İnsan, Alemde Hayal Ettiği Müddetçe Yaşar

Pinterest LinkedIn Tumblr +

50 yılını geçirdiği sahneye son kez alkışlarla çıktı Cüneyt Türel… Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda… 19 yıl sahneyi ve yaşamı paylaştığı Tilbe Saran, “hüzünlü sarı güz gülleri” bıraktı tabutun üstüne, birlikte oynadıkları ilk oyunlardan “Vanya Dayı”nınkiler gibi… Ve oynayamadıkları son oyun “Elin Elimde”nin metnini…

“Çıktığın yolda, bugün, yelken açık, yapyalnız,

Gözlerin arkaya çevrilmeyerek, pervasız,

Yürü! Hür maviliğin bittiği son hadde kadar!…

İnsan, alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.”

Cüneyt Türel’in, o hepimizin kulağında yer etmiş sesinden Yahya Kemal Beyatlı’nın “Deniz Türküsü”nü dinleyerek girdik salona. Perdede, şiire Reha Erdem’in çektiği klip dönüyordu. Denizlere dalan, mavilere koşan, mutlu, insanın yüreğini ferahlatan Cüneyt Türel görüntüleri…

Onu 11 Mayıs günü Küçük Sahne’de “Elin Elimde” oyununda izlemeyi umanlar; dostları, öğrencileri, seyircileri toplanmıştı, Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda… Bir hafta erken ne yazık ki… 50 yılını geçirdiği sahneye bir kez daha alkışlarla çıktı Cüneyt Türel.

19 yıl sahneyi ve yaşamı paylaştığı Tilbe Saran, sarı güller bıraktı tabutun üstüne. “Hüzünlü, sarı güz gülleri…”, birlikte oynadıkları ilk oyunlardan “Vanya Dayı”nınkiler gibi.

Kelimeler de yetim kaldı

Sonra öğrencisi Yeşim Koçak, ‘Cüneyt Türel’in hiç sönmeyecek mumunu’ getirdi sahneye, tiyatrocuların anısına yanan diğer mumların yanına…

Engin Uludağ ile Arif Akkaya, bir bir Cüneyt Türel’e veda sözlerini söyleyecek yakınlarını çağırdılar sahneye. Kızı Elif Türel, “Babamla bizim doğum günümüz aynı” dedi, “26 Ekim. Derler ki ben ona 42. yaş günü hediyesiymişim. Oysa o bana bir hediyeydi. Babam gibi güzel Türkçe konuşan birinin kızı olarak iki kelimeyi bir araya getiremediğim için özür dilerim. Kelimeler bana ihanet ediyor. Onları seslendiren babam olmayınca kelimeler de benim gibi yetim kaldı.”

Son konuşmalarında “Uzun bir yolculuğa çıkıyorum” diyen babasını onunla birlikte uğurlamaya gelenlere teşekkür etti sonra.

Çirkin dünyamızdan uzaklara

Konuşmalarda hep son gelişmelere göndermeler vardı. 51 yıllık arkadaşı Metin Deniz, “Şehir Tiyatroları’na yapılan saldırıdan haberi olmadan gitmesi iyi oldu” dedi. İstanbul Şehir Tiyatroları’nın yönetmelik krizinden sonra atanan Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin’in sahneye çıkması alçak sesli protestolarla karşılandı. “Elin Elimde”nin yönetmeni Başar Sabuncu “İn aşağı” diye seslendi oturduğu yerden. Konuşma sırası kendisine geldiğinde de, “Tiyatrosuna reva görülen baskılara dayanamayarak güzel atına atlayıp çirkin dünyamızdan uzaklara gitti” diye dile getirdi duygularını.

“Tek gerçek ölüm ve ben bu gerçeğe inanamıyorum” diyen Yıldız Kenter, Türel’e “Hoşçakal güzel oğlum, yakında buluşmak üzere” diye veda ederken, Gülriz Sururi’nin “Yaşarken yapalım heykelleri, yaşarken bilelim kıymetleri” sözleri alkışlarla karşılandı.

Hep elin elimdeydi…

Tilbe Saran çıktı en son. “Daha nice güzel günler, geceler yaşayacaktık, demeyeceğim” dedi, “Vanya Dayı”nın Sonya’sının sözleriyle: “Çünkü biz zaten yaşadık. Ayağımızı bastığımız bu sahne bizim yurdumuzdu, biz 19 yıl aynı yurdu paylaştık. Hep elin elimdeydi.”

Tamamlayamadıkları son oyunda Anton Çehov ile Olga Knipper’in aşkını anlatacaklardı, olamadı. “Onların aşkı gibi bizimki de tiyatro ipliğiyle örülüydü. Bana güzel anılar bıraktın ama yüreğim ıssız kaldı” diyen Saran, ebediyete götürmesi için son oyunun metnini bıraktı, sarı güllerin yanına, veda cümlesiyle beraber: “Hoşçakal Cü…”

Törenin ardından Teşvikiye Camii’nden Zincirlikuyu Mezarlığı’na uğurlanan Cüneyt Türel, ‘çıktığı yolda, yelken açık, hür maviliğin bittiği hadde’ doğru giderken, ondan duyduğumuz son cümle kaldı yadigar: “İnsan, alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.”

Asu Maro Milliyet

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.