Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Açıklama

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mimesis Haber/Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr Güzver Yıldıran tarafından elimize ulaştırılan 28.02.2012 tarihli kamuoyu açıklamasını aşağıda okuyabilirsiniz.

Konu: 5.1.1961 tarih ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi

Bir ülkedeki eğitim sistemi ve bunun uygulanmasını içeren model değişiklikleri, ancak daha önceki sistem ve uygulamalar bilimsel değerlendirmelerle ele alınıp gelişim ve değişimin zorunlu olduğu saptanırsa, gerekli olabilir. Böyle bir bilimsel değerlendirmeye dayanmayan değişiklikler, insan gücü açısından olduğu kadar ekonomik açıdan da savurganlığa neden olur. Bu çerçeve içinde, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi aşağıdaki gerekçelerle ilgili Kanun Teklifi’nin geri çekilmesini önermektedir.

1.    İlköğretim öncesi verilen okulöncesi eğitim, insan gücü açısından etkin olan ülkelerde zorunlu olup çağ nüfusunun % 100’ünü kapsamaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı 2010-2011 istatistiklerine göre Türkiye’de bu oran % 43.10’dur. Hedefimizin bu oranı % 100’e ulaştırmak olması gerekir. Okulöncesi eğitimin amacı,

a.    Tüm çağ nüfusuna, ilköğretime ön koşul oluşturan bilgi ve becerileri kazandırmak
b.    Uluslararası ve ulusal araştırmaların 50 yıldır gösterdiği üzere eşitlik ilkesi çerçevesinde, sosyo-ekonomik düzey farklarını ortadan kaldırarak okullaşmaya ön koşul oluşturan becerilerde çocukları eşit hale getirmektir.
Okulöncesi eğitimin tüm çağ nüfusuna zorunlu olarak iletilmemesi, okullaşma süreçlerine hazırlık açısından alt sosyo-ekonomik düzeyden gelen çocuklar aleyhine, onarılması güç eşitsizlikler oluşturacaktır.

2.    Önerilen 4+4+4 modelinin ilk kademesi olan 4 yıllık eğitim kavramı hiçbir bilimsel temele dayanmamaktadır. Bilimsel araştırmalara göre çağ nüfusu bilişsel gelişim açısından ayrıştırıldığında, 7-11 yaş somut işlemler, 12 yaş üstü ise soyut işlemler dönemleri olarak belirlenmiştir. Dördüncü sınıftaki bir çocuğun, somut işlemler döneminin tam ortasındayken ilköğretimin ikinci kademesine geçmesi, bilimsel veriler ve bulgulara ters düşmektedir. Ayrıca, çocukların soyut işlemler dönemine girmeden bir öğretim kademesini tamamladığı hiçbir gelişmiş ülke bulunmamaktadır.

3.    İlköğretim birinci kademeden sonra, öğrencilerin açık öğretim ve evde eğitim gibi olanaklarla da öğretim görebilme önerisi, özellikle alt sosyo-ekonomik düzeyden gelen kız ve erkek çocuklarını okullaşma süreci dışına çıkaracak ve şu anda çağ nüfusunun % 98’inin yer aldığı ilköğretim eğitimi içinde bulunma oranını, bu gruplar aleyhine düşürecektir.  Bir ülkenin insan hakları açısından görevi, ilköğretimde çağ nüfusunun tümünü kapsaması iken önerilen modelde bu ilke büyük tehlike altına girmektedir. Böyle bir eşitsizlik, insan hakları açısından olduğu kadar insan gücü niteliğinin düşmesi açısından da eleştiriye açıktır.

4.    Ayrıca, okullaşma yalnız bilişsel gelişimin ‘olmazsa olmazı’ değil, aynı zamanda sosyalleşme süreçlerinin gerçekleştiği, çocuğun birey olarak toplum içinde etkin iletişim ve etkileşimi öğrendiği süreçleri kapsar. Sosyal ve duygusal gelişim, okullaşma süreci içinde önemli yer tutar. Bu nedenle, erken dönemde bu sosyal ortamın dışındaki seçenekler yalnız bilişsel gelişime değil, aynı zamanda da sosyal ve duygusal gelişime de ket vuracaktır.

5.    Farklı özellikleri olan çocukların kaynaştırma kavramı içinde eşit ortam ve eğitim olanakları ve içeriğine sahip olmaları amaçlanırken, önerilen modelde bu çocukların da büyük çoğunluğu ilk 4 yıl sonunda okullaşma sürecinden mahrum olabilir. Bu durumun, yukarıda sözü edilen insan hakları ve eşitlik ilkelerinde sorunlar oluşturması beklenir.

6.    Önerideki ikinci 4 yılın mesleki ve teknik yönlendirmeyi içermesi, bilimsel açıdan kabul edilir bir seçenek değildir. On yaşındaki bir çocuğun ilgi, yeti, bilgi ve becerileri, kalıcı bir hale gelmemiştir. Bilimsel veriler, bu alanlardaki değişmezliğin ergenlik dönemi sonunda bile oluşmadığını açıkça göstermiştir. On yaşındaki çocukları ömür boyu çalışacakları alanlara yöneltmek, bilimsel açıdan olası değildir. Bilimsel veriler ilgi, bilgi, yeti ve becerilerin 15 yaşlarında bile kararlılık göstermediğini ve kaygan bir zeminde olduğunu saptamıştır. Bu nedenle 9-10 yaş gibi bir gelişim döneminde, çocukları bu tür seçimleri yapmaya zorlamak, hiç bir bilimsel veri ve sonuçla bağdaşmamaktadır.

7.    On iki yıllık zorunlu eğitim bu taslağın bilimsel temellere dayanan ve insan gücü niteliği açısından önem arz eden bir önerisidir. Ancak, bu eğitimin zorunlu olması yanında genel ve çağın gerektirdiği temel eğitim yaklaşımını içermesi, önemle üzerinde durulması gereken bir konudur. Unutulmamalıdır ki en iyi mesleki eğitim etkin bir genel eğitim üzerine kurulabilir. Toplumun çeşitli kesitlerinin farklı tercihleri, zorunlu ve genel eğitim içinde zengin bir seçmeli dersler havuzu çerçevesinde karşılanmalı ve bir insan hakkı olan eğitim, tüm çağ nüfusunu içine alacak bir bütünsellik göstermelidir.

Eğitim sistemimizde yapılacak değişikliklerin bilimsel veriler ışığında gerçekleşmesi, farklılıklar açısından büyük kaynak, enerji ve birikimi içinde barındıran toplumumuzun insan gücünü donanımlı hale getirmemizde etkin olacaktır. Eğitim Fakültesi’nde çalışan bilim insanları olarak bu konudaki duyarlılığımızı, dayandığı bilimsel temeller ışığında iletiyor, bu olguyu gerçekleştirme gücüne toplum olarak sahip olduğumuzu düşünüyoruz.

Boğaziçi Üniversitesi
Eğitim Fakültesi
28.02.2012

Paylaş.

3 yorum

  1. ayse Tarih:

    Bu Guzver Hanim hangi bilimsellikten bahsediyor acaba? Hangi gelismis ulkeden bahsediyor? Amerika ve Avrupada cocuklar evde annelerinden egitim alabiliyor, devlet homeschooling’e izin veriyor.Caglar boyu bugunku gibi okullara gitmemis insanlar devletler kurmus, yonetmis, duzen kurmus, bugun bizim okullardan mezun olanlar evinin yolunu zor buluyor, hepsi depresyonda, birak devlet kurmayi evini yonetemiyorlar,,, Neymis 4. siniftan ayrilirsa zihinsel gelisimini tamamlayazmis!!! Peh peh! Ya bu tuhaf ve sacma fikirleri nereden ilham alarak millete soyluyorlar. Millet coook ilerde, haberleri yok, ilim, bilim , cart curt gibi kelimelerle kimseyi kandiramazlar artik. Akil var fikir var. Millet sizden coook daha ince dusunuyor, cocugu icin neyin iyi olduguna bati hayrani bir kac prof’dan ogrenecek degil kimse…

  2. ibrahim Tarih:

    Bu kolonici kafa yapisini, hersey Bati’dir mantigini, ilerleme batiyi taklitle olur saplantisini birakin artik, asagilik komplexini asin, Bu “gelismis ulkeler” klisesi artik cok demode oldu. Turkiye “gelismis ulkeler’in sadece zengin ulkeler oldugunu egitim ve ahlak konusunda ne kadar geri olduklarini coktan anladi, dunyada yaptiklari zulmu duymayan kalmadi. Artik Turk insani dunyanin heryerinde. Dunyanin her yerinde okullar aciyor, dunya liderlerini onlar yetistiriyor. O gelismis buldugunuz ulkelerde Turk okullari tum okullardan basarili.
    Su gelismis ulke komplexini birakin bence artik, biraz gelisin, daha geniz perspektiften bakin dunyaya. Turkiye artik dunya lideri , uyanin ! Onlar bizi takip etmeli, biz onlari takip etmeyi birakali coooook oldu.smis ulkeler” klisesi artik cok demode oldu. Turkiye “gelismis ulkeler’in sadece zengin ulkeler oldugunu egitim ve ahlak konusunda ne kadar geri olduklarini coktan anladi, dunyada yaptiklari zulmu duymayan kalmadi. Artik Turk insani dunyanin heryerinde. Dunyanin her yerinde okullar aciyor, dunya liderlerini onlar yetistiriyor. O gelismis buldugunuz ulkelerde Turk okullari tum okullardan basarili.
    Su gelismis ulke komplexini birakin bence artik, biraz gelisin, daha geniz perspektiften bakin dunyaya. Turkiye artik dunya lideri , uyanin ! Onlar bizi takip etmeli, biz onlari takip etmeyi birakali coooook oldu.

  3. baran Tarih:

    Yorumlara sadece gülüyorum.Çünkü içerde olduğunuzu ve gerçekte neler olduğunu bildiğinizi düşünüyosunuz ama öyle değil, gerçekten değil. Sizler kökten yetişmiş değil sonradan akp li olmuş sosyetik dindarlarsınız. Gösteriş meraklısı ve çıkarcı.

    1.Açın norveç sistemini bir okuyun bakalım gerçekten dediğiniz gibi mi? Hem batının ahlaki yapısını eleştirip hem onları hakir görüp hem de onlarda evde eğitim veriyor demek nasıl bir çelişkidir.

    2.Okulda bir çocuğun ahlaki yapısı ancak sizin kadar ki bozulabilir. Eğer aile yapınıza yetiştireceğiniz çocuğa kendinize güveniyorsanız bir çocuğun okula gitmesinde hiçbir problem yoktur.

    3.Yıllarca okula gidemeyen cahil kalan ve kocasından başka güvencesi olmayan kolay yönetilebilir kadınları kim istemz ki?

    4. hepimizin çok beğendiği iran’ın nükleer reaktörlerini sizce kim/hangi ülke kurdu bilin bakalım? tam 10 yıl ”batıdan” eğitim aldırdılar kendi mühendislerine.

    5.somut işlemler ve soyut işlemler dönemi hocaların kafasından attığı bir terim değil bilimsel bir terimdir.
    Ve bu terim sadece batıdan gelmiş bir terim değildir üzgünüm.Feto nun okulları da dahil sistem olarak gelişim dönemlerini baz almaktadır (sadece tr deki okullarını kastedmiyorum).Eğer isterseniz kimliğimi ve okulumu da açıklayabilirim.

    6.homescholing’e izin verilmesi gibi bi durum herşeyden önce bazı şartlara bağlı. öyle her kafasına esen herkişiye homescholing hakkı tanınmıyor ve yapılmıyor lütfen doğru bilgilendiriniz.

    7.türkiye kendi silahını, sanayisini, sömürgesini bulmadığı ve kuramadığı sürece bırakın lider ülke olmayı bunların yanında bile geçemez sadece gerçek liderler kenara çekilir sen müslüman ülkesin al bu rolü sen oyna benimkinden daha inandırıcı olur der, türkiye de oynar. israil de kendini orta doğunun lider ülkesi görür ama öyle midir gerçekte bunun yorumu size kalmış.

    8.dünya lideri olmak için gereken bilgi ve donanım arttı. liderlerimizin çocukları sizce üniversite sonrası eğitimini evde mi alıyor ? yoksa en pahallı yurtdışındaki okullara mı gidiyor bi düşünün. evde eğitim almasını istedikleri çocuklar sizin çocuklarınız kendilerinin ki değil.

    9.Depresyon ruh sağlığı ile ilgili ataklar halinde görülebilen tekrarlayıcı olabilen akıl değil ruhsal bir sağlık sorunu diye biliyorum evde olan kişi depresyona girmez mi sanıyosunuz? kaldı ki o kişiye yardım edebilemek için dr. veya psk. yine okula gitmek lazım.

    eğitim sistemi kültürel öğeler de göz önününe alınarak yapılabilir.bunlar ne olmalı ya da olmamalı tartışılabilir. ailemin zorlamasıyla da olsa imam hatip mezunu biri olarak konuşuyorum siz kendinizi ahlaken ve ruhen ancak bir yere kadar geliştirebilirsiniz, ondan sonrası da gelmez. Çağdaş eğitim ancak ve ancak eğitimi alan kişinin ufkunu açabiliyosa onu üretken kılabiliyorsa eğitimdir. batısı doğusu olmaz bu işin.

    Ama ancak bir ulusun kendi halkını eğitimsiz bırakması sadece ama sadece tek bir amaca yöneliktir.bunu da unutmayın.

Yanıtla