Vakit Bu Defa Tiyatro Oyununu Hedef Gösterdi

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaptığı haberlerden çok, kişileri hedef gösterdiği provokasyonları ile gündeme gelen Vakit gazetesi bu sefer bir tiyatro oyununu hedef gösterdi. Vakit’in haberlerinin bazıları çok trajik olmak üzere çeşitli sonuçlar doğurduğu hatırlandığında, söz konusu tiyatro ekibinin başına ne geleceği meçhul.

Yayın politikasını hedef gösterme temeline dayandıran Vakit gazetesinin (şimdiki ismi Yeni Akit) bu anlayışının bugüne kadar, bazı insanlara saldırı yapılması, kimilerinin öldürülmesi gibi sonuçlar doğurduğu biliniyor. Son olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Şehir Tiyatroları tarafından sahnelenen “Mutfak Söyleşileri” isimli tiyatro gösterisini hedef gösteren gazete, yetkilileri “göreve” çağırarak oyuna sansür uygulanmasını istedi. Geçmiş tecrübeler hatırlandığında Vakit’in bu haberi sonrası söz konusu tiyatro ekibinin başına ne geleceği ise meçhul. Vakit’te yayınlanan saldırgan haberde şu ifadelere yer verildi:

“Bir saatlik gösteri boyunca oyuncuların elinden viski ve şarap şişeleri eksik olmadı. Küfürlerin de eksik olmadığı oyunda, birçok kötü söz oyuncuların ağzından eksik olmazken, cinsel ilişki sahnelerinin benzerlerinin teşhir edilmesi de dikkatlerden kaçmadı. Tek perde olarak gösterilen oyun izleyicilerin de tepkisini çekti.”

Olmayan sanatçıların, olmayan demeçleri
Haberde yer verilen şu iddia ise oldukça ilginç: “… konuyu gündeme getirmesinin ardından birçok ünlü tiyatrocu gazetemize demeç vererek ‘Mutfak Söyleşileri’ isimli tiyatro gösterisini eleştirdi.” Çünkü bu ifadelerin ardından bu oyuncuların ne dediğini ve kimler olduklarını haberde açıklanmıyor. Sansasyon yaratmaya yönelik bir yayın politikasına sahip böyle bir gazetenin, ünlü bir ismin vereceği bir demeci propaganda malzemesi olarak kullanmaması gerçekçi görünmüyor. Geriye yalnızca böyle bir oyuncu ve açıklamanın olmadığı sonucu kalıyor.

Tiyatro mu sansürlenmeli, bu açıklamalar mı?
Gazete haberine “uzman” görüşü katmayı da ihmal etmeyerek şu ifadeleri kullanıyor:

“Aile Sağlığı Uzmanı ve teolog Prof. Dr. Mustafa Erdoğan Sürat ise bu oyunun aile sağlığı açısından çeşitli sıkıntılar doğuracağını belirterek “Aile kutsaldır. Ailenin korunması gerekir. Çoluk çocuğun annesi babasıyla böylesi cinsel istismara açık bir alanda bulunması yanlıştır” diye konuştu.”

Vakit’in aile sağlığı uzmanı olarak fikir aldığı Mustafa Erdoğan’ın taciz konusunda yaptığı açıklamalar hatırlandığında, sansürlenmesi gerekenin tiyatro oyunu mu yoksa Erdoğan’ın fikirleri mi olduğu üzerine pek fazla söylenecek bir şey kalmıyor:

“Taciz meselesi, sulh cezaya düşer. Yani, bir kişi tacizde bulunmuşsa, karşısındaki hanımefendi ile anlaşabilir. Diyelim ki bir hanım dekolte giydi ve karşısındaki de onu taciz etti. Hanım diyebilir ki, ‘evet seni tahrik etmek istemiştim.’ Taciz meselesi böyledir.

… bizde ben de seni tahrik etmiştim diyen hanımefendi tipine ihtiyaç var. Batı âleminin en büyük tacizi bizim değerli Clinton’un yaptırdığı Oral Sex idi. Ama bu insan hakları ihlali değildir. Monica da zaten ‘kendisini bir parça uyardım’ demiştir. Orada mesele sulh yolu ile çözülmüştür.”

Daha önce de sayısız kez hedef gösterdi
Vakit Gazetesi’nin tarihi, sayısız kez yaptığı hedef gösterme provokasyonları ile dolu, bunların tamamını saymak pek mümkün değil. Ancak ilk akla gelen, “Danıştay saldırısı” olarak bilinen silahlı saldırıya sebep olan skandal haber hala akıllarda. Bu saldırıdan kısa bir süre önce Vakit yaptığı haberde saldırıya uğrayan hakimlerin fotosu, tahrik eder bir şekilde manşetten duyurulmuştu.

Gazete daha önce de “Yala ama yutma” isimli tiyatro oyununu hedef göstermiş, sonunda oyunun gösterildiği sahne belediye tarafından mühürlenmişti. Gazete, yeryüzüne bir porno yıldızının bedeninde düşen meleğin hikâyesini anlatan ‘Yala Ama Yutma!” oyununu “Ahlaksız Oyun‘dan tahrik dolu mesajlar” başlığıyla haber yapmış ve “Sağduyulu Müslümanlar, ahlaksız tiyatronun oynanmadan kaldırılmasını istiyor” diye yazmıştı. Haber sonrasında gazetenin internet sitesinde yer alan okur yorumları da ayrıca haberleştirilerek; “Elimize sopaları alıp salonu mu basalım? Bunlar denli densiz ve dinsiz oldukları için cezalarını biz mi verelim? Nerede seçilen ve atanan sorumlular?” gibi yorumlara yer verilmişti.

KCK operasyonu kapsamında gözaltına alınan Prof. Dr. Büşra Ersanlı’yı hedef göstererek, ‘Her Taşın Altında O Kadın’ manşeti attı. “İllegal her kuruluşun ve eylemin merkezinde Ersanlı’nın yer aldığını” yazan Yeni Akit gazetesinin iddiaları ise birbirinden ilginç. BDP’nin hemen her parti de var olan siyaset akademisi illegalmiş gibi gösterilirken, ablasının kocasının Ergenekon sanığı olması ve kocası Cem Behar’ın Musevi olması Ersanlı için suç delili sayıldı.

Sol

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.