Işıklar ve Müşfik Kenter

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Fikret İlkiz’in Müşfik Kenter üzerine kaleme aldığı ve Bianet’te yayınlanan köşe yazısını okuyucularımızla paylaşıyoruz.] Müşfik Kenter, hayatlarımızı aydınlattı ve gitti. Işıklar içinde yatsın.

Bütün zamanların oyuncuları tek tek gidiyorlar, sessiz ve sedasız bir meçhule gider gibi… Bizim zamanımızın ışık saçan tiyatrocuları, birer birer hayattan çekiliyorlar.

Hangisini saymalıyım? Seyrettiğimde fark etmemiştim… Bir anda aklıma gelenlerden “Aşk Mektupları”, “Kim Korkar Hain Kurttan”, “Bir Garip Orhan Veli” “Kahramanlar ve Soytarılar”, “Mikado’nun Çöpleri”, “Sandalyeler”, “Martı”, “Savunma için Clarence Darrow” adlı oyunları izlemiş olmak, bana şimdi daha ağır geliyor.

O yıllarda daha anlamlı olan hayatımızda tiyatro vardı. Oyunlar bizim bir parçamız gibiydi ve mutlaka izlenirdi, çok doğaldı izlemek.

Müşfik Kenter’in gidişiyle; tiyatro, hayat ve oyunlar daha ağır geliyor artık. Bizde bıraktıkları derin izler gibi yaşıyordu onlar, yine öyle olmasıdır bize yakışan.

Tiyatroları, hayatın kendisi kılmak zor sanattır.

Seyrettiğiniz oyunda mutlaka ama mutlaka sizin hayatınızdan bir parçasını bulduğunuz an artık o oyunda siz oynuyorsunuz demektir. Bu yüzden her oyununda kendimden bir parça bulan tiyatro izleyicisi olarak, Müşfik Kenter’in oyunlarına hayranlığım bende derin izler bırakmıştır. Şimdi anlıyorum, oyuncu hayata dokunarak böyle yapıyordu zaten.

Müşfik Kenter, oyunlarında insanın gözünün içine bakardı. Siz öyle hissederdiniz, öyle hissettirirdi.  Sahnedeydi, ama yanı başınızdaydı sanki. Birlikte, tiyatro oyuncusu olmuşsunuz.

Üstüne filmler yapılan, tiyatro oyunları yazılan ve hayatları ile davaları tiyatro olan ceza avukatları vardır. Ceza davalarının serüvenlerini sinemada, tiyatroda hayranlıkla izlenebilir kılan avukatlar vardır. Onlardan birisi de Clarence Darrow’dur.

Clarence Seward Darrow (1857- 1938) Amerikalı savuma avukatıdır.

Haymarket Ayaklanması‘nda (1886) cinayetle suçlanan anarşistleri savunan avukattır. 1890’da Chicago kent yönetimi avukatlığına atanmıştır. “Chicago and North Western Railway” şirketinin avukatlığını üstlenmiş ama sonra bir dava nedeniyle ayrılmıştır. Çünkü Pullman Grevi’yle (1881) ilgili davada mahkemeye hakaret ettikleri gerekçesiyle haklarında dava açılan ve tutuklanan Amerika Demiryolu Sendikası başkanı Eugene V. Debs ve öteki sendika önderlerini savunmak onun için daha doğruydu.

1907’de eski Idaho valisi Frank R. Steunenberg’i öldürmekle suçlanan ama beraat eden radikal işçi önderi William D. Haywood’u avukat Darrow savundu. Los Angeles Times binasını dinamitlemekle suçlanan McNamara kardeşlerin, yargılanmalarında savunman oydu. (1911).

I. Dünya Savaşı’ndan sonra Darrow, savaşa karşı çıkan ve eyalet güvenlik yasalarını ihlal ettikleri gerekçesiyle haklarında dava açılanları savunmanıydı. Chicago’da 14 yaşındaki Robert Franks’i öldürmekle suçlanan Richard Loeb ve Nathan Leopold’u idamdan kurtardı (1924). Tennessee eyaletindeki Dayton’da açılan ünlü Scopes davasında (1925), derslerinde Darwin’in evrim kuramını anlattığı için eyalet yasasını çiğnemekle suçlanan lise öğretmeni John T. Scopes’un savunmasını üstlenmişti. Sweet Davası’nda (1925-26) ise Detroit’in bir beyaz mahallesindeki evlerini basan ırkçı bir grupla çatışan siyahî ailenin beraat etmesini sağlamıştı. Darrow anlatım özgürlüğünün hiçbir biçimde kısıtlanmamasını savundu ve içki yasağına karşı çıkarken idam cezasına karşıydı. (Bakınız wikipedia)

Geçmişin adalet ve hukukunu günümüze taşıyan kilometre taşlarını oluşturan yüzyılın davaları ve savunmada avukatın rolü üzerine ciltler dolusu kitaplar okuyabilirsiniz, etkilenirsiniz. Sonra bir gün bir tiyatro oyunu da seyredersiniz…

Müşfik Kenter’in “Savunma için Clarence Darrow” adlı oyunu ne zaman izledim, hatırlamıyorum.

Hatırladığım şuydu; oyunu izlerken “full dolu salonda”, eminim herkes avukat olmak, ceza avukatı olmak, Clarence Darrow olmak istemişti.

Oyundan çıkanların yürüyüşlerinin bile değiştiğine tanık olmuştum. Kim bilir akıllarından neler geçiyordu? Ama herkesin tiyatrodan dimdik yürüyerek ayrıldığını hatırlıyorum. Oyun sahnelendiğinde karanlık yıllar yaşanıyordu. İnsanları cesaretlendirmişti, unutmadım.

Ama Amerikalı avukatı canlandırmaktan öte, savunma avukatının kim olduğunu, ne olduğunu ve tarihteki geçmiş davaları tek başına anlatan oyuncu Müşfik Kenter’miydi, yoksa Darrow’muydu, herkes gibi ben de karıştırmıştım.

Müşfik Kenter, Clarence Darrow ve oyun, hep aklımda kaldı, unutamadım.

Savunma avukatıyla onu karıştırıp, daha çok özleştirmemin nedeni, Müşfik Kenter’in sahnede ve hayatta ışık saçan halinin, hayatlara olan etkisidir yalnızca.

Işıklar içinde yatsın.

Bianet

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.