AKM İçin Bu Kadar Yumurta ve Yumurtlama Yeter Be Bakanım

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Üstün Akmen

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, geçenlerde Radikal’den Ezgi Başaran’a “döküldü”. Dedi ki: “Teşhir ediyorum. AKM’nin yeniden yapılması için 70 trilyonluk bütçe bulundu, ama Kültür Sanat-Sen adlı kuruluş yürütmeyi durdurmak için dava açtı.”

Hoppala! Şimdi durup dururken nereden çıktı bu?

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı arasında İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) yapımına ilişkin imzalanan protokolden sonra bütün sürecin değiştiğini, bu konuların artık Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önceliği dışına çıktığını bana telefonda söyleyen aynı Ertuğrul Günay değil miydi?

Olmuyor, Olmuyor; Böyle Olmuyor

Bakanım “dökülürken”: “Bu sendikadaki arkadaşlarımızın itiraz ettikleri temel noktaları sıralayayım” demiş, sıralamış: “AKM’nin girişine CD-kitap satış yeri koyarak Taksim’deki gençlerin buluşma yeri yapıyorsunuz dediler. Çatıda kafeterya olarak kullanılan mekan bir lokantaya dönüştürülecekti. ‘İstanbul’un zenginlerine lokanta yapamazsınız’ dediler. Ve hayatlarında bir tane bile Avrupai sanat merkezi gördüğünden şüphe ettiğim idare mahkemesi yargıçları da yürütmeyi durdurma ve iptal kararları verdiler.”

A a a a… Ama olmuyor yaaaa…

Hafiza-i Beşer Nisyan İle Maluldür

Bunları söylerken Türkiye kültürünü korumak ve geliştirmekle mükellef Bakanım, Koruma Bölge Kurulu’nca onaylanan restorasyon avan projesinin, binayı kullanan sanatçılar ve yöneticiler tarafından sanatsal aktiviteleri ve işleyişi olumsuz etkileyeceği saptanarak uygun bulunmadığını (belgeleriyle sabit) bilmiyor mu yahu? İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından kullanıcılar tarafından istenmeyen bu projede ısrar edilmesi üzerine, Kültür Sanat Sendikası’nın idari yargıda dava açtığını, mahkemenin bilirkişi incelemesi de yaptırarak önce yürütmeyi durdurma, sonra esastan karar vererek bu projeyi bozma kararını aldığını hatırlamıyor mu?

Kimler Hesap Vermeli, Gizleniyor

Haziran 2008 tarihinde AKM apar topar boşaltıldıktan sonra, içinde bulunan Devlet Operası, Balesi, Devlet Tiyatroları, Devlet Senfoni Orkestrası, koro ve toplulukları sağlıksız, işlevine uygun olmayan yerlere alelacele taşıyan kim, Bakanım araştırdı mı acaba? Taşınılan binalara yüksek meblağlarda kiralar ödeyip tadilatlar yapan aslan parçaları kim, daha bulamadı mı? Bırakın İstanbul gibi bir metropolün sanat damarlarından en önemlisinin kesilmesini, bu zarar-ziyanı kimin üstleneceğini, kimin ya da kimlerin hesap vereceğini daha hâlâ mı saptayamadı?

Hainlerin Üstü Örtüldü

Haydi diyelim Bakanım Civanımın “hayatlarında bir tane bile Avrupai sanat merkezi gördüğünden şüphe ettiği” idare mahkemesi yargıçları yürütmeyi durdurma kararı aldı, iyi hoş da opera-bale ile tiyatronun sahneleriyle aynı binada yer alması gereken bu sanat kollarının olmazsa olmazı; belli ısıda kontrollü ortamlarda çalışılması gereken atölyelerin İstanbul’un dört bir yanına dağılmış durumda olduğunu bilmeyen bakan olur mu be yahu!

Haydi ondan da vazgeçtim, ya hiçbir ısıtma sistemi olmayan, hatta su çektiği için yıkılma tehlikesi bulunan, tehlikeli kimyasal madde barındırma olasılığı olan köhne bina ve hangarlarda benim gözümün nuru sanatçılara dördüncü kışı geçirtecek hainlerin adlarını Bakanım Aslanım neden hâlâ gizliyor?

Sahnesi Bulunmayan Kocamanlar

Derkeeen Sayın Bakanım, geçen gün Akşam’dan Volkan Yanardağ’a, üç yıldır kapalı olan İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi için bayramdan sonra harekete geçeceğini söylemez mi?

Alınayım mı, şaşırayım mı, sevince mi gark olayım şaşırdım!

Meğerse Bakanım Kaplanım, bakanlık tarafından hazırlanan projenin mahkeme kararıyla durdurulmasının ardından işlevini yitiren kültür merkezi için, sponsor arayışına girişmiş, büyük şirketlerden AKM için destek isteyecekmiş. “AKM ile ilgili bir sponsorluk toplantısı yapacağım” demiş.

Amanın, nasıl olacak bu iş?

İstanbul’da sanat kurumları olan, ama sahnesi bulunmayan bazı büyük şirketler destek verirlerse, biraz da bakanlık kaynak ayırırsa çok hayal ettiğimiz kadar modernleştirilmiş bir AKM değil, ama tamir ve tadil edilmiş bir AKM yapılabilecekmiş!

Deyiverin bana bacılarım, gardaşlarım, ağabeylerim, ablalarım bu iş ne iş?

Mogadişu’ya Otoyol, AKM’ye Yok Ol

Kalın sermaye parayı sayacak, kapıya plaketlerini asacak, sahneleri olmadığı için AKM’yi kiralayarak ya da kiralamadan kullanacak ya da kullandıracak veya üçüncü şahıslara lütfen kiralayacak. Yahu Sayın Bakanım Civanım, benim yiğidim aslanım, bu milletin Somali’ye hastane yapacak parası var da, havaalanından Mogadişu’ya ulaşan karayolunun bozuk olmasına bozuk atan Başbakan’ın talimatıyla otoyol yapacak trilyonları mevcut da, terk edilmiş bir kamu binası gibi üç yıldır boynu bükük bekleyen AKM’ye çivi çakacak paracığı yok mu?

Var!

Benim Bakanlarımın Başı ABD’ye Bile Yardım Eder

Var ki, ABD’de Irene Fırtınası 40 can alınca vallahi yüreğim ağzıma geldi, bizim bakanlarımızın başı gene gaza gelir, bu kere de ABD’ye de maddi yardım seferberliği başlatabilir diye.

Bakanım Civanım Günay, devlete bağlı kültür kurumları ve buralarda yaşanan sorunlar konusunda da şu çözümü getirmiş: “Bunların aslında bir vadede sivil topluma devredilmesi lazım. Yani sivil topluma gönüllü kuruluşlara, özel idarelere, yerel yönetimlere devredilmesi lazım… Devlet bütün bu sanat etkinliklerini kendi öz kaynaklarıyla destekler ama doğrusu devletin orkestrası, senfonisi, operası balesi, tiyatrosu olur mu? Devlet bunları destekler… Devlet bütün bu alanlarda topluma yaygınlaşmayı ve sanat üretiminin önündeki engellerin kaldırılmasını destekler. Bunların hepsi geçmişte devletin bir kültür dayatması çerçevesinde oluşmuştur.”
Amanıııın kulakların zil çalsın: “Şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim” diyen Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş döneminin Maarif-i Umumiye Nazırı Emrullah Efendi!

Acaba Ertuğrul Günay, Emrullah Efendi’ye mi özeniyor!

Bakanım Sabır Taşım, Canavarım acaba “devletin tiyatrosu, operası, ressamı, orkestrası, seramikçisi, senfonisi, balesi, yayınevi, müzisyeni, artisti, aktristi olmasa ben bu bakanlığın kültür bölümünü pek güzel idare ederim” mi demek istiyor!

Söyleyin Allah aşkınıza!

Benim Bakanım Civanım ne istiyor, ne demeye getiriyor?

Başsavcıya Yine ve Yeniden Suç Duyurusunda Bulunuyorum

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından kullanıcılar tarafından istenmeyen bu projede ısrar edilmesi üzerine, Kültür Sanat Sendikasının idari yargıda dava açtığını, mahkemenin bilirkişi incelemesi de yaptırarak önce yürütmeyi durdurma, sonra esastan karar vererek bu projeyi bozma kararı aldığını Sayın İstanbul Başsavcısına bir kez daha anımsatmayı huzurlarınızda görev addediyorum.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın, bu projenin uygulanmasında kendi istekleri doğrultusunda neden ısrarcı davrandığını, dahası AKM için ayrılan 75 milyonluk bütçeyi Bakanlığa neden aktarmadığını ısrarla soruyorum.

Diğer taraftan Ajans, yasalara karşın projede ısrar etmeseydi süreç acaba bu noktaya gelir miydi sorusunu yeniden gündeme getiriyorum. Koruma Kurulunun, 31 Aralık 2009 tarihinde AKM’nin mevcut haliyle onarımı yolunda aldığı karara Ajans tarafından neden uyulmadığını bilmek istiyorum. 14 Ocak 2010 tarihinde gereksinimlerle ilgili Bakanlıkça koruma kuruluna başvurularak vaziyet planı onayı gerçekleştirildiği gerçeğinin ısrarla üzerinde duruyorum.

Ajansı, istediği proje gerçekleşemedi diye konuyu askıya almakla, uykuya yatırmakla; yeni bir ihale yapmak yerine, ödeneğin bittiğini söyleyip aradan sıyrılmakla alenen suçluyorum. AKM için hazırlanan projenin yanlış olması nedeniyle iptal olması üzerine gösterilen tepkinin ödeneği yok ederek “bertaraf” edilmesini öfkeyle eleştiriyorum.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti hakkındaki yasada belirtilen İstanbul Atatürk Kültür Merkezi onarımı, Rami Kışlası’nın kütüphane olarak yenilenmesi, Ayazağa Kültür Merkezinin yapımı İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansının asli görevleri arasındaysa, Ajansa neden sorgu sual edilmiyor diye ciddi anlamda sinirleniyorum.

İstanbul Atatürk Kültür Merkezi onarımı için çeşitli Bakanlıklar, kurum, kuruluş, sivil toplum örgütü ve benzin gelirlerinden elde edilen maddi kaynaklar bugüne kadar nerelere sarf edildi, bir gıdım dahi olsun bilgi alamadım, bu kere Sayın Cumhuriyet Başsavcıma soruyorum.

Mimar Murat Tabanlıoğlu, ekip başı olarak mühendislik hizmetleri karşılığı Ajanstan tahsil ettiği 2 milyon 533 bin Türk lirasını kimlere, nerelere ödediğini müspet evraklara istinaden tevsik edebilir mi diye kurcaladım, sonuç alamadım, incelenmesini Sayın Başsavcımdan istiyorum.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 65 (a) maddesi kültür ve tabiat varlıklarını tahrip edenlerle ilgili 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası uygulanmasına amir olduğuna göre, Atatürk Kültür Merkezinin bu halde bırakılmasının bal gibi kültür varlığının tahrip olması anlamına geldiğine yürekten inanıyorum.

Hem yukarıda sadece bir bölümünü sıraladığım konularda, hem de Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun ilgili maddesinin uygulanması hususunda Sayın İstanbul Cumhuriyet Başsavcısına şikayetçi sıfatıyla yeniden suç duyurusunda bulunuyorum.

İstanbul’u bu sezon da pisi pisine AKM’siz bırakacak olanları yargının önünde görmek istiyorum.

Israr ediyorum!

Evrensel

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Üstün Akmen

Yanıtla