Yandaş Sanat Olmaz Aykırı ve Muhalif Sanat Olur

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Taner Barlas ve Rutkay Aziz, ‘Adalet, Sizsiniz’ adlı oyunda aynı sahneyi paylaşıyor. Oyun, ölüm cezası verilen düşünür Sokrates, iki İtalyan göçmen işçi Sacco ile Vanzetti ve Engizisyon’un müebbet hapse mahkum ettiği bilim adamı Galileo’nun hikayesini anlatıyor. Oyuncular ile Sibel Ateş Yengin ropörtaj yaptı ve Akşam gazetesi internet sayfasında yayınlandı. Tamamını Akşam’da okuyabileceğiniz bu ropörtajın bir bölümünü aşağıda siz okuyucularımızla paylaşıyoruz]

× Oyunun adı iki türlü de yorumlanabilir, ‘Adalet, sizsiniz’ diyerek ne anlatmak istiyorsunuz?
Rutkay Aziz:
Oyun hukuk dışı adaletsizliğin kurbanı olan Sokrat, Galileo, Sacco ve Vanzetti’nin hikayesini anlatıyor. Oyunda ‘Erdem adaleti sağlar. Adil olan da erdemdir’ diyoruz. Demokratik bir ülkeysek ve hukukun üstünlüğüne ve adalete inanıyorsak ‘Geç gelen adalet, adalet sayılmaz’ diyoruz. Yunanistan adaleti, 2 bin 412 yıl sonra ‘Biz yanlış yapmışız’ diyerek Sokrates’e iade-i itibar ediyorlar. Aynı şekilde Galileo için de ‘Vatikan yanlış yapmıştır’ deniyor. ABD adaletinin elektrikli iskemleye kurban ettiği Sacco ve Vanzetti’ye de yıllar sonra iade-i itibar veriliyor. Bu oyunla adaletli bir ülkeyi, bir toplumu tartışmak istiyoruz.

HAKSIZLIK YAPAN ZALİMDİR

× Tam da günümüze denk düşen ve aradan onca yıl geçmesine rağmen hala ne yazık ki geçerliliğini koruyan bir durum…

R. Aziz: Ne yazık ki geçerliliğini koruyor. Yargı siyasallaşmasın; bağımsız ve tarafsız bir biçimde varlığını sürdürsün istiyoruz. Bir insan delilleriyle, kanıtlarıyla suçluysa cezasını çeksin. Ama suçsuz olduğu halde suçlanıyorsa haksızlık yapılıyor demektir. ‘Bu haksızlığı yapan zalimdir, zalimlerden de merhamet dilemek acizliktir’ diyor Sokrates savunmasında.

Taner Barlas: Türk ve dünya hukuk tarihinde yargısal hatalar yapılmıştır ne yazık ki. Ve bu hatalar bazı insanların hayatına mal olmuştur. Önemli olan yargılamanın adil, hakka ve hukuka uygun yapılmasıdır. Bu hikaye bize bugünün yargı sistemini eleştirmemizi ve tarihten gelen değerlerle bugüne bakmamızı sağlıyor.

× Galileo’nun ve diğerlerinin haklılığının iadesi gibi bu ülkede hakkı iade edilmeyi bekleyen kimler var?

R. Aziz: Nazım Hikmet’e yıllar sonra nihayet yurttaşlık hakkı tanındı. Deniz’lere de tabii tanınmalı… Ve oyunumuz da Odatv, Balyoz, Ergenekon davaları nedeniyle özgürlüklerinden yoksun olan gazeteci ve aydınlara bir selam niteliğinde.

× Sokrates, ‘Merak insan için en yüce şeydir. Sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değmez’ diyor ya, bugün de bu söylemin; ölüm sebebi olmasa da başka yaptırımları oluyor mu?

T. Barlas: Tabii. Sokrates de çarşı pazarda dolaşıp gençlere hayatı sorgulattığı için yargılanıyor ve ölüm cezasına mahkum ediliyor. Aslında suskun kalsa hayatını bağışlayacaklar ama o bunu kabul etmiyor. Hatta hapishaneden kaçmayı bile reddediyor. Sırf fikirlerinden, düşüncelerinden ödün vermemek adına… Günümüzde de düzeni, hayatı sorgulamamız gerekiyor. Sanatın da işlevi  aykırı sesler çıkarmak, hayatı ve düzeni sorgulamaktır. Yandaş sanat olmaz, aykırı ve muhalif sanat olur.

R. Aziz: Tiyatro hesaplaşma sanatıdır. Şair şiirini yazmak, sinemacı sinemasını da güzel yapmak zorundadır. Eğitselin eğlenceyle, eğlencenin de eğitselle buluşması. Akşamları ‘Kendim için ne yaptım?’ diye değil, ‘Çok sevdiğimiz bu ülke için ne yaptım?’ diye sorarım. ‘Tiyatro öldü’ denir, ne ilgisi var! İnsanlık yaşadıkça var olacaktır. Çok yaşlı ama çok genç bir sanattır. Önemli olan da onu genç ve diri kılmaktır. Ve insanın, toplumun yaşama sanatına katkı sağlamaktır. Biz de bu oyunla bu anlamda bir görev üstlendik.

× Yeri gelmişken sorayım, bir oyunun gücü ne olabilir, neleri değiştirebilir?

R. Aziz: Bu oyundan sonra izleyiciler belki de Galileo ve Sokrates’in yaşamına tekrar göz attı. Belki de Platon’un savunmasını baştan okuyacak, Galileo’nun oyununu okuyacak. Derken o da kendini sorgulamaya başlayacak. Bir oyunla, bir filmle, romanla, şiirle bir anda düzen değişmeyebilir ama seyircinin duygu ve düşüncelerinde değişime katkı sağlayabilir.

× Adalet sisteminin doğru işlediğine tanık oldunuz mu bu ülkede?

R. Aziz: Bekliyoruz. (Gülüyor)… Darbelerin olduğu süreçlerde gerçek adaleti yakalamak zor oluyor.

T. Barlas: Belki de olmuştur. Açıkçası daha seyrek olduğunu düşünüyorum.

× Oysa ‘Adalet mülkün temelidir’ diye biliriz…

T. Barlas: Adaleti sağlayan kurum devlettir. Devlet, koruyucu ve adil olmak durumundadır. Devlet insanların refah ve mutluluğunu sağlamak için kurulmuş bir örgüttür. Bu örgütlenmenin içinde yargı vardır ve bu yargı hukuka uygun kararlar vermelidir. Adalet, devletin güdümünde  ve devletin yönlendirmesiyle gerçekleşirse o zaman adalet, adalet olmaktan çıkar.
× Rutkay Bey, Antalya Film Festivali’ndeki ses getiren konuşmanızda ‘Adaletsiz bir kalkınma girişiminin hızla yol aldığı ülkem’ demiştiniz. O günden bugüne neler değişti?

R. Aziz: Ayrıca ‘Bir toplumdaki en büyük tehlike de cehaletin örgütlü bir biçimde eyleme geçme halidir’ demiştim. Eğitimsiz, kültürsüz bir toplum olduğumuz çok açık. Okuma oranı ortada!

× Oyunun son cümlesi ‘İstikbal, istiklal, hürriyet ancak adaletle gerçekleşir. Adalet sizsiniz.’ Bu sözlerle adaletinizi kendiniz yaratın mı diyorsunuz?
R. Aziz:
Vicdanlı ve namuslu olun. Ülkenin gerçek anlamıyla aydınlık yarınlara koşun diyoruz. Sadece doğruları söyleyenleri alkışlamak yetmiyor. Siz de doğrunun içinde olun. Bir an önce gerçek anlamıyla hukuk devleti olalım. Bağımsız ve tarafsız bir yargıyı kucaklayalım. Yargı siyasallaşmasın. Zaten Türkiye’nin önündeki en önemli tehlike bu.

T. Barlas: Böyle bir gayretimiz yok.

× 1980 darbesinin generalleri Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılanması hakkında ne düşünüyorsunuz?

R.Aziz: Bence bir oyun oynanıyor. 80-90 yaşındaki insanların yataktaki fotoğrafları hüzün verici. Asıl yargılanması gereken perde arkasındaki işkenceciler. Ve bunların isimleri biliniyor.
× Şu anki durumları için hüzün verici diyorsunuz ama o dönem birçok insan hayatını kaybetti…
R. Aziz:
Hala ‘Olsa, yine yaparım’ diyor. Kaç kişi asıldı? Bağışlanmazlar ama… Sembolik bir şey yapılıyor orada. Göstermelik… ‘Asmayalım da besleyelim mi?’ dendi. Kaç kişi işkencede öldü. İnsanlar vatanından oldu, sürgün hayatı yaşadı.

T. Barlas: Vicdansızlık günümüzün bir hastalığı. Vicdan yoksunu olduk. Vefa yoksunu olduk, sevgi yoksunu olduk, saygı yoksunu olduk.

Akşam

Paylaş.

Yanıtla