“Kuklaya Destek Yok Ama Umurumda Değil”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Sinema, edebiyat, müzik, şiir, caz, mizah derken İstanbul’un en renkli festivallerinden 14. Uluslararası İstanbul Kukla Festivali de bugün başlıyor. Festival, bu yıl 4-14 Mayıs tarihleri arasında izleyiciyle buluşacak. Cengiz Özek’in sanat yönetmenliğinde gerçekleşen festival, 4 Mayıs akşamı saat 20.30’da Kenter Tiyatrosu’nda Yunan tiyatro grubu Antamapantahoy’un ‘Müziğin İpleri’ gösterisiyle açılacak. Festivalde on gün boyunca Almanya, ABD, Fransa, Endonezya, Hollanda, Norveç, İsveç, İtalya, İspanya, Avusturya, Slovenya ve Türkiye’den kukla tiyatroları izleyici karşısına çıkacak.

Festivale Almanya’dan katılan Kabare Pupala ipli kukla tiyatrosundan örnekler sunacak. Avusturya’dan Lab.luck, değişik tiyatro disiplinlerinin bir araya getirildiği ‘Mutluluk Hangi Yönde’ adlı oyunu ile izleyicilerin karşısına çıkacak. Fransa’dan katılan grup cam küre ile ipli kuklanın birlikteliğini ortaya koyuyor. Hollandalı gruplar ise bol görselli kukla tekniklerini bir araya getiren ‘Cantos Animata’ ve ‘Momentum’ oyunlarıyla sahnede olacak. Endonezya, İspanya, İsveç ve İtalya’nın yanı sıra Türkiye’den de kuklalar festivalde boy gösterecek. Ahşap Çerçeve son oyunu ‘Hamlet’, Bakırköy Belediye Tiyatroları ‘Aklı Havada’, Cengiz Özek Gölge Tiyatrosu Karagözün modern yorumu ‘Çöp Canavarı’ ve ‘Büyülü Ağaç’, İBB Şehir Tiyatroları ‘Surname 2010’, ‘Karagöz Balıkçı’ ve ‘Cambazhane’ adlı oyunları, Kent Oyuncuları çocuklar için hazırladığı ‘Rapunzel’, Kurmalı Salyangoz ‘Dört Mevsim’, Tiyatro BeReZe ise obje tiyatrosu tekniğinde ‘Kayıp Eşya Bürosu’ adlı oyunu ile festivale renk katacak.

ATILAN TOHUMLAR YEŞERDİ

Karagöz sanatçısı ve Kukla Festivali’nin genel sanat yönetmeni Cengiz Özek, festivalin ilk yıllarında, Türk tiyatrosundan kukla grubu oluşturmakta sıkıntı yaşadıklarını, kukla tiyatrosunun örneklerine rastlamanın mümkün olmadığını söylese de bugün geldikleri noktayı ‘içler açıcı’ olarak tanımlıyor. Özek, “Bu da gösteriyor ki festivalin atmış olduğu tohumlar yeşermiştir. Bu yıl festivalde, İBB Şehir Tiyatroları’ndan üç, Bakırköy Belediye Tiyatrosu’ndan ise bir yapım yer alıyor. Kenter Tiyatrosu, Kurmalı Salyangoz, Ahşap Çerçeve, Tiyatro BeReZe ise özel tiyatrolar kategorisinde bulunanlar. Bakarsan bağ olur derler ya, işte bir kukla bağı ortaya çıkmaya başladı.” diyor. Amaçlarının Anadolu’daki kukla geleneğinin sürdürülmesini ve Türk tiyatrosunda kuklanın bir tiyatro türü olarak kabul edilmesini sağlamak olduğunu söyleyen Özek, tiyatro sanatçıları tarafından da kuklanın ‘sallanan bebekler’ değil, sanatsal bir etkinlik olarak kabul görmesini istediklerini ifade ediyor.

Festivalde sergi ve film gösterimleri de var. İzleyiciler, İpin Ucu, Gölgenin Doğuşu: Endonezya ve Karagöz Figürleri sergilerini gezebilecekler. Anders Rønnow Klarlund’un ‘İpler’ (2004) filmi yarın saat 21.00’de Kukla İstanbul’da gösterilecek. Derviş Zaim’in ‘Gölgeler ve Suretler’i de festival kapsamında tekrar beyazperdede olacak. Barcelona’dan katılan Toni Rumbau, 13 Mayıs saat 14.00’te Mimar Sinan Üniversitesi’nde kukla meraklıları için bir konferans verecek. Festival bu yıl, geçen yıllara göre daha geniş bir yelpazede izleyici karşısına çıkacak. Gösteriler, Fransız Kültür Merkezi, Cervantes Kültür Merkezi, Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu, İtalyan Kültür Merkezi, Avusturya Kültür Ofisi, Pera Müzesi, Devlet Tiyatroları’nın çeşitli sahnelerinin yanı sıra Sefaköy, Halkalı ve Kozyatağı kültür merkezleri ile Ümraniye Meydan AVM’de izlenebilecek. Ayrıca, kuklalara sokakta gezerken rastlarsanız şaşırmayın. Oyun programı ve mekânları için detaylı bilgi www.istanbulkuklafestivali.com adresinde. (0212 243 16 02)

‘Kukla ve Karagöz müzeleri kurulmalı’

“Küreselleşen dünyada kendi kültür değerlerimizden uzaklaşmamamız gerekiyor. Bilakis, kendi kültürümüzden yola çıkarak birtakım evrensel sanatlara ulaşmalıyız. Bu anlamda festivalin önemi daha bir ortaya çıkıyor. İşte burada devreye Devlet girmeli, çalışmalar da hükümet bazında değil, devlet bazında yürütülmeli. Maalesef festival kurulduğundan beri hiç destek almadık. Sanat yapıyoruz, kimse bize destek olmuyor, para kazanamıyoruz, işimiz çok zor da demiyoruz. Seyircimizin ödediği bilet parasıyla döndürüyoruz festivali. Bizim söylemek istediğimiz, -devlet bize para versin diye de yırtındığımız yok- ama devletin yapması gerekenler, işbirliği içinde yapmamız gerekenler var. Öncelikle kukla ve Karagöz sanatımızın yer aldığı müzeler kurulmalı. Ayrıca bir Karagöz dokümantasyon merkezinin de oluşturulması şart.”

Zaman

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.