'Şehir Efsanesini Yeniyoruz'

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Oyuncular Sendikası’nın 2.5 yıl önce ilk adımını atan ekip içinde yer alan tiyatro oyuncusu Murat Zubi, örgütlenme çalışması sırasında şehir efsanesi olarak tanımladığı “Oyuncular sendikalı olamaz” yargısına karşı mücadele etmek zorunda kaldıklarını belirtiyor. “Bütün oyuncular birleşin” çağrısında bulunan Zubi, amaçlarının 3-4 yıl içinde 5 bin oyuncuyu sendikalı yapmak olduklarını anlatıyor.

Sahne, Perde, Ekran, Mikrofon Oyuncuları Sendikası, 1. olağan genel kurulunu bugün İstanbul’da topladı. 2,5 yıl önce başlayan örgütlenme çalışmasının içinde yer alan tiyatro oyuncusu Murat Zubi, sürece ilişkin sorularımıza yanıt verdi.

* Oyuncular Sendikası, sektörde nasıl bir değişiklik yapabilir?

– Her zaman için örgütlü mücadele gerekli ve birçok şeyi elde etmemizi sağlar. Ben 42 yaşındayım ve hala sigortam yok. Bunu sektörün durumunu anlatmak açısından söylüyorum. İş kazaları yaşıyoruz, stres nedeniyle yıpranıyoruz. Vahşi kapitalizmin elinde sürünmekteyiz. Eğer birlik olabilirsek, bir kere mesleğimizin kalitesini daha ön plana çıkartıp, daha düzgün bir şekilde mesleğimizi icra edebiliriz. Birçok arkadaşımız kendi mesleği olmadığı halde bu işi sürdürüyor. Çok fazla okul, çok fazla kurs ancak çok az iş var. Artık biliyorsunuz, insanlar tiyatro seyretmiyor, televizyon bağımlısı oldular. Bu yüzden de oyuncular da yaşamlarını sürdürebilmek için televizyona yöneldiler. Bu da daha fazla bir savaşım gerektirdi. Çünkü bir yerde sahne er meydanıdır, sizin yetenekli ve birikimli olmanız gerekiyor. Ancak artık, teknoloji ile yetenek sorunu da aşılmaya çalışılıyor.

* Sendika bir enerji yarattı mı?

– Sendika iyi, çok güzel bir rüzgar estirdi. Ayrıca, geçici yönetim olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İş Kur, ILO ile görüştük ve yeniden görüşmek üzere söz aldık. İş Kur’da mesleğimizi tanıtmak için uğraşıyoruz.

* Anayasal olarak verilen bir takım hakların kullanımını talep ediyorsunuz. Bunun dışında, yasalarda mesleğinizin tanımına ilişkin ne tür değişiklikler gerekiyor?

– Bizlerin meslek tanımı yok. 17. iş koluna tabiyiz. Bu iş kolu da büro ve güzel sanatlar iş kolunu kapsıyor. “Tiyatro sanatçısı” diye bir tanım yok. Bu durum işimizi yaparken bizi engelliyor. Çoğu arkadaşımız kendisi için ‘sanatçı’ diyor ve işçi olmayı kabullenemiyorlar. Halbuki bağlı çalışan herkes işçidir. Sözleşmeye tabidir. Sigortalı olursak, herhangi bir uyuşmazlık halinde iş mahkemelerinde davamız görülür. Ama bize dayatılan sanki esnafmış gibi Bağkur’a bağlatmak. Böyle bir durumdaki uyuşmazlık halinde ise ticaret mahkemeleri karar veriyor ve iş çok uzuyor.

* Oyuncular Sendikası için neden bu kadar gecikildi?

– ‘Oyuncular sendika kuramaz’ diye bir yargı var. Şehir efsanesi gibi. Bir yargıyı yıkmak bir atomu parçalamaktan daha zor. Biz bunun için de mutluyuz. Çünkü bu yargıyı yıktık. Ayrıca oyuncular, egoları yüksek insanlar ve yüksek hırstan dolayı bir araya gelmeleri de zor oluyor.

* Sendika olarak hedefiniz ne?

– Yargıları yıkarak bu adımı attık. Sektörde 10 bin oyuncu var. Amacımız 3-4 yıl içinde 4-5 bine yaklaşabilmek.

* Oyunculara mesajınız nedir?

– Bütün oyuncular birleşsin. Mesajımız o. Gerçekten de öyle bir süreçteyiz ki, hiç bir zaman için tek başına mücadele edemiyoruz. Toplu olursak ve ne kadar çok sesimizi duyurabilirsek o kadar iyidir. Oyuncuların egoları çok yüksektir. Egonun yüksek olması bizim mesleğimizin gereğidir. Ama kontrolsüz ego çok tehlikelidir. Başlangıçta yola çıktığımızda bütün sektörü kucaklamak istedik. SİNESEN Yönetim Kurulu arkadaşım Murat Muslu ile birlikte ilk adımları attık. Ben de o günlerde yedek üyeydim. Oyuncular Sendikası çalışmasıyla birlikte SİNESEN’den istifa ettik. Baktık ki, kendimize özel sorunları ancak kendimize özel bir sendikayla çözebiliriz. Bu nedenle yola çıktık.

Ruken Adalı

Fıratnews

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.