Beraber ve Solo Şarkılar Bir Eleştiri mi?

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

Tiyatro Tem, uzun zamandır yürüttüğü projelerle genel olarak toplumsal zafiyet yaşayan problemlerimize değiniyor. Geçtiğimiz yıl oynadıkları Hakiki Gala oyununda, kent insanın içine düştüğü çaresizliği gözler önüne getiren grup, bu sene yine kent insanının bir problemine değinmeye çalışmış. Kentsel dönüşüm altında, fakir semtlerin bir bir yok edilerek zenginlere açılması; eski değerleri taşıyan toplumların silinerek yerine kapitalist değerler üzerine kurgulu toplumlar yaratma gayretleri sahneye taşınmış. Ayşe Bayramoğlu gibi Türkiye’nin genç, güçlü kaleminin yazdığı metin üzerine konuşulacak çok nokta var.

Oyunda, bir televizyon programına katılan iki bayanı ve programı sunan sunucuyu görüyoruz. Bayanlar, İstanbul’un çeşitli semtlerinde zaman farklılığına göre yaşamış, kendilerine özgü değerlerini asla kaybetmemiş, içlerinde saklı tuttukları hatıralarını korumuş kişiler. Özelliklerine göre hiç de eski olmayan eski İstanbul’u yaşamış bireyler. 70’li ve 80’li yılları görmüş olan bu kadınlar, zamanın ve teknolojinin getirdiği birtakım değişikliklere yenik düşerek, geçmişe anlamsız özlem duyuyorlar. Öyle ki, 35-40 sene önceki İstanbul’u sanki 1900’lü yılların başlarındaki İstanbul gibi algılayacak kadar kötü hafızaya sahipler. Ayrıca anlattıkları öykülere göre söyledikleri sanat müzikleri, oyunun özünü oluşturan yapıya çok aykırı!

Konuda bizlere anlatılmak istenen bazı ters açılar var. Mesela, kapital toplum öğesi ön plana çıkarken, eski İstanbul evleri bir bir yıkılıyor ve yerine beton yığını siteler ortaya çıkıyor. Bakkal metaforundan yola çıkarak, insani ilişkiler, güven mekanizmaları sorgulanıyor. Ayrıca o dönemle hiçbir alakası olmayan sanat musikileri gösteri boyunca, kaybettiğimiz bir değermiş gibi bizlere söyleniyor.

Ayşe Bayramoğlu gibi değerli bir yazarın böylesine kötü metin yazabileceğini hiç düşünmemiştim. Kadın karakterler o kadar yakın bir dönemi bizlere aksettiriyorlar ki, insan anlatılan konuya karşı yabancı kalıyor. Acaba? Diyor! O zamanla bu zaman arasında cidden söylenilen kadar farklılık var mıydı? Oyun 1930’lu, 40’lı, 50’li yıllar için yazılmış olsa idi, kesinlikle sahnede anlatılan olaylara karşı pürdikkat kesilirdim. Politik olaylardan uzak, matrix gibi bir yerde yaşayan iki kadının söyleyecekleri bunlar olmamalıydı!

Konunun kötü etkisine rağmen oyuncuların performansları gayet iyi! Nihal Geyran Koldaş, Şehsuvar Aktaş ve Ayşe Selen mükemmel bir oyun ortaya koyuyorlar. Özellikle şarkıların makamlarına uygun biçimde söylenişi gayet hoş olmuş. Seyircinin olayın içine katılması yerinde bir düşünce! Beraber ve Solo Şarkılar, Tiyatro Tem’in diğer muhteşem oyunlarına pek benzemiyor. Fakat, oyuncuların performansı açısından görülmeye değer bir gösteri sizleri bekliyor. Oyun, Kumbaracı 50′ de…

Tiyatronline.com

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla