiç olmazsa bildiri(!) gibi bir ince işaretle bu göndermeyi belli etseydiniz. Zira bu haliyle bir nazire gönderme görülmediği gibi yazarın kendini önemseme ve kendi kendine bildiri yazmaya gelin güvey olma durumu yansıyor.

Yanıtla