Arkadaşlık En Az Aşk Kadar Güçlü Ve Bir O Kadar Da Zor!

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[İlker Gezici’nin Sabah Gazetesi’nde yayınlanan haberini aktarıyoruz.] ‘Van Gogh, Üstü Kalsın’ ve ‘Annem Yokken Çok Güleriz’ gibi oyunları sahneye koyan ‘Tiyatro Gerçek’; bu sezon ‘Sanat’ adlı oyunla izleyici karşısına çıktı. Tiyatroseverlerin İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda izledikleri ‘Vahşet Tanrısı’ oyununu da yazan Fransız yazar Yasmina Reza’nın, kendi başına gelen bir olaydan etkilenerek 1994’te kaleme aldığı oyun; daha önce İstanbul Tiyatrosu tarafından sahneye konulmuştu. Cihan Ünal (Marc), Can Gürzap (Serge) ve Cüneyt Türel (Ivan) gibi usta isimlerin rol aldığı ‘Sanat’, oynandığı dönem en çok izlenen oyunlardan biri olmuştu. Beyaz bir tablo üzerinden arkadaşlık sanatını sorgulayan oyunun, Tiyatro Gerçek tarafından sahneye konan versiyonunda ise; Hakan Gerçek (Serge), Bekir Aksoy (Marc) ve Rüzgar Aksoy (Ivan) rol alıyor.

“SEN SANATTAN NE ANLARSIN!”
Gencay Gürün’ün Türkçe’ye çevirdiği, Atilla Şendil’in yönettiği oyunu, yakın zamanda açılışı yapılan Şişli Belediyesi Kent Kültür Merkezi’nde izledim. Salonda oyunu izleyenler arasında Ayla Algan, Enis Fosforoğlu, Ali Kocatepe, Emre AltuğÇağla Şıkel çifti ve Hıncal Uluç da vardı. Oyun başlamadan önce, Dünya Tiyatro Günü olması sebebiyle; Gencay Gürün’ün yazdığı bildiri, kendi sesinden izleyicilere aktarıldı. Sonrasında, açılış günü Muhsin Ertuğrul büstünü Şişli Belediyesi Kent Kültür Merkezi’ne hediye eden Ayla Algan sahneye çıktı ve kısa bir konuşma yaptı. Bu konuşmanın ardından oyun başladı. Oyunun çıkış noktası; ‘Marc’ın, arkadaşı ‘Serge’nin uzun süredir peşinden koştuğu tabloyu 200 bin Euro’ya satın alması. ‘Marc’ bu tabloyu gördüğü zaman kahkahalarla güler ve eseri iğrenç bulduğunu söyler. Bu duruma kızan ‘Serge’ de ‘Marc’ı “Sen sanattan ne anlarsın, bilmediğin bir şeyi nasıl değerlendirebilirsin!” diyerek aşağılar. ‘Marc’, bir türlü ‘Serge’nin bu tabloyu sevebileceğine inanmaz. Ancak ‘Marc’ bir süre sonra tabloyu ‘Serge’den saplantılı şekilde kıskanmaya başlar. Dostluklarının eskisi gibi devam etmesi için, ‘Serge’nin tablosuna verdiği değeri ona da göstermesini ister.

BİR ESER NASIL DEĞERLENDİRİLİR?
80 dakika süren tek perdelik oyunda; sorgulamamız gereken çok şey var; “Bir eser neye göre değerlenir?”, “Arkadaşlarımızın zevklerine ne kadar karışma hakkımız var?” gibi… Ancak oyunda esas anlatılmak istenen şey; dostluk sanatı. Oyunu arkadaşı ‘Serge’ye adayan yazar Yasmina Reza’nın da dediği gibi; arkadaşlık en az aşk kadar güçlüdür ama bir o kadar da zordur. Gerçekten de her şeyin internette bir ‘tık’la halledildiği, duyguların sanal şekilde ifade edildiği bir âlemde, arkadaşlarımızın kıymetini bilmemiz gerek, farklı düşüncelere sahip olsalar bile…

RÜZGAR AKSOY OYUNDA İKİ KEZ ALKIŞLANDI
15 yıllık bu iki arkadaşın, beyaz bir tablo yüzünden kopma noktasına gelen ilişkilerini düzeltmek ‘Ivan’a (Rüzgar Aksoy) düşer. ‘Ivan’ bu noktada arabulucu hakem rolünü üstlenir. Amacı basit bir nedenle birbirlerini kıran iki arkadaşı ortak paydada buluşturmak, yine eski eğlenceli günlerine dönmektir. Kırtasiye dükkânında çalışan ‘Ivan’ın tek derdi ise; yaklaşan evliliği öncesi davetiyeye annesiyle birlikte üvey annesinin de ismini yazıp yazmayacağıdır.

SIKMIYOR

Atilla Şendil, ‘Sanat’ı seyirciyi sıkmadan, ona düşünme payı bırakacak şekilde yönetmiş. Oyuncular da ön plana çıkma, birbirlerini geçme derdinde değil. Ancak, ‘Ivan’ın annesiyle yaptığı telefon görüşmesini arkadaşlarına tek nefeste anlattığı sahnenin seyirciden iki defa alkış alması, Rüzgar Aksoy’u bir ‘tık’ öne çıkarıyor.

KÜLTÜR MERKEZİ OLDU
1960’ların en önemli sinema salonu olan Kent Sineması, yenilenerek kültür merkezi haline getirildi. 780 koltuk kapasitesine sahip olan Kent Kültür Merkezi’nde; sergi salonları, fuaye alanı, tiyatro ve sinema gösterimleri için tam donanımlı dört ayrı kulis var. Her cuma tiyatro oyunları oynanıyor, pazartesileri ünlü yazarlara ait kitaplar hakkında söyleşiler, salıları ise sinema sohbetleri düzenleniyor.

ARKADAŞLARINIZI SAKIN BAŞI BOŞ BIRAKMAYIN!
‘Sanat’ adlı oyunda ‘Marc’ karakterini canlandıran Bekir Aksoy; bu oyunu sahneleyeceklerini söylediğinde, çevresinden “Bu eski bir oyun, hiç gerek yok. Yeni bir şeyler yapın” diye tepki almış. Ancak Aksoy, 1994’te oynanan oyunu o kadar beğenmiş ki, bir kez daha sahnelenmesini istemiş. Zamanında hocası olan Cihan Ünal’ın oynadığı ‘Marc’ karakterini canlandırmaktan onur duyduğunu söyleyen sanatçı; oyuna gönderme yaparak “Arkadaşlarınızı sakın başı boş bırakmayın, yoksa elinizden kayıp giderler” diyor.

Sabah

Paylaş.

Yanıtla