Dünyanın Kuklası Geliyor

Pinterest LinkedIn Tumblr +

3-13 Mayıs tarihlerinde 15’incisi düzenlenecek Uluslararası İstanbul Kukla Festivali’ne 13 ülkeden 26 grup katılacak. Festivalin kurucusu ve sanat yönetmeni Cengiz Özek, Türkiye’de kukla sevgisini artırmak için yaptığı çalışmaları anlattı.

Uluslararası Kukla Festivali, bu yıl, yaptığı araştırmalarla ‘geleneksel Türk tiyatrosu’nun genç kuşaklara aktarılmasını sağlayan ve ‘Karagöz’ adlı kitabıyla ‘gölge oyunu’ geleneğini ölümsüzleştiren ünlü edebiyatçı Cevdet Kudret anısına düzenleniyor. Onur Ödülü de günümüzün en iyi tasvir yapımcıları arasında yer alan Ali Kıyak’a verilecek.

Kıyak, aynı zamanda festivalin kurucusu Cengiz Özek’i Karagöz ile tanıştıran isim. 10 gün boyunca çeşitli mekanlarda devam edecek olan festival, İtalyan Kültür Merkezi’nde, İtalya’nın en beğenilen kukla gruplarından Walter Broggine’nin ‘Solo’ adlı performansıyla açılışını yapacak. Ayrıca bu yıl ülkemizde Çin Yılı olması nedeniyle Pekin Gölge Tiyatrosu, festivale çok özel bir gölge oyunuyla konuk olacak.

Cengiz Özek, Uluslararası İstanbul Kukla Festivali’nin kurucusu. Özek, festivalin tüm işleriyle bizzat ilgileniyor. Konukları seçip çağırıyor, konusunu ve konseptini oluşturuyor. Ama bu yoğunluktan şikayet etmiyor çünkü bu festival onun hayali…

Karagöz İle Başladı

Karagöz’le 13 yaşında tanışan Özek, 17 yaşına geldiğinde Kazım Taşkent Sanat Galerisi’nde ilk ‘Karagöz’ kuklaları sergisini açar. O sergi Hollanda Ulusal Müzesi tarafından satın alınır. Topkapı Sarayı, Ayasofya derken sergi sayısı İstanbul’da 30, yurt dışında 10’a ulaşır. Bu sergileri ziyaret edenlerin ısrarlarıyla Karagöz gösterileri yapmaya da başlar. Kendini geliştirmek için konservatuara girer ve tiyatro bölümünde oyunculuk okur.

Profesyonel birçok tiyatroda çalışır ama bir süre sonra yeniden başladığı noktaya yani ‘kukla dünyası’na döner… Uluslararası birçok etkinlik ve festivale katılan Özek, Türkiye’de bu alandaki eksikleri tespit ederek burada da bir festival düzenlemek isteğiyle yola çıkar.

Cengiz Özek, başladıkları günle bugünü kıyaslarken şunları anlatıyor: ‘1998’deki ilk festivalde en fazla 4-5 ülke ve 700-800 izleyici vardı. O zaman sadece kapalı alanlarda vardık, bugünse AVM ve metro gibi alanlarda da gösteriler yapıyoruz. Geçtiğimiz yıl 20 bin izleyiciyi geçtik, bu yıl daha da artacağını düşünüyoruz. İçeriği zengin ama popülist bir festival değil. Bu sanatın perspektifini araştıran oyunları getirmeye gayret gösteriyoruz. Zaten bir festivalin de amacı budur.’
Yurtdışında Fakülteleri Var

Özek, dünyada birçok ülkede 4 yıllık kukla fakülteleri varken, ülkemizde sürekli eğitim veren bir kurum olmamasına üzülüyor. Festival sayesinde bu durumun değişebileceğinden de ümitli…

‘Romanya, Rusya, Polonya, Fransa, ABD, İran ve Ukrayna gibi ülkelerde kukla fakülteleri var. Kukla yapım metotlarını öğrenip seyirciyle buluşturuyorlar. Çocuklara anaokulu döneminden başlayarak pedagojik eğitimler kuklalarla veriliyor.

Macaristan ve Rusya’daki kukla tiyatrolarının her biri AKM’den daha büyük. Her kukla tiyatrosunda ortalama 200 kişi çalışıyor, dev prodüksiyonlar hazırlıyorlar ve devlet de onları destekliyor. Biz, burada salon bulmakta zorlanıyoruz. Fransa, İtalya, Almanya, Rusya, Mısır, İran gibi ülkelerde kendilerine has geleneksel formda kuklalar var.

Bunlar Karagöz kadar ünlü gölge oyunu değil; ipli kuklalar. Seyircinin otoriteye karşı sesi niteliğinde gösteriler sunuyorlar. Onun için de bunlara halk tiyatrosu deniyor’.

Akşam

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.