Tarlabaşı'nın İzleri Galataperform'da

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Metin Boran

GalataPerform, İz adlı oyunu ile Türkiye’nin yakın geçmişinde yaşanılan trajik olaylara farklı bir açıdan prizma tutuyor. Farklı zamanlarda yaşanmış ve iç içe geçmiş öykülerle anlatılan olaylarda tek bir mekan kullanılıyor. Yer İstanbul, semt ise Tarlabaşı ve üç öykünün yaşandığı bir ev. Oyunda başlangıç öyküsünün tarihi 1955 ve 6-7 Eylül olayları. Sonrasında 12 Eylül ve bir devrimcinin kaçak yaşadığı ve aynı mekana sığındığı ve korkularını yaşadığı yıllar. Son öykü günümüzde geçer ve aynı mekan bir transseksüel ile bir Kürt’ün yaşadığı tutkulu aşka yataklık eder.

Oyunda üç farklı dönemin insanlarının yaşam biçimi, hayat algısı ve kültürel şekillenişinin izleri gerçekçi bir yaklaşımla üst üste bindirilerek Türkiye’nin horlanan ve dışlanan ötekileri’nin trajik hayatlarının izleri ortaya çıkarılır.

Genç Oyun Yazarı Ahmet Sami Özbudak’ın izini sürdüğü olaylar Türkiye’nin siyasal ve toplumsal dönüşümünün de altını çiziyor. Her bir öykü toplumsal değişimin başlangıcını ya da sonucunu işaret ediyor. Özbudak bu değişimi özel olarak seçtiği 7 farklı karakter üzerinden anlatarak resmi ideoloji ile şekillenen yakın tarihimizi ramp ışıklarına taşıyarak yaşanılanları cesurca şeffaflaştırarak sorguluyor.

Oyunun yönetmenliğini Yeşim Özsoy Gülan, sinematografik dramaturjiyi ise Ceren Ercan yapmış. İz’in dekor ve sahne tasarımı ise anlatımı güçlendiren düzenlemesi ile Başak Özdoğan’a, kostümler Tülin Kermen’e, özgün müzikler ise Özüm Özgülgen’e ait. Oyunda aynı zamanda oyuncu olarak da görev alan Yeşim Özsoy Gulan yorumunda iç içe geçmiş izleri tarihten bugüne taşırken sahneyi harabe bir eve dönüştürerek başlıyor. Anlatımını kamera kayıtları ve video görüntülerle destekliyor. Aksiyon hem sahnede hem de evin diğer bölümlerinde aynı anda takip edilebiliyor. Salonda geçmiş yaşanırken diğer odalarda bugün olanlar izleniyor.

İz’in temelinde yer alan Rum asıllı Markiz ve kız kardeşi Eleni’nin anlatımları trajik tarihin başlangıç öyküsünü oluşturuyor. Oyunda Markiz yaşadıkları korku ve dehşeti ayrıntıları ile anlatıyor. Devletten kaçan devrimcinin ise öyküsünü ev sahibi Turgut Usta ile konuşmalarından öğreniyoruz ancak bu bilgilenme kısır ve yeterince açık değil. Transseksüelin Rızgar’la yaşadıkları ise daha açık anlatılıyor ve sanki yaşadıkları travmaya özel bir dikkat çekiliyor gibi. Oyunda 12 Eylülün toplumda oluşturduğu tahribat ve özellikle devrimci ailelere, kadrolara, yaşattığı travmadan kısa olsa söz edilebilir ve bu çakıl taşı ve cam kırıkları fırtınasının toplumsal yapıya vurduğu darbe lanetlenebilirdi.

Yazar Özbudak’ın tarihsel dönemlere nokta atışı yaparak hedeflediği olayları Yönetmen Gülan sahnede özel bir hareket planı ve mizansen uyumu ile abartıya kaçmadan görsel bir izlence ortaya çıkarıyor.  Bu anlatıma Başak Özdoğan’ın dekor tasarımı, Özüm Özgülgen’in müzikleri özel bir anlam katıyor. Oyunda tarihsel durakları ile anlatıma canlılık veren oyuncular Markiz ve Eleni’de Yeşim Özsoy Gülan, Ceren Demirel, devrimci de Bertan Dirikolu, ev sahibi Turgut Usta’da Batur Belirdi, Transeksüel’de Koray Kadirağa, sevgilisinde Burak Safa Çalış ve Okan Urun oyunculuklarıyla öykülerin duygusal, düşünsel derinliğini ve tarihsel arka planını yalın bir oyunculuk örneği ile ortaya koydular. Oyuncular, performansları ile ölçülü, sahici ve özenli bir oyunculuk örneği ile yaşanmış ve yaşanmakta olan bir dönemi metnin özüne uygun bir duyarlılıkla seyirciye sundular.

GalataPerform geleneksel olan gösteri anlayışı ile arasına mesafe koyan, yeni metinlerle “oyun” kavramına yeni bir anlam yükleyerek gösteriyi daha ‘post’ bir anlayışla kurgulayarak sunuyor seyircisine. Şimdiye kadar ki çalışmalarında bu arayışını sürdüren topluluk, her metne deneysel yaklaşarak ‘söz’ü ve ‘gösteri’yi postmodern denemelerle harmanlayarak yeni gösteri tekniklerinin de izini sürüyor.

“İz” her perşembe ve cumartesi günleri Kuledibi’nde Galataperform’un kendi mekanında izlenebilir.

Evrensel

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Metin Boran

Yanıtla