Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi İlk Kez Sahnede

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

Şermola Performans’ta teatral faaliyetlerini yürüten, Kürtçe Tiyatro’ nun ulusal anlamda değer kazanması için mücadelesini sürdüren Dest-Ar Tiyatro, Disko 5 No’lu oyunuyla seyircisini yakın tarihle yüzleştiriyor. 1980 askeri darbecilerinin Diyarbakır Cezaevi’nde yürüttüğü sistemli asimile politikası, grubun süzgecinden geçerek ilk kez tiyatro sahnesinde irdeleniyor. Mirza Metin’ in yazıp oynadığı oyunun yönetmenliğini Berfin Zenderlioğlu üstleniyor. Oyun daha önce Ankara Tiyatro Festivali’nde seyirci karşısına geçmişti.

Dest-Ar Tiyatro, kurulduğu günden bu yana ürettikleriyle kendine özgü bir çizgi yakalamış durumda. Topluluk, Kürtçe Tiyatro yapmasına karşın, oyunlarda kullandığı Türkçe üst yazıyla Türkiye’nin bütününü kendi sahnesine çekebiliyor. İçinde bulunduğumuz coğrafyanın ortak dilini oluşturduğu repertuarda, anlattığı öykülerde grubun dinamikleri sağlam çalışıyor.

Politik Tiyatro Yapmak Cesaret İster!

Oyunda, 1980 askeri cuntasının büyük terör estirdiği zamanlarını sahnede görüyoruz. Konuya geçmeden önce, asker faşizminin 80’lerde neler yaparak ülkeyi büyük bir uçuruma sürüklediğine bakalım. Türkiye tarihini gerçekçi bir şekilde irdelersek eğer, toplumsal alanda halkların güçlenmesi sistem için büyük sorun olmuştur. 1960’lı, 70’li yıllarda ‘sol’ adına insanlarda oluşan toplumsal bilinç, sınıfsal düzlemde Türkiye’de yaşayan halkları aynı çatı altında birleştirip, ortak bir işçi ruhu yaratmıştı. Oluşan birliktelik duygusu, aynı topraklar üzerinde aynı kaderi yaşayan insanları aynı paydada buluşturmuştu. Solun fikirsel olarak insanların günlük yaşamına işlemesi barış ruhunu içinde taşıyan halkların en büyük özlemiydi. İşte bu özlem barışçıl biçimde kendisini geleceğe hazırlarken 12 Eylül cuntası çıkageldi. Askerler tarafından oluşturulan işkence tezgahlarında sol düşünürler yok edilecek, etnik kökene bağlı ayrışmalar yaratılacak, milli kavramlar üzerinden insanlar uyutulacak…vs derken iki binli yıllara gelene dek insanların yaşadıkları hafızalarsan asla gitmedi. Ulucanlar, Metris, Bayrampaşa, Diyarbakır Cezaevleri 12 Eylül 1980 askeri faşizminin işkence tezgahları olarak tarihteki yerini aldı.

Neler yapılmadı ki işkencehanelerde! Sol değerlere inanmış binlerce insanın üzerinden balyoz gibi geçen askerler, Diyarbakır Cezaevi’nde sırf Kürt oldukları için bir halkı yok etmeye kalkıştı. Cinsel organa verilen elektirik, yedirilen dışkı, soğuk su cezası, oksijensiz odalar, zorla söylettirilen İstiklal Marşı, Harbiye marşı, karanlık oda cezası, erkek kadın ayırmaksızın tecavüzler… derken sol değerlere inanmış binlerce Kürt ve Türk aydını insani olmayan davranışlara maruz kaldı. Peki sonucunda neler oldu? 80 faşizminin tepkilerini, politik, gündelik yaşamdaki etkilerini etrafımıza bakarak rahatlıkla anlayabiliriz.

Sahnede Devleşen İsim!

Oyun, bir örümcek sahnesiyle başlıyor. Bedenini her şekle rahatlıkla sokabilen Mirza Metin, sahnede imkansızları gerçekleştiriyor. Tek başına, bir saatten uzun süren gösteriyi öylesine güzel aktarıyor ki, insan sahneye bakarken 1980 faşizmini an be an yaşıyor. Seyirci algısını bir kenara iten yönetmen Berfin Zenderlioğlu, anlatmak istediğine odaklanırken Mirza Metin’e büyük anlamlar yüklemiş. Hapishane zamanlarının aktarımında kullanılan dil kadar, oyuncunun sahnede anlık karakter değişimleri ön plana çıkmış. İşkence gören bir insanken Mirza Metin birden işkence yapan askere dönüşüyor. Dört bacaklı örümcek oluyor ya da… Suların içinde bedenini sahnenin her karesine savuran oyuncu için ne yazsam az kalır. Eylül ayından bu ayına izlediğim oyuncular arasında, anlattığını böylesine mükemmel biçimde yaşayarak oynayan kimseyi göremedim. Mirza Metin, politik mesajlarını yerine ulaştırarak oyununu canlı tutmuş. Türkiye Tiyatrosu’ nun Disko 5 No’lu oyunundan alacağı çok ders var!

Gösteride Alev Topal’ ın ışık tasarımı da gözlerden kaçmıyor. Sade bir tasarımla, adeta oyuncunun sahnede yan karakteri haline dönüşen ışık, konunun ufkunu açmış. Dört dörtlük bir tasarımla karşı karşıyayız.

Disko 5 No’lu, romanda, şiirde, sinemada işlenen Diyarbakır Cezaevi işkencelerini ilk kez tiyatro sahnesinde irdeliyor. Yakın tarihiyle yüzleşmek isteyenler gösteriyi kaçırmasın…

Oyun, Şermola Performans’ta seyircisini bekliyor…

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla