Huzur Sokağı Sahnede

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[13 Ağustos tarihli Star Gazetesi’nde yayınlanan ve Huzur Sokağı isimli romanın tiyatro sahnesine taşınmasını konusunda oyunun yönetmeni ve romanın yazarı  ile yapılan söyleşiyi okuyucularımızla paylaşıyoruz.]

Şule Yüksel Şenler’in çok satan romanı Huzur Sokağı yalnızca televizyon dizisi olarak kalmayacak aynı zamanda tiyatro oyunu olarak da 6 Ekim’den itibaren sahnelere taşınacak. Provalar başladı bile.

Şule Yüksel Şenler’in kült romanı Huzur Sokağı şimdilerde bir televizyon dizisi ve tiyatro oyunu ile gündemde. Daha önce Halit Ertuğtul’un çok satan romanı Düzceli Mehmet’i tiyatro sahnesine taşıyan İstanbul Temaşa ekibi bu kez daha zoruna talip oldu. Yücel Çakmaklı’nın Birleşen Yollar adıyla sinemaya uyarladığı, Şule Yüksel Şenler’in yıllara meydan okuyan romanı Huzur Sokağı’nın tiyatro oyununda Yaşar Alptekin de rol alıyor. Romanın yeniden gündeme gelmesinden büyük memnuniyet duyduğunu söyleyen Şenler, tiyatro sahnesine taşınmasına da büyük destek veriyor. Oyunun yönetmeni Kaan Basmacıoğlu, provalar başlar başlamaz oyuna gösterilen ilgiden son derece memnun. Şule Yüksel Şenler’in hiçbir maddi karşılık beklemeden kendi işi gibiymişcesine oyunu sahiplendiğini anlatan Basmacıoğlu, romanın dokusunu bozmadan ve ana mesajına sadık kalarak bir uyarlama yaptıklarını söylüyor. Şule Yüksel Şenler’in unutulmaz romanı Huzur Sokağı, Eylül’den itibaren atv ekranlarında, 6 Ekim’den itibaren ise tiyatro sahnelerinde huzurlarınızda olacak. 

Romanın Dokusunu Bozmadan Uyarladık

Kaan Basmacıoğlu / Yönetmen :

Mayıs ayında oyunun teksti hazır hale getirildi ve Şule Yüksel Şenler’e yönlendirdik. Şule hoca da sağolsun bize çok destek oldu. Edebiyat ve tiyatro çok farklı alanlar. Şule Hanım’la konuştuğumuzda da bu sorun gündeme geldi. Romanın dokusunu bozmadan uyarlamaya çalıştık. Romanın ana konusu üzerinden yazıldığı dönemi, 1969-70’leri yansıtan bir oyun olsun istedik. Kostümleri, dekoruyla o dönemi yansıtacak. Şule hoca sağolsun çok destek oldu. Hiçbir maddi karşılık beklemeden elinden gelen yardımı yaptı. İşi kendi işi imiş gibi sahiplendi. Senaryonun yazım aşamasında hocayla birebir irtibat halinde olduk. Senaryo sahne sahne yazılıyordu Şule Hoca’ya götürüyorduk. Şule hoca okuyordu, ‘Şurada şöyle olsa daha iyi olmaz mı?’ diyordu. Senarist arkadaş yeniden düzenliyordu. Güzel bir eser çıktı ortaya. Tanınmış, popüler tiyatro gruplarından bu projeyi beraber yapalım diye teklifler geldi. Düzceli Mehmet oyununda Yaşar Alptekin’le çalışmıştık. Bu projeden Yaşar Alptekin’e bahsettiğim anda ‘Romanı okudum. Ben de Huzur Sokağı’nda oynamak istiyorum. Mutlaka içinde olmak istiyorum’ dedi. 350-400 kişi arasından oyuncu seçimi yaptık. Bu hafta provaları başlıyor. Yaşar Alptekin de oyunun kadrosunda. 6 Ekim’de Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde ilk oyunumuzu sahneleyeceğiz. Devamlı oynamak istediğimiz sahneler var. Fatih Zübeyde Hanım Kültür Merkezi, Bağlarbaşı Kültür Merkezi, Ümraniye Kültür Merkezi gibi. 6 Ekim’den itibaren her haftasonu İstanbul’da sahnelenecek. Hafta içi de yurtiçi ve yurtdışı turnelerimiz olacak.

Gönülden İstemiştim

Bir dönem yazdıkları ve konferanslarıyla başörtüsünün kamusal alana taşınmasında öncülük etmiş ve mücadelesinin bedelini ödemiş bir isim olan Şule Yüksel Şenler romanının sahneye taşınmasıyla ilgili sorularımızı yanıtladı: “Tiyatro sahnesine taşınmasını can-ı gönülden tasvip ediyorum. Tabi roman tiyatroya uyarlanırken bazı değişiklikler gerekiyor. Allah bahtlarını açık etsin. Dizi için de Atv’den geldiler görüştük. Çok samimi kişiler. Bazı endişelerimi giderdiler. Nasıl bir iş olacağıyla ilgili malumat aldım. İnşallah güzel mesajlar verir, hayırlara vesile olurlar.”

Edebiyatın En Meşhur Sokağı

Şule Yüksel Şenler’in Huzur Sokağı romanı bir klasik… 1969 yılında gazetede tefrika edilmeye başlandığında büyük alaka uyandırdı. 1980’li yıllarda satış rekorları kırdı. Timaş geçen haftalarda romanı yeniden bastı. 101 baskıya ulaşan ve yıllar içinde bir milyondan fazla satan roman, eski, yoksul bir İstanbul sokağında geçiyor. Çoğunluğun dejenere edici zalim baskısı karşısında direncini korumaya çalışan o yoksul İstanbul sokağında dinine bağlı, iyilik dolu insanlar yaşamaktadır. Dindar ve yoksul sokağın gözbebeği üniversiteli Bilal’dir. Gün gelir sokağın ortasına dikilen zenginlik sembolü bir apartman, sokağın huzuru kaçırır. Kavuşulamayan bir aşk öyküsü olarak mahalleli Bilal ve apartman kızı Feyza’nın aşkları romanın odak noktasındadır. Şule Yüksel Şenler’in birkaç nesli etkileyen ve hala satılmakta olan romanı 1970’te Yücel Çakmaklı tarafından Birleşen Yollar adıyla filme de aktarılmıştı. Filmde Türkan Şoray ve İzzet Günay başrolü oynuyordu. Film gösterime girdiğinde yine büyük yankılar uyandırmış, usta yönetmen Çakmaklı’nın maneviyatçı yaklaşımıyla dindar kesim sinema salonlarına akmıştı.

Star

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.