Sahnede Klasik Büyüyü Yakalamak

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Zeynep Aksoy’un Radikal Gazetesi’nde yayınlanan haberini aktarıyoruz.] İstanbul DT, yeni oyunu ‘Sessizlik’le, klasik tiyatronun özlediğimiz büyüsünü tekrar yaşatıyor. 10. yüzyıl. Ortaçağ başları, İngiltere’nin Vikinglerle boğuştuğu karanlık çağları. Yatağından çıkmayan bir kral, 14 yaşında bir lordla evlendirilmek üzere Fransa’dan gelen başına buyruk bir prenses, kafası karışık bir rahip ve kuzeye yapılan tehlikelerle dolu bir yolculuk…

İstanbul Devlet Tiyatrosu, İrlandalı yazar Moira Buffini’nin 1999’da yazdığı ‘Sessizlik’i sahneliyor. Geçen bin yıl sonunun toplumsal cinsiyet, kadın-erkek rolleri gibi postmodern dertleriyle pagan dinler, halüsinojenler, dünyanın sonu fantezileri ve aşkın bürünebileceği çeşitli kılıkları ustalıklı ve esprili bir dille bir önceki bin yıl öncesinin sonuna taşıyan bu nefis metin Mehmet Birkiye tarafından son derece yaratıcı ve keyifli bir rejiyle sahneye taşınmış. En ince ayrıntılarıyla işlenmiş, metnin yolculuğuna katkıda bulunan mizansenler, koronun etkileyici kullanımı ve naif efektler rejinin öne çıkan güçlü yönleri. Dekor (Efter Tunç), giysi tasarımı (Şirin Dağtekin Yenen), ışık (Önder Arık) ve müzik (Çağrı Beklen) rejiyle uyum içinde ve ayrı ayrı çok başarılı. Birbirleriyle ilişkilerinde çekici bir kimyayı tutturan ve bununla yaratılan büyülü atmosferin bütünlüğüne katkıda bulunan kast bir ensemble olarak çok iyi olmakla birlikte Silence (Funda Eryiğit), Roger (Süleyman Atanısev) ve Ymma (Oya Okar) özellikle dikkat çekiyor.

‘Sessizlik’ her detayıyla bir bütün olarak çok başarılı bir prodüksiyon. Fakat bunun yanında çok önemli bir şey daha başarıyor: Klasik tiyatronun, iyi yapıldığında, sahneden seyirciye sıçrattığı, insanı masal dünyasına taşıma özelliğine sahip, uzun zamandır özlediğimiz o pırıltılı ve büyülü sahne tozunun gözünüze, burnunuza ve kulağınıza kaçmasına vesile oluyor.

Radikal

Paylaş.

Yanıtla