"Şimdiki Aklım Olsaydı Özel Tiyatro Kurmazdım"

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Günaydın’dan İlker Gezici’nin Aşk’a 103 Adım oyununun yönetmeni ve Tiyatrokare kurucusu Nedim Saban’la yeni oyunu ve tiyatrosu üzerine gerçekleştiridiği söyleşiyi yayınlıyoruz.]

Tiyatrokare’nin kurucusu, ünlü oyuncu Nedim Saban: 21 yıl çok sancılı geçti. Tiyatro sahibi olmasaydım Bebek’te beş daire alabilirdim. Şimdiki aklım olsaydı, özel tiyatro kurmazdım.

Tiyatrokare’nin kurucusu Nedim Saban; tiyatroda 21’inci yılını geride bıraktı. Bu sezon Özge Özberk ve Bülent Seyran’ın başrolünü oynadığı ‘Aşk’a 103 Adım’ adlı oyunun yönetmenliğini üstlenen Saban; GÜNAYDIN’ın sorularını yanıtladı.

‘Aşk’a 103 Adım’ nasıl ortaya çıktı?

Bu Neill Simon’ın yazdığı 52 yıllık bir oyun. Ben bu oyunu ilk kez 25-30 yıl önce okumuştum. Hiç eskimeyen bir teması var. İnsanların aile içi sıcaklığa ihtiyaç duyduğunu gördüm. Dünyada yazılan aile oyunlarının çoğu, parçalanan ailenin yeniden bir araya gelme mücadelesini anlatır. Aile üzerine yeni bir şeyler yazılmıyor. Yazılanlar da dram oluyor. Halbuki ülkemizde aile bağları hâlâ çok kuvvetli.
Oyunda vermek istediğiniz mesaj nedir?

Bu oyundan önce aşkın matematiğinin farkında değildim. Aşka yaklaştım. İlişkilerde biz kendimizi seviyoruz. Genelde çocuk, kız için değişmeye çalışıyor ama değiştikçe iş daha kötüye gidiyor çünkü kız aslında onu öyle seviyor. Sürekli karşımızdakini değiştirmek için çabalıyoruz. Gerçekçilikle romantizmin çarpışması işte bu.

Başrol oyuncularının bir dizide rol almaması oyun için bir avantaj mı sizce?

Kesinlikle. Dizisi olan oyuncuların yoğunlaşma problemi oluyor. Biz bu oyunu günde sekiz saat prova yapıp çok yoğun çalışarak 5.5 haftada çıkardık. Oyuncular eve gittiğinde başka bir şey düşünmedi. Sadece bu oyunu ve rollerini düşündü. Dizide oynuyor olsalardı, durum değişirdi. Ben bir oyuncuya rol teklif ediyorum. Çok beğeniyor ama “Bu kadar güzel projeyse televizyona yapalım” diyor. Bunu sana Devlet Tiyatrosu’nun bir oyuncusu söylüyor. Bu çok acı. Bizim mesleğimize en büyük ihaneti meslektaşlarımız yaptı! “Dizi var” deyip tiyatroyu bıraktılar, “Set var” deyip turneye çıkmadılar! Nurseli İdiz’e bu anlamda çok saygım var. Şöhretinin doruğundayken bile tiyatroyu bırakmadı ve böylece yenilenip moral buldu.
ŞÖHRET SAHNEDEN GELEBİLİR

Oyuncuların dizileri tercih etmesinin sebebi ne sizce? Maddi kaygılar mı?

Maddi kaygıları anlamıyorum ben. Tiyatroda oyuncular peşin para alır. “Tiyatrodan para kazanılmaz” lafı, mesleği kötülemek için söylenir. Para, oyunun tutup tutmamasına bağlıdır ama bir oyuncu tiyatrodan gayet iyi bir gelir elde edebilir. Günümüzde oyuncuların dizileri tercih etmesinin sebebi; şan, şöhret. Fakat ben tiyatrodan gelen şöhrete de inanan biriyim.

Tiyatro size para kaybettirdi mi peki?

Tiyatrom olmasaydı, Bebek’te dört-beş dairem olabilirdi! Kazandığım bursla bu işe Amerika’da devam etseydim, belki dolar milyoneri olmuştum! Bu bursu benimle aynı zamanda kazanan diğer yönetmen, ‘Rent’ isimli müzikalle 20 milyon dolar civarında para kazandı. Sadece yöneterek ve sadece bir oyunla! Şimdiki aklım olsa, özel tiyatro kurmazdım.
KÖPEĞİME İLK AŞKIMIN ADINI VERDİM

Aile kavramı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bizim aile bağlarımız çok kuvvetlidir. Ben anne ve babama çok düşkünüm. Onların yanında kendimi güvende hissediyorum. Arkadaşlarım beni arayıp “Hadi dışarı çıkalım” der, ben “Evde annem ve babamla oturacağım” derim. Aile çok sıcak bir kavram.
ben zor bir adamım
Peki hiç aile kurmayı düşündünüz mü?

İyi ki bir aile kurmamışım! Şu dönemde çocuklarla ilgilenebileceğimi düşünmüyorum. O başka bir hayat. Biriyle aynı evde yaşamak bana ters geliyordu eskiden ama yaşlandıkça bu değişti. Ben zor bir insanım. Evlilik, tahammül etmektir. Bende o tahammül yok galiba. Hayatım yalnızlaşma üzerine kurulu. Yalnızlıktan çok keyif alıyorum. İlişki; çok zor ve emek isteyen bir şey. Ben en güzel aşklarımı çocukken yaşadım. Zaten köpeğimin adı da çocukluk aşkım olan bir kızın göbek adı.
TİYATROKARE’DE ÇOK SANCI ÇEKTİK

Tiyatrokare’nin 21 yılı nasıl geçti?

Çok sancılı geçti, inişler çıkışlar, dalgalanmalar yaşadık. 21 yılda büyük zarar ettik! Her oyundan sonra daha yüksek maliyetli işlere yöneldim. Kendi uyuzumuzu kaşıdık yani! Çok uzun soluklu oyunlara imza attık. 30 yıllık tiyatro hayatımda hep aynı heyecanı taşıdım. Bizim Tiyatrokare olarak bütün mücadelemiz para kaybetmemek üzerine! Yeter ki oyunumuz batmasın.
Tatlıcı kimliğinizin tiyatroya katkısı oldu mu?

Meslektaşlarım beni yaralamak için işadamı, tatlıcı, tüccar gibi yakıştırmalar yapar. Bir özel tiyatroyu yaşatmak için ticareti bilmeniz gerekir. Özel tiyatroda, yüzlerce insana iş kapısı yaratır ve onlara tüm sezon boyunca ekmek parası sağlarsınız. Tatlıcılıktan ve televizyondan kazandığım paraların tümünü tiyatroya yatırdım. Fakat burası da vakıf değil ki, hep cepten yemeye başladığımı fark ettim.
MUHALLEBİ KAZANI KARIŞTIRIYORUM

Takdir edilmediğinizi mi düşünüyorsunuz?

Ben zengin bir adam değilim, evim bile ipotekli! Para kazanmak için şirketlerde tiyatro dersi ve konferanslar veriyorum, muhallebi kazanı karıştırıyorum. Bugüne kadar yüzlerce insana sanat yapma şansı verdim. Bir kişiye bile borç bırakmadım. Tiyatroya adımını atan ilk kişileri bile sigortaladım. Fakat bizim ülkemizde herkese borç takan, sanatçıların ve set işçilerinin sigortasını ödemeyen televizyon yapımcıları daha saygın!

Sabah

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.