İçişleri Bakanı'nın Sanatçıları Tehdit Etmesini Kınıyoruz!

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu (BGST) sanatçıları hedef gösteren İç İşleri Bakanı İdris Naim Şahin’e yanıt verdi…

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı’nın Afyonkarahisar’da, 26.12.2011 tarihinde yapılan Değerlendirme ve Koordinasyon Toplantısı’ndaki konuşmasında sanatçıları tehdit ederek, kendileri gibi düşünmeyen herkesi terörist olarak nitelemiştir.

Şahin terörle ilgili hayli geniş bir ‘arka bahçe’ tanımı yaparak: “Terör örgütünün yürüttüğü çalışma sadece dağda, bayırda, şehirde, sokakta, arka sokaklarda haince pusu kurarak yaptığı saldırılardan ibaret değil. Bir başka ayağı daha var. Psikolojik terör, bilimsel terör var. Terörü besleyen arka bahçe var. Terör propagandası var. Masum, makul, haklı gösterme gayreti var. Bir kısmı bu yapıyı görmüyor, göremiyor. Yeterli bilgisi olmayabilir. Birileri de ciddi halde saptırma yaparak, kendine göre gerekçeler uydurarak makulleştirerek, teröre destek veriyor. Resim yaparak, tuvale yansıtarak, şiir yazarak, şiire yansıtıyor, günlük makale yazarak. Hızını alamıyor. Terörle mücadelede görev almış askeri ve polisi, sanatına çalışmasına konu yaparak demoralize etmeye çalışıyorlar. Terörle mücadele edenle bir şekilde mücadele ediliyor. Arka bahçe İstanbul’dur, İzmir’dir, Bursa’dır, Viyana’dır, Londra’dır, Washington’dur, üniversitede kürsüdür, dernektir, sivil toplum kuruluşudur. Oraya da sızmışlardır. Bakmışsınız kültür, eğitim derneği. Bakarsınız ’think tank’ kuruluşu.” demiştir.

İçişleri Bakanı’nın açıklamaları birçok çevrede “gaf” olarak nitelense de, bu yaklaşımın gayet ciddi, planlı ve hesaplı olduğunu düşünüyoruz. Sanatçılara yönelik tehdit, baskı ve hedef gösterme girişimi olarak okunması gereken bu yaklaşım, “devlet” ten farklı düşünen herkesi “terörist” olarak yaftalamaktadır.  Devletten beklentimiz bulundukları her yerde kendi ifadeleriyle “İstanbul, İzmir, Bursa, Viyana, Londra, Washington”da terörist düşünür ve terörist sanatçı arayacaklarına, savaş politikalarını gözden geçirmeleri ve barış isteyen kesimleri tehdit etmeyi bırakmalarıdır.

Üç yıldır devam eden KCK operasyonlarının son dalgasında haberciler ve muhalif basın hedef alınmış; kağıtları, kalemleri, bilgisayar çıktıları “suç” unsuru olarak kaydedilmişti. Sanatçılara yönelik yapılacak operasyonlarda “ele geçecek” sahne, perde, bendir, gitar, tuval, fırça, boya, kalem gibi “suç aletlerini” toparlamak için oldukça çok çalışmaları gerekecek. Ve tabii kitaplar, defterler ve en önemlisi sanatçıların imgeleri, hayalleri…

Halbuki bizler bahçe değiliz. Arka bahçe hiç değiliz. Bizler, barış çizen, barış yazan, barış oynayan, barış söyleyenleriz. Demokrasiden, özgürlükten, adaletten, kimsenin bir diğerinin hamisi, abisi olmadığı bir kardeşlikten yana olanlarız. Savaşa, savaş kışkırtıcılarına karşı barış iklimini daim kılmaya çalışanlarız. Çatışmaları sona erdirmek, çocukların ölmesini, daha fazla kan akmasını engellemek isteyenleriz. Savaşla, savaş politikası ve savaş diliyle tüm toplumun çok önemli şeyler kaybedeceğini bilenleriz. Bu yüzden nefret kokan, nefret yayan her adımı, gelişmeyi, açıklamayı eleştirenleriz.

Ortaçağ karanlıklarından itibaren, sanatçı ve düşünürleri suçlu sayıp, suçlu ilan eden anlayışların bugünkü tezahürü olan İçişleri Bakanı’nın açıklamalarını kınıyor ve iktidar sahiplerini akıl tutulmasından kurtulmaya davet ediyoruz.

Bgst

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.