Cafe Aman İstanbul

Pinterest LinkedIn Tumblr +

17 Mart 2012 21:00
Türker İnanoğlu Maslak Show Center, İstanbul

Muhteşem Rembetiko Konseri

Café Aman İstanbul Şimdi ‘Fasl-ı Rembetiko’ Zamanı! 17 Mart’ta TİM Show Center’da… İstanbul kaybettiği müziğine kavuşuyor…

TİM’de Rembetiko rüzgârı…Türk ve Rum Müziğinin unutulmaz dönem şarkıları, 19.yüzyıl Kafe Aman müzik kültürü sahnede yeniden hayat buluyor…

Café Aman İstanbul’un 25 kişilik büyük bir kadroyla TİM’de sahne alacağı geceyi, Türk ve Rum müzisyenlerden oluşan 15 kişilik orkestrayla Yunanistan’ın ünlü maestrosu Andreas Tsekuras piyanoda,  Dimitris Lappas buzukiyle ve Petros Mastoros’un Horokos adlı dans grubu da 8 dansçısıyla renklendirecek.

Osmanlı döneminde İstanbul, İzmir ve Atina Kafe Aman’larında icra edilen Rembetiko, doğduğu topraklarda sevenleriyle yeniden TİM’de buluşacak. 19.yüzyıl müzik kültürünün sahnede şölene dönüşeceği gecede, hasapikodan zeybeğe farklı danslar dönemin Kafe Aman’larında yaşandığı şekliyle doğaçlama sergilenecek.

Café Aman İstanbul

Café Aman İstanbul, 2009 yılında Stelyo Berber ile Pelin Suer tarafından kuruldu.  Hepsi İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuar’lı Türk ve Rum müzisyenlerden oluşan gruba zaman zaman Yunanistan’dan usta müzisyenler de katılıyor. Grup Rembetiko müziğinin yanı sıra, Bizans Müziği, Osmanlı Fasıl Müziği, Türk Sanat Müziği alanlarında da çalışmalar yapıyor.

Otantik Rembetiko’yu farklı ekollerle birleştirerek yeni bir yorumla müzikseverlere sunan Café Aman İstanbul, Ocak 2012’de Kalan Müzik’ten “Fasl-ı Rembetiko” adlı ilk albümünü müzikseverlere sundu.

Yaptıkları müzik kadar, dönemin ruhunu yansıtan kostümleri ve sahne performanslarıyla da dikkat çeken Café Aman İstanbul, izleyenleri zaman tünelinde keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.

Café Aman İstanbul
Stelyo Berber – Vokal
Pelin Suer – Vokal
Atalay Durmaz – Keman
Erdem Şentürk – Ud
Serkan Mesut Halili – Kanun
Ersin Killik– Vurmalılar
Neyzen Özsarı– Kontrabas
Dimitris Lappas – Buzuki, cura, bağlamadaki gitar
Ruken Tekeş Çalıkuşu – Grup süpervizörü

Grup bünyesine proje bazlı katılan sazendeler

Andreas Tsekuras – Piyano, akordeon
Dimitris Busunis- Buzuki, gitar
Hakan Kuralay – Gitar
Mete Aslan – Lavta
Sercan Halili – Klasik kemence
Yaman Hadi – Vurmalılar

Horokos Dans Ekibi
Petros Mastoros
Zoi Theochari
Chrysokona Fourtouni
Ioannis Mastoros
Maria Nikoletta Nikolopoulou
Emmanouil Avgoullas
Ioanna Petsali
Ioannis P. Mastoros

Rembetiko

Rembetiko kelimesinin türediği varsayılan farklı dillerdeki kelimelerden bazıları; Slav dilindeki rebenoc: delikanlı, İtalyancadaki rembelos: devrimci, Yunancadaki rembome: başıboş gezmek fiilidir. Yapılan son araştırmalarda, dönemin plak şirketlerinden birinin bu yeni müzik akımına yeni bir ad bulmak için yakıştırdığı türetilmiş bir kelime olduğu tezi ortaya konmuştur. Rembetiko kelimesine yazılı olarak rastlanan ilk kaynak, taş plak kayıtlarında 1910 İstanbul baskısı Orfeon Record’dan çıkan Estudiantina Grecque’nin seslendirdiği Aponia adlı taş plağın etiketidir. İkinci kaynak ise Favorite Record’dan çıkan Samatyalı Yangos Psamatyanos’un icra ettiği Tik Tiki Tak parçasıdır. Kısacası taş plak kayıtlarının etiketlerinde Rembetiko tanımlamasının bulunduğu plak sayısı 100’ü geçmediği halde, Rembetiko zamanla geniş bir yelpazeyi kapsayan bir müzik türünün genel başlığı haline gelmiştir.

Bugüne kadar yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkan arşiv, belge, plak ve kayıtlardan; Rembetiko’nun yaklaşık olarak 1850-1950 yılları arasında yaygın bir müzik türü olduğu anlaşılmaktadır. Bu tarz şarkıların tarihte ilk olarak ağırlıkla görüldüğü bölgeler, Osmanlı sınırları içinde başta İzmir, İstanbul, Selanik gibi liman şehirleri ile Atina, Pire, Siros Adası gibi Yunan şehirleridir.  Engin bir kültürel mozaiğe sahip Osmanlı İmparatorluğu’nun iki büyük liman şehri olan İzmir ve İstanbul’da birlikte yaşamış olan Türkler, Rumlar, Ermeniler, Araplar, Yahudiler ve Levantenler her alanda birbirlerinden etkilenmişlerdir. Aynı şekilde dönemin Kafe Aman veya müzikli semai kahvelerinde her dinden ve her dilden sazende ve hanendeler müziklerini icra etmişlerdir. Mübadeleyle birlikte bütün bu kültürel birikim, anavatanından göçmüş ve yeni mekânlarda, Anadolu’dan göçen müzisyenlerin, şarkıcıların katkılarıyla da yeniden şekillenmeye başlamıştır.

Müzisyenler Rembetikoda İzmir ekolü olarak adlandırdığımız keman, ud, kemençe, kanun ve santurdan oluşan enstrümanları Atina, Selanik ve Pire’ye taşıyarak bu ekolü yaklaşık olarak 10 sene daha yaşatmışlardır. Ancak bu ekol bir süre sonra Pire ekolü olarak bilinen buzuki, bağlama ve gitardan oluşan yeni ekole dönüşmüştür.

Mübadele ile Anadolu’dan göçenler, iş bulmak için Yunanistan’ın köylerinden büyük şehirlerine göçen halkla birlikte, yerleşik şehirli elit kesim tarafından dışlanınca liman şehirlerinde tüm göçmenlerle buluşup müziklerini icra ederler. Geçim sıkıntılarını, yaşadıkları tüm zorlukları, aşklarını, hasret ve gurbet acılarını haşhaş tekke ve kahvelerinde birlikte dile getirirler.

İşte bu yüzden Rembetiko, uzunca bir süre alt kültürün icra edip dinlediği, yalnızca haşhaş ve yeraltı dünyasından bahseden temaların işlendiği bir müzik türü olarak bilinir. Oysaki rembetler hayatın her alanından konuyu tüm içtenlikleriyle müziklerine aktarabilmiş gerçek sanatkârlardır.

1893-1924’de, 500.000 kadar Yunanlı’nın Amerika’ya göçmesiyle Rembetiko, genişleme ve yayılma macerasını sürdürür. Kayıt yapma imkânı olmadığı zamanlarda halk müziği herkesin dilinde şekilden şekle girerek çok farklı bir gelişme göstermiştir. Amerika’da buldukları kayıt teknolojisinden faydalanan Yunanlılar, sayısız halk müziği ve Rembetiko şarkısını kendi kurdukları şirketlerde kaydetmişlerdir. Kayıt teknolojisi sayesinde bestelerin orijinallerinin kısa zamanda yayılmaları sağlamıştır. Bu gelişme, devrim niteliğinde olup Rembetikonun gelişimini önemli derecede etkilemiş ve günümüze ulaştırmıştır.

Rembetiko, karmaşık bir gelişme süreci sergilese de tüm zorluklara, göçlere, sansürlere ve yasaklamalara rağmen yoluna devam etmiştir. En önemlisi geniş bir halk kitlesi tarafından kabul görmüş olup günümüzde dahi Yunan müziğinin vazgeçilmez renkli bir parçası olmaya devam etmektedir.

TİM Show Center, 17 Mart Cumartesi saat: 21.00’de, Rembetiko ezgileriyle coşacak. Türk ve Rum müzisyenlerden oluşan Café Aman İstanbul dönem müziği, dansları ve görsel zenginliğiyle izleyenleri 19. yüzyıl Osmanlı’sına götürecek. Türk ve Rum müziğinin unutulmaz dönem şarkıları ve Rembetiko’nun yüz yıllık hikayesi Café Aman İstanbul ile birlikte sahnede hayat bulacak.

biletix

Cafe Aman İstanbul

Muhteşem Rembetiko Konseri
Café Aman İstanbul Şimdi ‘Fasl-ı Rembetiko’ Zamanı! 17 Mart’ta TİM Show Center’da… İstanbul kaybettiği müziğine kavuşuyor…

TİM’de Rembetiko rüzgârı…Türk ve Rum Müziğinin unutulmaz dönem şarkıları, 19.yüzyıl Kafe Aman müzik kültürü sahnede yeniden hayat buluyor…

Café Aman İstanbul’un 25 kişilik büyük bir kadroyla TİM’de sahne alacağı geceyi, Türk ve Rum müzisyenlerden oluşan 15 kişilik orkestrayla Yunanistan’ın ünlü maestrosu Andreas Tsekuras piyanoda,  Dimitris Lappas buzukiyle ve Petros Mastoros’un Horokos adlı dans grubu da 8 dansçısıyla renklendirecek.

Osmanlı döneminde İstanbul, İzmir ve Atina Kafe Aman’larında icra edilen Rembetiko, doğduğu topraklarda sevenleriyle yeniden TİM’de buluşacak. 19.yüzyıl müzik kültürünün sahnede şölene dönüşeceği gecede, hasapikodan zeybeğe farklı danslar dönemin Kafe Aman’larında yaşandığı şekliyle doğaçlama sergilenecek.

Café Aman İstanbul
Café Aman İstanbul, 2009 yılında Stelyo Berber ile Pelin Suer tarafından kuruldu.  Hepsi İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuar’lı Türk ve Rum müzisyenlerden oluşan gruba zaman zaman Yunanistan’dan usta müzisyenler de katılıyor. Grup Rembetiko müziğinin yanı sıra, Bizans Müziği, Osmanlı Fasıl Müziği, Türk Sanat Müziği alanlarında da çalışmalar yapıyor.

Otantik Rembetiko’yu farklı ekollerle birleştirerek yeni bir yorumla müzikseverlere sunan Café Aman İstanbul, Ocak 2012’de Kalan Müzik’ten “Fasl-ı Rembetiko” adlı ilk albümünü müzikseverlere sundu.

Yaptıkları müzik kadar, dönemin ruhunu yansıtan kostümleri ve sahne performanslarıyla da dikkat çeken Café Aman İstanbul, izleyenleri zaman tünelinde keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.

Café Aman İstanbul
Stelyo Berber – Vokal
Pelin Suer – Vokal
Atalay Durmaz – Keman
Erdem Şentürk – Ud
Serkan Mesut Halili – Kanun
Ersin Killik– Vurmalılar
Neyzen Özsarı– Kontrabas
Dimitris Lappas – Buzuki, cura, bağlamadaki gitar
Ruken Tekeş Çalıkuşu – Grup süpervizörü

Grup bünyesine proje bazlı katılan sazendeler
Andreas Tsekuras
– Piyano, akordeon                                                                                                                 Dimitris Busunis– Buzuki, gitar
Hakan Kuralay – Gitar
Mete Aslan – Lavta
Sercan Halili – Klasik kemence
Yaman Hadi – Vurmalılar

Horokos Dans Ekibi
Petros Mastoros
Zoi Theochari
Chrysokona Fourtouni
Ioannis Mastoros
Maria Nikoletta Nikolopoulou
Emmanouil Avgoullas
Ioanna Petsali
Ioannis P. Mastoros

Rembetiko
Rembetiko kelimesinin türediği varsayılan farklı dillerdeki kelimelerden bazıları; Slav dilindeki rebenoc: delikanlı, İtalyancadaki rembelos: devrimci, Yunancadaki rembome: başıboş gezmek fiilidir. Yapılan son araştırmalarda, dönemin plak şirketlerinden birinin bu yeni müzik akımına yeni bir ad bulmak için yakıştırdığı türetilmiş bir kelime olduğu tezi ortaya konmuştur. Rembetiko kelimesine yazılı olarak rastlanan ilk kaynak, taş plak kayıtlarında 1910 İstanbul baskısı Orfeon Record’dan çıkan Estudiantina Grecque’nin seslendirdiği Aponia adlı taş plağın etiketidir. İkinci kaynak ise Favorite Record’dan çıkan Samatyalı Yangos Psamatyanos’un icra ettiği Tik Tiki Tak parçasıdır. Kısacası taş plak kayıtlarının etiketlerinde Rembetiko tanımlamasının bulunduğu plak sayısı 100’ü geçmediği halde, Rembetiko zamanla geniş bir yelpazeyi kapsayan bir müzik türünün genel başlığı haline gelmiştir.

Bugüne kadar yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkan arşiv, belge, plak ve kayıtlardan; Rembetiko’nun yaklaşık olarak 1850-1950 yılları arasında yaygın bir müzik türü olduğu anlaşılmaktadır. Bu tarz şarkıların tarihte ilk olarak ağırlıkla görüldüğü bölgeler, Osmanlı sınırları içinde başta İzmir, İstanbul, Selanik gibi liman şehirleri ile Atina, Pire, Siros Adası gibi Yunan şehirleridir.  Engin bir kültürel mozaiğe sahip Osmanlı İmparatorluğu’nun iki büyük liman şehri olan İzmir ve İstanbul’da birlikte yaşamış olan Türkler, Rumlar, Ermeniler, Araplar, Yahudiler ve Levantenler her alanda birbirlerinden etkilenmişlerdir. Aynı şekilde dönemin Kafe Aman veya müzikli semai kahvelerinde her dinden ve her dilden sazende ve hanendeler müziklerini icra etmişlerdir. Mübadeleyle birlikte bütün bu kültürel birikim, anavatanından göçmüş ve yeni mekânlarda, Anadolu’dan göçen müzisyenlerin, şarkıcıların katkılarıyla da yeniden şekillenmeye başlamıştır.

Müzisyenler Rembetikoda İzmir ekolü olarak adlandırdığımız keman, ud, kemençe, kanun ve santurdan oluşan enstrümanları Atina, Selanik ve Pire’ye taşıyarak bu ekolü yaklaşık olarak 10 sene daha yaşatmışlardır. Ancak bu ekol bir süre sonra Pire ekolü olarak bilinen buzuki, bağlama ve gitardan oluşan yeni ekole dönüşmüştür.

Mübadele ile Anadolu’dan göçenler, iş bulmak için Yunanistan’ın köylerinden büyük şehirlerine göçen halkla birlikte, yerleşik şehirli elit kesim tarafından dışlanınca liman şehirlerinde tüm göçmenlerle buluşup müziklerini icra ederler. Geçim sıkıntılarını, yaşadıkları tüm zorlukları, aşklarını, hasret ve gurbet acılarını haşhaş tekke ve kahvelerinde birlikte dile getirirler.

İşte bu yüzden Rembetiko, uzunca bir süre alt kültürün icra edip dinlediği, yalnızca haşhaş ve yeraltı dünyasından bahseden temaların işlendiği bir müzik türü olarak bilinir. Oysaki rembetler hayatın her alanından konuyu tüm içtenlikleriyle müziklerine aktarabilmiş gerçek sanatkârlardır.

1893-1924’de, 500.000 kadar Yunanlı’nın Amerika’ya göçmesiyle Rembetiko, genişleme ve yayılma macerasını sürdürür. Kayıt yapma imkânı olmadığı zamanlarda halk müziği herkesin dilinde şekilden şekle girerek çok farklı bir gelişme göstermiştir. Amerika’da buldukları kayıt teknolojisinden faydalanan Yunanlılar, sayısız halk müziği ve Rembetiko şarkısını kendi kurdukları şirketlerde kaydetmişlerdir. Kayıt teknolojisi sayesinde bestelerin orijinallerinin kısa zamanda yayılmaları sağlamıştır. Bu gelişme, devrim niteliğinde olup Rembetikonun gelişimini önemli derecede etkilemiş ve günümüze ulaştırmıştır.

Rembetiko, karmaşık bir gelişme süreci sergilese de tüm zorluklara, göçlere, sansürlere ve yasaklamalara rağmen yoluna devam etmiştir. En önemlisi geniş bir halk kitlesi tarafından kabul görmüş olup günümüzde dahi Yunan müziğinin vazgeçilmez renkli bir parçası olmaya devam etmektedir.

TİM Show Center, 17 Mart Cumartesi saat: 21.00’de, Rembetiko ezgileriyle coşacak. Türk ve Rum müzisyenlerden oluşan Café Aman İstanbul dönem müziği, dansları ve görsel zenginliğiyle izleyenleri 19. yüzyıl Osmanlı’sına götürecek. Türk ve Rum müziğinin unutulmaz dönem şarkıları ve Rembetiko’nun yüz yıllık hikayesi Café Aman İstanbul ile birlikte sahnede hayat bulacak.

Scroll upScroll down

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.