ŞT'de Yeni Dönem 'Genç Kalemlere' Teslim

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Sezonu tartışmalar ve eylemlerle kapatan Şehir Tiyatroları yeni repertuvarı açıkladı. Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin sancılı sürecin atlatıldığını söylüyor…

Sezonu ‘müstehcen’ oyun, yönetmelik ve genel sanat yönetmeni değişikliği, Başbakan’ın ‘Özelleştireceğiz’ açıklamasıyla gelen tartışmalarla kapatan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın yeni repertuvarı Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin ve ekibinin sunumuyla basına tanıtıldı. Sezonu 3 Ekim’de açan Şehir Tiyatroları’nda (ŞT) bu senenin teması ‘Yeni yazar, yeni oyun.’ Amaç, belirli bir tema başlığı olmaksızın, yeni yazarları desteklemek niyetiyle seçilmiş ‘iyi’ oyunlar sahnelemek. Genç yazarların metinleri dışında ekimde prömiyer yapacak dört oyun ise Çehov’un ‘Vişne Bahçesi’, Duşan Kovaçeviç’in ‘Dar Ayakkabıyla Yaşamak’ı, Beckett’in ‘Oyun’u (Şahika Tekand’ın rejisiyle İstanbul Tiyatro Festivali’nde de sahnelenmişti) ve Can Doğan’ın yazıp yönettiği çocuk oyunu ‘Ali Baba ve Kırk Haramiler.’

Ardından Murat İldan’ın yazdığı ‘Büyünün Gözleri’ Hülya Karakaş yönetmenliğinde, bir Vasıf Öngören klasiği olan ‘Zengin Mutfağı’ Aslı Öngören rejisiyle sahnelenecek. Kasımda, henüz 18’inde olan yazar Fehime Seven’in metni ‘ Türkiye Kayası’ başlıyor. Bulgaristan ’dan göç eden bir aileyi anlattığı oyun, Seven 16 yaşındayken repertuvara alınmıştı. Cenk Gündoğdu’nun eseri ‘Radyonun İçindekiler’ ise mülteci meselesine eğiliyor. Alternatif tiyatrolardan tanıdığımız Firuze Engin’in metni ‘Hıdrellez’ bir dönemin siyasi acılarına da değinen, Meriç kıyısından bir Roman öyküsü… Sinan Bayraktar imzalı ‘Definame’de ‘zengin olma tutkusu’ eleştiriliyor. Alessandra Paoletti’nin ‘Yuvaya Dönmek’i ise mübadeleye dair… Tesadüfi de olsa ‘göç’ olgusuna farklı açılardan bakan oyunlar izleyeceğiz.

Hilmi Zafer Şahin, geçen sezonki tartışmaların atlatıldığı ve ŞT’nin 100’üncü yaşına emin adımlarla gittiği yönünde mesajlar verdi. Kendisine yönelttiğimiz sorulara verdiği yanıtlar eşliğinde çıkan tabloyu özetleyelim:

Tema: ‘Yeni yazar, yeni oyun.’ Büyük kısmı ilk kez oyunları sahnelenen yazarlar. Amacımız kent insanları için tiyatroyu vazgeçilmez kılmak. Çalışmayı dramaturgi büromuz hazırladı. Tek kriter iyi oyun olmasıydı. İlla ki yeni yazar olsun diye bir dert yoktu ama yeni yazarları çıkarmak çok arkasında durduğumuz bir şey.

Edebiyat uyarlamaları: İkinci dönemdeki yeni repertuvarda edebiyat uyarlamaları gündeme gelecek. (Bir soru üzerine) Necip Fazıl Kısakürek de bu edebiyatçılar arasında olabilir. Hiçbir yazar, düşünce ayrımı yapmıyoruz. Ama bunun saptanması ŞT’nin ve halkın ihtiyaçları üzerinden olmalı.

Engellilere tiyatro: Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ne işitme engellilerin oyunları takip etmesine olanak sunacak bir altyazı sistemi kuruluyor.

ŞT sanatçılarının eylemleri: Farklı düşünen arkadaşlarım vardır. Kimseyi farklı düşünüyor diye eleştirmem; herkesin hakkıdır, örgütlenmek, onun yöntemi de ona aittir.

‘Günlük Müstehcen Sırlar’ ve ‘Rosenbergler Ölmemeli’: ‘Rosenbergler Ölmemeli’ yazarının artık oynanmasını istememesi nedeniyle oynanmıyor. ‘Günlük Müstehcen Sırlar’ bu sene de var. Daha önce bizde daire başkanlığı yapmış İskender Pala’nın yazmasıyla gündeme geldi. Onun da seyretmediği görüldü. Oyunu seyredip eleştiriler getirmesini beklerim, bütün arkadaşlarımdan. Bir tiyatro kendine yasak koyduğu zaman tiyatro olmaktan çıkar. Oyunlar Edebi Kurul ve Yönetim Kurulu’nun oluruyla biçimleniyor. İskender Bey’in daire başkanlığı döneminde sahnelenen oyunlar var; ‘Kim Kimi Kimle’, ‘Barut Fıçısı’, ‘Titanik Orkestrası’ ve ‘Saygılı Yosma’ gibi. Argo sözcükleri merkeze oturtmaya kalkarsak bu oyunları anımsatmak isterim.

Yeni yönetmelikte ‘amaçlar’ arasında yer alan ‘genel etik’e dair: Etik değerler sözcüğü, ahlak olarak bakarsak farklı, Ionna Kuçuradi’nin dediği gibi değer olarak bakarsak doğrudur. Öyle değerlendirirsek durduğumuz yer ortaya çıkar. Biz, değer anlamında bakıyoruz. Bunun içinde toplumsal ve uluslararası değerler; dil ve içerik değerleri vardır. Shakespeare oynamamızın nedeni başkadır, bir genç yazarımızı oynamamızın nedeni başkadır. Birisi ahlak sözcüğünün peşinden koşuyorsa, belki en büyük ahlaksızlığı yapıyordur. Kişisel nedenlerden ahlak ölçütlerini tiyatroya sokmaya başlarsak, bunun ucu yok.

Seyirci sayısı tartışmaları: Seyirci sayısının kriter gibi konulması beni rahatsız ediyor. Biz seyirci sayısının peşinden koşmayız. Ne kadar çok seyirci gelirse o kadar önemli ama gelen seyircinin neye gelip gelmediği de bizim için önemli.

16 yaş ibaresi: Doğru bulmuyorum, olmamalı. ŞT kamu kuruluşudur, yapması gerekeni çok iyi bilir. Bu sene ‘Günlük Müstehcen Sırlar’da olmayacak bu ibare.

Radikal

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.