Ünver Çağdaş Hiçyılmaz’a Veda Konuşması

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Melih Anık

Vasiyetine uygun olarak sahnelenen son oyunun YARIN NE OLDU’da fırsat çıkmışken cesaret edip yapamadığım konuşmayı bir yazı olarak sana göndermek istedim, bu mektup ortaya çıktı.

Çağdaş,

Benden gençtin. Nedense herkes benden genç görünmeye başladı gözüme. Yaşlanmaya başladım galiba.

Bizim mahallenin muhtarı son seçimlerde hakkında çıkarılan “artık yaşlandı” söylentilerine inat fosfor yeşili fuları boynuna dolayıp, tepeden ponponlu “Avropa” işi kepi kafasına yan takıp, ayazda bile gömlek üstüne “abadan” yelek giyerek dolaşmaya başladı mahallede. Yaşı 80’e yakın, cesedi yakışıklı olacak kesin. Ben de mi yapsam ,“Yaşamak için gençliğimi yeni baştan!”

Hay Allah! Nereden geliyor bunlar aklıma, hem de böyle bir anda?

YARIN, uykudan yeni uyandık ya belki de ondandır. Lâneti alt edecek kahramanı bulacak seçiciler için altmış saniyemiz var. Süre altın kadar değerli, harcamamak lâzım.

Seçicilerin işi de zor hani. Kısıtlı bir sözlükten laflarını seçip, tartarak dert anlatacaklar halka. Halk üç kat, üst, orta ve alt! Yakınanı var, cini, kartalı, koyunu, saldırganı var… Yer dar, söylem yeni, halk yabancı!

Dünya bir sahnedir sen de bilirsin ya. Ama sahnenin bir de gerisi var. Karanlık dehlizleri, koridorları, kapıları… İnsanla şenlenir, insana konuşur, insan varsa anlamı var! Perdeye bakarken, bakarsın perde üstüne kapanmış. Perde açıldığında senin yerinde oyuncular! Hayat ne tuhaf! Senin için kapanmadı perde, sonsuzluğa açıldı!

Zehir gibiydi dilin, tatlıya bulayıp verdin. Uzağı gördün hep. Ne güzel anılarımız var “mutfak”ta, “Keşan”da, “Mitinya”da, “Gölköy”de, “saray”da, “fabrika”da, “Everest”te, “kamyon”da, ”pusu”da, “ölü evi”nde… Masamızda Ali, Asiye, Mine, Abuzer, Erin, Kamertap, Simay, Dursun, My Lord, Veli… Ve diğer yerlerde diğerleri… Gözlerimizden yaş gelinceye kadar GÜLEREK-AĞLAYARAK acımızı hafiflettik onlarca yıl.

Kalabalıktınız…  Kimi zaman göğü boyadınız maviye, kimi zaman toprağı yeşillendirdiniz, uyku çökmesin diye göz kapaklarımıza. Ta o günlerden beri “son verdim uykularıma hop hop”!

Arkada kalmasın aklın! 3C (Cehalet, Cinayet, Cinnet) yenilecek… Halktan doğan halktan kopmaz. Yarını bir arada durarak atlattık(!). Kahraman İÇİMİZDE!

Zeki bir adamdın sen Ünver! Şaşırtın bizi yıllarca. Şimdi silik resmindeki pozuna bakınca hatırladım, iç dünyan ne kadar zengindi.

Hatırlar mısın bir cayna tapınağında durup dururken “Her şey Filifu!” demiştin bir anda. Hepimiz sana baktık. Sen bağırdın: “Filifu!” Sanki birini yardıma çağırır gibi, birini uyandırır gibi, birine el sallar gibi, birini yumruklar gibi, birini alkışlar gibi…

Boğulur gibi olduğumuz şimdi, tam şu anda söylemesem eksik kalır, al benden de karanfil niyetine: FİLİFU! FİLİFU!

melihanik.blogcu.com

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Melih Anık

Yanıtla