Tiyatro Değişimdir!

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Tiyatrolara karşı bir muhafazakar tiyatroculuk anlayış ve toplumun gerçeğinden uzak sanatçılar yetiştirme peşinde ve tiyatro ile uğraşan gençlerin ilerde farklı bir bilince ve daha fazla araştırma yetisine bir saldırıda bulunuyor. Esenyurt‘ta tiyatro ile tanışıp hayatının nasıl değiştiğini Orhan anlatıyor .

Orhan seni kısaca tanıyabilir miyiz ?

Benim ismim Orhan YILMAZ. 22 yaşındayım. Ardahanlıyım.3 kardeşiz ikisi erkek,biri kız. Annem ev hanımı, babam tekstil işçisi.1987’den bu yana Esenyurt’ ta oturuyoruz. İlkokulu Rıfat Ilgaz İlköğretim Okulu’nda okudum. Esenyurt Lisesi mezunuyum

Orhan sen Esenyurt’ta da profesyonel tiyatro yapmak isteği içinde olan bir gençsin.Bu süreç nasıl gelişti? Niçin böyle bir hedefin var?

Tiyatro’ya 2009 yılında tanıştım.Aslında çocukluktan bu yana içimde olan bir tutkuydu fakat cesaret edemiyordum. Çünkü içine kapanık, sessiz bir çocuktum. Yapamayacağımdan korkuyordum. Ve 19 yaşında tüm cesaretimi toplayıp gittim. Tiyatroya kaydımı yaptırdım. Belki de o günki kadar cesaretli olamayacağım düşünceleri dolaşıyor aklımda  ama  iyi ki de tiyatroya kaydımı yaptırmışım. Aslında tiyatroya başladıktan sonra kendimi tanımaya başladım. Çünkü hocalarımız hep iyi bir gözlemci olmamız gerektiğini söylerdi. İyi bir oyuncu olmak için tabiki de kendinden başlamalı öncelikle insan.

Kendimi gözlemlemeye başladım. Bazı huylarımı nasıl bir yapıya sahip olduğumu, kendimi gözlemledikten sonra anladım ve şimdi hayatımı böyle idam ettirerek, korkmayarak, öğrenerek, araştırarak sürdürüyorum. Ve bunu meslek olarak yapmak istiyorum.

Hangi tiyatro oyunlarda oynadın dizi veya sinema filmlerinde?

Tiyatro oyunları:
Kral Lear oyunu (Edmund karakteri)
Dizi-filmler:
Arka Sokaklar ve Kanıt
Sinema filmleri henüz yok

Peki Tiyatroyla tanışmadan önce nasıl bir hayatın vardı?

Ben lise yılarımda okuldan çıkardım. Oturduğum mahallede internet cafe’ye gider. Arkadaşlarla savaş oyunları oynardık. Flört etmek için kız arkadaş arardık. İnternet’te akşamları Köy içi meydanına herhangi bir cafe ye oturur; okey, batak ve benzeri oyunlar oynardık Zamanımız öyle geçerdi. Sıradanlaşmıştı. Bu ve böyle senelerim geçti.

Sonra dayım beni Balıkesir’e yurda yolladı. Tanıdıklar aracılığıyla üniversiteye hazırlanmak için  10 ay orada kaldım. Bu süre zarfında cemaate giden insanlar oralarda çoktu. Kaldığım yurt ve abiler vardı. Bizlerle de ilgileniyorlardı. Aramızda bayağı iyiydi. Zaman içinde ben de katılmaya başladım. Aralarına Fettullah GÜLEN Hoca’nın videolarını izliyor ve üzerinde konuşmalar geçiyordu. Aksine nedense kimse bir laf etmezdi, konuşamazdı hocanın lafları yanlıştır diye. Ve garip bir durumdu bana göre. Bölge sorumluları vardı. Mesela gelir ve bize neler yapılıyor neler ediliyor diye bilgilendirirlerdi. O zamanlar Fettulah GÜLEN Hoca Hollanda’da kendisine bir onur ödülü verileceği için oraya gitmişti.

Ben bir soru sormuştum. O aklımdan çıkmıyor mesela: Niçin Türkiye’ye gelmiyor hocamız? Onlar da hasta demişti. Ben de içimden şunları geçirdim: Nasıl hasta Hollanda’ya nasıl gidiyor? Ama tabi bunu sesli ifade edemiyorsun. Böyleydi. Sonra dediğim gibi 2009’da Tiyatro ile tanıştım ve daha iyi gözlemleyebilme yetkisine sahip oldum.

Senin gibi gençler niçin tiyatro’ya ilgi duymalı?

İlk önce kendilerini tanımaları için ilgi duymalıdırlar. Çünkü tiyatro insanın kendi yansımasıdır aslında insanı insana insanla anlatan bir sanattır.Daha sonra çevresini gözlemleyerek nasıl bir döngü içinde olduğunun farkına varabilmelidir. Tiyatro insanı karanlıktan aydınlığa götüren bir sanattır. Nitekim Avrupa bunun en güzel örneğidir.

Karanlık çağdan aydınlık çağa bu sanatın gücüyle ulaşmıştır. Gençler bir şeyler verebilmek istiyorsa kendine topluma bu yüzden Tiyatroya ilgi duymalıdır. Tiyatro oyunun eserinin vermek istediği bir mesaj vardır. Bu mesajlarla tiyatrocu önce kendine sonra topluma bir şeyler kazandırabilir.

Ozan Ali Doğu ARAT / Evrensel

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.