Biri Muhteşem Yüzyıl'da Biri Behzat Ç'de

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Geçen sezon çok konuşulan yeni nesil tiyatro topluluğu KREK, bu sezon ‘Bayrak’ oyunuyla perde açıyor. Krek’i yakından takip edenlerin bildiği ‘Bayrak’ın başrollerinde Canan Ergüder ve Okan Yalabık var. ‘Behzat Ç.’ ve ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizilerinde karşımıza çıkan bu ikili, setten çıkıp soluğu sahnede alıyor.

Bayrak’ ilk kez 2009’da sahnelenmişti ama aktarımı bugünkünden farklıydı. Oyunda ne gibi değişiklikler yapıldı?

Canan Ergüder: Sahne önüne konulan cam oyunculuğumu çok etkiledi. Dört duvar arasında olduğumu farz ediyorum, ki zaten öyle. Seyircinin oyunu kulaklıklarla dinliyor olması, bizim mikrofonla oynuyor olmamız… O mikrofon bence oyunculukta şöyle bir his yaratıyor; hiçbir zaman yalan söyleyemiyorsun. Çünkü yalan söylersen, sesinin en ufak tonundan seyirci anlayabilir.
Kalp atışlarını bile duyuyoruz…

C.E.: Evet, öyle. Daha derine inmemizi sağladı bu bence.

Okan Yalabık: Ben de aynı şeyi hissettim. O sahnede olmanın değişik bir getirisi var oyuncuya.
Bu oyunda sizi en çok etkileyen ne oldu?

C.E.: ‘Bayrak’ kalbime çok yakın bir oyun. Senaryoyu okuduğum zaman can atarak “Evet” dedim. Oynadığım kadını bir erkeğin yazmış olması çok güzel. Konu itibarıyla da insanların yabancılık hissetmeyeceği duyguları anlatıyor.

O.Y.: İnsanın tam da içinden geçen noktalara değiniyor. Berkun’un (Oya) dili ve yazılarındaki tercihleri çok belirleyici bu noktada. Berkun, son zamanlarda karşımıza çıkan en önemli yazarlardan biri.
Berkun Oya, çalışmalarıyla ezber bozuyor…

C.E.: Evet. İnsanlar değişik üslupları hep yadırgıyor Türkiye’de. Ben bir kazanç olduğunu düşünüyorum Berkun’un. O kadar yetenekli ki… Ve benim için çok özel. Çünkü Türkiye’deki ilk tiyatro deneyimimi onunla yaşadım. Her şeyden önce çok önemli bir dost kazandım.
Oyunda nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?

C.E.: Ben hiç bahsetmeyeyim. Seyredilmesi gereken bir oyun bu. Tek söyleyebileceğim; bir cinayet hikayesi anlattığımız. Biz de oyunun içindeki piyonlarız.

O.Y.: ‘İletişimsizlik’, oyunun çekirdeğindeki kavram. Kişilerin iletişimsizliği dışında, insanın kendi iletişimsizliğine de değiniyoruz.
İkinizin de çok yoğun çalıştığını biliyoruz. Tiyatroya nasıl zaman ayırabiliyorsunuz, zor olmuyor mu?

C.E.: Beni çok zorluyor. Ama seviyorum ‘Bayrak’ta oynamayı. Bırakmayı düşünmedim hiç.

O.Y.: ‘Bayrak’ı oynamazsak daha çok zorlanırız bence.
Nasıl daha çok zorlanırsınız? Nedir tiyatro yapıyor olmanın farkı?

O.Y.: Oyunculuğa başladığım günden beri hiç ara vermeden yaptığım bir şey tiyatro. Onun yanı sıra dizilerde oynuyorum. Bu ikisi birbirine engel değil.
“Behzat Ç.’nin reytingleri beni ilgilendirmiyor”

Behzat Ç.’nin çekimleri nasıl gidiyor?

Süper. Ben oradaki işimi de çok seviyorum. Ekip ruhu oluştu. ‘Behzat Ç.’nin başarısı, o ekip ruhunun başarısıdır.
Yeni sezona düşük reytinglerle başladınız...

Reytingler beni ilgilendirmiyor, sadece görevimi yapıyorum. Reytinglerden sorumlu olan > biz değiliz. ‘Behzat Ç’nin reytingleri hiçbir zaman dizinin başarısını ve anlatmaya çalıştığı şeyi temsil etmedi. Giderse gider. Bu sektörde hiçbir şey belli olmuyor. Ben çalıştığım sürece yapabileceğimin en iyisini yapmaya devam edeceğim.
‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’ filmiyle ilgili nasıl tepkiler aldınız?

Ben güzel tepkiler aldım. Serdar Ağabey’le (yönetmen Serdar Akar) çalışmak zaten apayrı bir deneyim. Benim için özel bir iş.
Diziyle birlikte geçmiş yıllardaki ‘kötü kadın’ imajınızı sildiniz…

Bu imajı yıkmak size bağlı bir şey. Eskiden, “Bundan sonra bir daha kötü kadını oynamam” diyordum; artık demiyorum. ‘Behzat Ç.’den sonra oynayabilirim yine.
“Öğrenciyken tarih dersini sevmezdim”

Pargalı İbrahim’in nesi kadınlara bu kadar çekici geliyor?

Hayatı ve kendi durumu… Farklı bir yaşamı var adamın.
İlerleyen bölümlerde yeniçeriler tarafından öldürülecek mi?

Nihayetinde öyle bir şey olacak tabii. Tarihte öyle tecelli ettiği için…
İbrahim Paşa’nın ikiz kardeşi vardı. Pargalı öldükten sonra o rolle diziye devam edecek misiniz?

Evet, senaryoda daha önce karşımıza çıkan bir kardeşi var. Ama o konuda bir şey söylemem abes olur şimdi. Zaman gösterecek.
Pargalı’nın sarayı bugün Türk-İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılıyor. Gezme fırsatınız oldu mu?

Evet gezdim ama benim tarihle münasebetim çok sıkı değil. Öğrenciliğimde de çok heyecanlandığım derslerden değildi tarih. Fakat bu işle beraber başka bir gözden bakıyorsunuz ister istemez. Bir zaman makinasında olduğunuzu hissediyorsunuz. Böyle bir algı farkı yarattı bende.

‘Muhteşem Yüzyıl’, 17’nci Uluslararası Cenevre Film Festivali’nde yarışacak…

Bunu dizinin vizyonuna bağlayabiliriz. Yapımcımız, yönetmenimiz, senaristimiz, tasarımcı ekip bu işin ciddiyetine vakıf ve standartı yüksek tutuyor. Bu bir ekip işi. Başarımız, ekibi oluşturan elemanların yetenekleri ve işlerini yapışıyla doğru orantılı. Uluslararası platformda bir ilki gerçekleştirdik. Bu da şunun kanıtı; yaptığınız işin hakkını verdiğinizde, karşılığını alabilirsiniz.
‘Muhteşem Yüzyıl’la ilgili eleştirelere ne diyorsunuz?

Oyuncu olarak işini en iyi şekilde temsil etmek ve o işin içinde huzurlu olabilmektir esas olan. Oyuncunun bir adım sonrasıyla ilgili hissi yoktur.
Sizi yakın zamanda sinemada görecek miyiz?

Olmasını çok istediğim ve ümit ettiğim bir iş var. Zaman içerisinde belli olacak.

Beyaz Gazete

Paylaş.

Yanıtla