Tozlu Sandıklarda Gizli Kalanlar

Pinterest LinkedIn Tumblr +

(Radikal yazarı Zaynep Aksoy’un “Şark Dişçisi” oyunu ile ilgili kaleme aldığı yazıyı yayınlıyoruz) Görev tanımları arasında mıdır bilemem ama sahne sanatları geçmişimizden unutulmuş/unutulmaya yüz tutmuş oyunları, metinleri, yazarları bulup çıkarmak ve seyirciyle buluşturmak ödenekli tiyatroların başlıca misyonlarından biri olmalı. Bu işiİstanbul Şehir Tiyatroları’ndan Engin Alkan tek başına üstlenmiş gibi görünüyor. Daha önce Musahipzade Celal’in ‘İstanbul Efendisi’ni sahneye taşımıştı. Bu sezon da Tanzimat dönemi Ermeni yazarlarından Hagop Baronyan’ın ‘Şark Dişçi’sini bizimle buluşturdu.

Alkan Baronyan’la Mimesis dergisinin bir araştırması sayesinde tesadüfen ‘tanışmış’ ve yazarın kendi yaşamında hiç sahnelenmeyen oyunu ‘Şark Dişçisi’ni gün yüzüne çıkarmış. ‘Şark Dişçisi’ 19. Yüzyıl İstanbul Ermeni hayatına dair bir fars, döneminin tiyatro anlayışının tipik örneği, naif ve şeker bir komedi, büyük bir iddiası yok.

Şark kumpanyası

Fakat sahnelemenin arka planındaki (Alkan’ın kişisel ilgilerinden de kaynaklanan) yoğun araştırma, dramaturjik çalışma (dramaturg Sinem Özlek) ve emek oyunun her anına damgasını vuruyor. (www.sarkdiscisi.tr.gg bir belge/bilgi pınarı) Mükemmele yakın aksanlar, commedia dell’arte geleneğinden feyz alan oyunculuklar emeğin yoğunluğunun izlerini taşıyor.

Alkan oyunu ‘Şark Kumpanyası’ adlı gezici bir topluluğa sahneleterek dönemin gezici topluluklarıyla ilgili bir şeyler söylüyor, bir soytarı/kolbaşı karakteri ekleyerek (mükemmel bir Selçuk Borak) her şeyi tarihsel bir anlatı çerçevesinin içerisine oturtuyor, kostüm ve makyajda grotesk ve fantastiğe giderek, müzik (Selim Atakan) ve şarkı sözleri ekleyerek metni renklendirip canlandırıyor. (‘Marta’ Sevil Akı’nın Cruella de Vil karakterini andırması üslup benzerliğinden kaynaklanıyor olsa gerek). Müzikler çok çekici değil, kostüm, makyaj ve oyunculuk biçimleri abartılı ve oyun çok uzun ama reji kendi içinde tutarlı olduğundan bunların hiçbiri rahatsız etmiyor, oyun kendini ilgiyle izlettiriyor. En önemlisi de, Alkan’ın bir tiyatro arkeoloğu gibi çalışması sayesinde tarihte saklı kalmış bir yazarın bir oyunu, neredeyse 150 yıl sonra seyirciyle ilk kez buluşuyor.

Zeynep Aksoy

Radikal

Paylaş.

Yanıtla