Ustalardan Tiyatro Tüyoları

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Ezgi Atabilen’nin Hürriyet gazetesinde yayınlanan yazısından alıntıları paylaşıyoruz.]

Hepsi ortak paydada buluşuyor tabii; emek, disiplin ve tutku. Ama her birinin kendine özgü metotları, alışkanlıkları ve olmazsa olmazları var.Rüştünü ispat etmiş tiyatro insanları onlar. Peki nasıl bir marka haline geldiler? İşte işin ehlilerinden genç oyunculara tüyolar…

Müjdat Gezen

Politik tiyatroda eleştirirken aşağılamayacaksın

Günümüze daha uygun, bugünün espri anlayışına uygun işler yapmak lazım.

Politik tiyatroda insanların dilinin ucuna kadar gelen sözleri sen söylersin, o rahatlar. Ama birini eleştirirken kırıcı ve aşağılayıcı olmayacaksın.

Benim ustalarım iyiydi. Usta-çırak ilişkisi önemli.

Politik tiyatro yapmak için oyuncunun o birikime gelmiş olması gerek. Çünkü ağzınızdan çıkanlara izleyicinin inancı, oyuncunun birikimiyle doğru orantılıdır. O yüzden daha çok ustalık döneminde yapılır ya zaten…

Hadi bu sene politik tiyatro, ertesi sene vodvil, şimdi de stand up yapayım demekle olmaz.

Nesrin Kazankaya

İyi olmak yetmez, risk almalı

Tiyatro bir bilim dalıdır ve eğitimle öğrenilmesi gerekir.

Oyuncu, yönetmen ve eğitmen olarak, öğrencilerimle hep bir şey öğrenirim.

Tiyatro, tüm sanat dallarını içinde barındırıyor. Öncelikle edebiyatı yakından takip etmek çok önemli. Sinema, dans ve özellikle müzik benim yaşamımda son derece mühim.

Yalnızca iyi oyuncu ya da yönetmen olmak yetmiyor. Risk almak, yeni atılımlar ve tiyatroda cesur öneriler yapmak için birikimlerimizi sürekli sorgulamamız gerek.

İçinde yaşadığımız toplumun sosyal çatışkılarını görmek ve söylenecek ‘sözü’ tiyatro sanatı içinde aktarmak için çaba göstermeliyiz.

Bir oyuncu kendini bir müzik enstrümanı gibi görmeli, en iyi tınıyı yakalayabilmek için kendine ve gelişimine özen göstermeli.

İyi bir oyun ancak, aynı dili konuşan bir oyuncu grubuyla, uzun araştırmalar ve provalar sonunda sahnelenebilir.

Murat Daltaban

Konservatuvar mezunu olmak şart

DOT’ta oyuncu seçerken zaman içerisinde birkaç yöntem kullanır hale geldik. Projenin ihtiyaç duyduğu oyuncuyu dışarıdan çağırmak ilk başlarda bizim için en pratik çözümdü. Şimdilerde çok az başvurduğumuz bir yöntem. Artık belli zamanlarda seçme duyuruları yapıyoruz. Hemen hemen her sene bir seçme oluyor.

Seçmelerde belli sayıda oyuncuyu rol için değil, bizimle birlikte zaman geçirmesi için, birbirimizi tanımak ve ilerisi için ne yapabileceğimizi düşünmek üzere aramıza alıyoruz.

Kazandığımız tecrübeyi, tiyatroya ait tercihleri, üslup konusunu gelen oyuncularla paylaşma sürecinden sonra sanatsal üretimlerinde en verimli olacakları koşulları yaratmaya çalışıyoruz.

Seçilen oyuncular bir süre sonra bizle devam edip etmeme kararını veriyor. Tiyatrodaki herkesin birbiriyle uyumu benim için çok önemli.

Oyuncuların kendilerine ait renklerini geliştirmeleri ve öne çıkarmalarını önemsiyorum. Konservatuvarın her biri için aynı yöntemleri uygulamasının ardından, burada her bir oyuncunun kendi malzemesini keşfederek, kendi tarzı üzerine düşünmeye yatkın olması gerekli.

Göksel Kortay

Sahneden önce kuliste iyi ol

Bir oyuncuya gerekli olan mimik, gestus, beden dili, iç ritmi, duygu, enerji, zamanlama ve tempo farkındalığı, dikkat, gözlem, diksiyon, artikülasyon, vurgulama,

dil bilgisi, o dilde kendini iyi ifade edebilme gibi öğelerin yanı sıra büyük önem taşıyan bir olgu da altyapı, yani kültür, birikim ve eğitimdir.

Oyuncunun temiz, duru, ekonomik, abartıdan uzak, doğal bir oyun sergilemesi önemlidir.

İyi oyuncu karşısındakinin de kendi düzeyine ulaşması için çabalar. Oyunuyla onun performansını da yüceltir. Örneğin, Müşfik Kenter. ‘Profesyonel’de Bülent Emin Yarar ve Yetkin Dikinciler de hiç egoist olmayan, birbirini koltuklayan bir oyunculuk sergileyerek beni heyecanlandırmışlardı.

En önemli öğelerden biri de ahlak ve disiplin. Ne muhteşem oyuncuların kulis ilişkileri iyi olmadığı için kadroya alınmadığına ya da kadrodan çıkarıldığına tanık oldum. Bir kez adın çıktı mı ağzınla kuş tutsan kimseye yaranamazsın.

Oyuncu kendinden daha deneyimli büyüklerine saygı ve terbiyede de asla kusur etmemelidir.

Tıpkı bir sporcu gibi sağlığına, yaşamına, beslenmesine, en önemli enstrümanı olan bedenine dikkat etmekle ve iyi bakmakla yükümlüdür.

Gelelim Türkçeye… Biz oyuncular bize sunulan yazarın metnini izleyiciye en doğru, anlaşılır ve düzgün bir dille iletmekten sorumluyuz. Ancak ne yazık ki son yıllarda duymaya tahammül edemediğim bir Türkce’yle yüz yüze geliyorum. Çok romantik, müziksel, muhteşem bir dil olan Türkçemizi anlaşılamayacak kadar berbat ettiğimiz için ağlamak geliyor içimden. Böyle bir şey Türkçeden başka hiçbir dilde söz konusu değil…

Genco Erkal

Bir daha hiç sahneye çıkmayacakmış gibi

Hayatımı tiyatroya verdim. Sadece oyuncu olmak yetmiyor, tiyatro insanı olmak önemli… Tiyatroyla soluk alıp vermek, tutkuyla bağlanmak….

Kendini sürekli yenileyip taze tutmaya çalışmak, kendinle yarış halinde olmak. Buna ulaşmak için de tek yol var, çalışmak, araştırmak, antenleri açık tutmak, duyarlılığı yitirmemek, yaşamın her yanını kucaklamak.

Elbet fiziksel sağlığa dikkat edilecek. Yeme içme dozunda ve sağlık kurallarına uygun olacak, sürekli kontrol.

Dinlenmek önemli, özellikle uyku. Gerçi kafa uyurken de çalışmaya devam ediyor, hatta kimi sanatsal sorunlarını insanın uyurken de çözdüğü oluyor.

Ses tellerinin dinlenmesi için de uyku yeterli derecede olmalı.

Neyiniz varsa o bir oyunda vereceksiniz; cömertçe, aklınızın ve yüreğinizin tüm gücünü ortaya koyacaksınız. Sanki bir daha hiç sahneye çıkamayacaksınız ve bu sizin son oyununuz olacakmış gibi.

Politik tiyatro içten olacak, dürüst olacak, bilgili, donanımlı olacak. Seyirciyi kandırmıyoruz. Kafasına vura vura ders vermiyoruz. Sloganlara, şablon düşüncelere prim vermiyoruz. Daha çok bir tartışma ortamı oluşturuyoruz.

O yüzden sıkıcı olmayalım. Unutmayalım ki tiyatro bir eğlence biçimidir. İnsanın aklına, zekâsına, en değerli yanına seslenen, aydınlatan bir eğlence biçimi.

Aman mizah duygusunu kaybetmeyelim. En acıklı, en ağırbaşlı öyküyü ele alırken bile gülmeceyi unutmayalım, en etkili silahtır. Egemenlerin tiyatrodan bu kadar korkması boşuna mı?

Ali Poyrazoğlu

Yürek ve akıl zekâsını dengelerim

Çok iyi olmak diye bir şey yok. Devamlı iyi kalmak önemli. Bunun için değişime inanmak, her seferinde yeni bir güne uyanmak ve yeniden öğrenmek gerekiyor.

Başarılı olmanın yolu işini eğlenerek ve keyifle yapmaktan geçer.

Yıldız Kenter, Ahmet Kutsi Tecer, Ulvi Uraz gibi ustalarım oldu. Usta-çırak ilişkisi önemli. Ama çırağa düşen, öğrendiği yöntemleri harmanlayıp üzerine kendi bakış açısını ekleyerek ustalığı yakalamak.

Herhangi bir meslekte tek konuda bilgi sahibi olmak yetmez. Birkaç farklı disiplinde etkin olursan daha başarılı olursun. Çünkü farklı mesleklerden, bakışlardan gelen enerjiler birbirine çarparak, yeni kıvılcımlar doğurur.

Bülent Develi

Bedenleri nadasa bırakmak yok

Pandomim, insanların sizi seyrederken hayal kurmalarına vesile olduğunuzu bilme heyecanını yaşatır.

Pandomim çalışmalarını sadece tiyatro öğrencileriyle kısıtlamak doğru değil. Sahne sanatlarıyla ilgili herkesin beslenmesi gereken bir disiplin. Çünkü bedene duygu yüklemenin metotlarını öğretir ve sözsüz kaldığınız anlardaki iletişim becerinizi geliştirir. Sokaktaki insanın bile pandomimden beslenmesini gerekli görürüm. Bedende farkındalık oluşturmak ve ifade yeteneğini kuvvetlendirmek için.

Herkes pandomim yapmaya uygundur. Ne de olsa pandomim ‘gerçekleri taklit sanatı’dır. Ancak herkes pandomim sanatçısı olamaz. Uzun ve disiplinli çalışma gerektirir.

Pandomim sanıldığı gibi abartmak değildir. Bilakis anlatımı güçlü kılmak fakat bedeni tasarruflu kullanmak söz konusudur.

Pandomim doğal olana aykırı değildir. En temel adımlama tekniği bile sokaktaki adımlamanın taklididir. Tek farkı fiziksel bedenin gerçek anlamda mesafe almamasıdır. Ayakların ilişkisi ve bedenin yürüme eylemi için geliştirdiği denge her ikisinde de aynıdır. Teknik çalışmalarla bunun da üstesinden gelinir.

Pandomimde gözlem biraz farklıdır. Her an bedenle iletişimde olmayı gerektirir. Bedeniniz sizden ne istiyor, anlamaya çalışın.

Gün boyunca kafamda hep şu soru olur: “Doğal seyrindeki şu an’ı sahnede nasıl anlatırdım?” Elimin altında bir defter ve bir kalem mutlaka olur. Kaydedip gerektiğinde kullanabilmek lazım.

Ama elimdeki defterden çok ‘kas hafızası’na güvenirim…

Doğal olandan beslenin. Hayal gücü ve kurgu, gözlemi gösteri için yorumlamak ve paylaşmak gerektiğinde devreye girer.

Makyajda sadeliğe gidilmeli. Asıl olan performanstır. Makyaj ve kostüm başrole oynamamalı.

Hürriyet

Paylaş.

Yanıtla