Yazar ile Hayâli Bir Sohbet

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Melih Anık

Yazar- Ben Yazar… Sizin adınız nedir?

Eleştiren – E…

Y- Soyadınız? Sizi bir yerden tanıyor gibiyim de.

E- A……

Y- Evet… Siz eleştiri yazıyorsunuz.

E- “Düşüncelerimi” yazıyorum.

Y- Benim oyunumu da yazdınız.

E- Evet. Ayaküstü konuşmasak…

Y- Konuşmak için demiyorum …. Sizi gördüm de..

E- …yazım aklınıza geldi.

Y- Evet… Ha şu oyun…(Sanki unutmuş gibi) Hatırlayamadım birden. Ne yazmıştınız? 

E- Pek çok şey ama siz neyi söylüyorsunuz?

Y- Biliyor musunuz benim oyunlarım dünyanın her tarafında oynanıyor. Yüzlerce ülkede.

E- Öyleymiş.

Y- Nerden biliyorsunuz?

E- Siz yazdınız oradan.

Y- Çok iyi oyunlardır. Dünyanın yüzden fazla ülkesi… Belli değil mi?

E – (iç ses- Çok oynanması illa ki iyi olması demek değildir. Ama boşver.) Herhalde öyledir.

Y- Ben eleştiriye saygılıyımdır. Ama oyunlarım iyidir.

E- Canınızı sıkmadım umarım.

Y- Öyle oldu.

E- (iç ses- ne oldu?) Shakespeare de eleştiriliyor. Üzülmeyin.

Y- Yok üzülmedim de.. Eleştiriye saygı duymak lazım.

E- Yönetmen ‘Dünya hayranlık duyacak bu yapılana’ deyince…

Y- Öyle mi demiş? Ben ona karışmam.

E- Oyun ilk defa 30 yıl önce oynanmış. Yönetmen oyunu ilk defa o yönetti sanıyor galiba. Oyun 30 yıldır oynanmakta zaten…

Y- Onun düşüncesi beni ilgilendirmiyor. Okudunuz mu benden?

E- Seyrettiklerimi okudum.. Fırsat oldukça sahnede olmayanları da okuyorum. Oyun ünlü yazarlardan ödül de almış.

Y- Ödüller dönemseldir. Bir şeyi göstermez. Ama benim oyunlarım iyidir.

E- (iç ses- ödülü ve jüriyi sen yazdın da hatırladık.) Bunca sene sonra… Siz de hayattasınız. Ortam da uygun. Sizden yardım alsa.. Ülkede yaşananları doğrudan anlatsa ya. Eskimolar üzerinden anlatmaya ne gerek var ? Tiyatrocularımız kulağı tersten gösteriyor, bizi başkası üzerinden anlatıyor. 

Y- O oyun yazıldı bitti.

E- Bitti de… Dünyada hala oynanıyor dediniz de..

Y- Benim oyunlarım hep oynanır. Hem benim yeni oyunlarım var. Onları okuyun. Hiç okudunuz mu benden? Biri daha sahnelenecek.

E- (içses- Sahnelensin de sonra bakarım kitaba) Bu yıl mı?

Y- Evet. ….. Tiyatrosu….. Tiyatrosu… Şimdi aynı dönemi açık açık yazdım. Yeniden.. Okumalısınız.

E- (iç ses- Olaydan 30 yıl sonra.. Şimdi herkes “konuşuyor” zaten. ) Oyununuz dönemine göre cesurmuş. 30 yıl sonra oyun da ülkeye “geri dönseydi” keşke.

Y- Dönmedi mi? Döndü… Döndü… Hala oynanıyor. Eskimiş olsa oynanır mıydı?

E- Konu her dönemde ilgi çeker. Mesele onu nasıl anlattığınız.

Y-Nasıl?

E- Yani hep ezen ezilen, yöneten yönetilen var. Dünyanın her yerinde var. Hep de olacak. Önemli olan örneğin İstanbul depremini anlatmak, Haiti depremini anlatıp ders çıkarmak yerine.

Y- Ne zararı var? O da olsun!

E – Olsun olsun da o zaman neden yeni oyununuz “açık açık” anlatıyor şimdi, o gün doğrudan anlatamadığını?

Y- Dönem değişti..

E- Hayatın oyuncuları da..

Y- Gördün mü! Hayat yönetiyor bizi.

E- Keşke sanat yönetse. Sanat, ehil olmayan ellerde gücünü fark etmez, gösteremez. Ya da sanatın gücünü fark etse hayat.

Y- Hayat önce gelir sanattan. Size bir şey diyeyim mi: Oyunuma çalıntı dediler, utanmadan.

E- Ben demedim.

Y- Evet siz demediniz. Ama bir eleştirmen benden 10 yıl sonra yazılan oyundan çaldığımı yazdı.

E – (iç ses-Belki kaynak ortak) Olmamıştır öyle.

Y- Olamaz. O yazar da benden çalmadı. Aynı ortamlarda yaşayanlar ortak duyguları yaşar. Ama siz benim yeni oyunlarımı okuyun. Açıkça yazdım. Oyunlarım iyidir. Aklıma geldi birden: siz neden “açık açık” yazmıyorsunuz aramızda geçen bu sohbeti ?

E-… Sizi üzmemek için.

Y- Yani okuyan anlamayacak mı “Yazar” kim “Eleştiren” kim?

E- Ben sizi değil “öyle” yazanları anlatıyorum. Hem bu “oyun” değil!

Y- Ya “oyun” olursa?

E- Onu da yapan düşünsün. Ben yaparsam kimlerden “oluştuğunuzu” anlar, seyreden… Zaten “Yazar” bir kişi değil, onlarca…

Y – Ne olacak sonra?

E- Korkarım hiç. Ben yazdığımla kalacağım. Siz öyle yazmaya devam edeceksiniz, diğer yazarlar da.. Ben de.. Neyse hoşça kalın.

Y- Güle güle. Benim oyunlarım iyidir. Yeni oyunumu alın okuyun. (iç ses- İyi oldu.. Nasıl benzettim. Dersini aldı. Nasıl da alttan aldı. Ne söylediğini de bilmiyor. “Açık açık”mış. Yahu sen yazsana.. Çekinir yazarken bir daha. Aklına gelir söylediklerim..)

E- (iç ses- “Benzettim, öyle yazamaz bir daha” diyor. Gerektiği kadar naziktim umarım. Ama bence o oyun ile ilgili düşüncem aynı halâ.. Dilerim yeni oyunu da aynı şekilde yazmamıştır. …. Haklı mı “açık”lıkta? Bundan bir “oyun” çıkar mı? )

SON

Melihanik.blogcu.com

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Melih Anık

Yanıtla