Sucuklu sanatı kim yiyecek?

Pinterest LinkedIn Tumblr +

indir[Radikal Gazetesinden Işıl Eğrikavuk’un köşe yazısının bir bölümünü aşağıda okuyucularımızla paylaşıyoruz]

Bayram boyunca ekranda bir reklam dolanıp durdu. Bayram ziyaretine gelen torununu kucağına alan dede, Evliya Çelebi’den bugüne sucuğun nasıl yapıldığını anlatıyor, torunu da sucukları ağzına atarken “Baba bak ben sanat yiyorum” diye konuyu özetliyordu.

Sanatın sucukla özdeşleştiği bu reklam metnini kim, hangi pazar-lama stratejisi ile ortaya çıkardı bilmiyorum. Sanatın reklamdan üstün olduğu tartışmasına girmek niyetinde değilim, zira Obama seçim kampanyası gibi sanatın popüler arenada kullanıldığı daha tutarlı örnekleri görmek mümkün. Amma velakin “Sanat yiyorum” diyerek sucukları höpleten çocuğa atfedilen motivasyonu henüz ben çözemedim. Hele ki sanatla iktidar arasındaki ilişkinin bir güç mücadelesine döndüğü şu günlerde, ‘yeme’ eyleminin kudretini düşünecek olursak…

Tüm bunları demişken, güncel sanatta yeme-içme kültürünün eksik olmadığının da altını çizeyim. Bayram vesilesiyle gelin bu hafta sanatçılar bir malzeme olarak yiyeceği, mutfağı nasıl kullanmışlar, buna bakalım.
Soru: Sanat yaparken yemekle çalışan sanatçılar var mı? @24-hour-kitchen 
Sevgili @24-hour-kitchen sen hiç Rijkrit Travanija ismini duydun mu? Bu konuda neredeyse markalaşmış olan Tayland asıllı sanatçının işleri, insanlar için ortak mekânlar yaratıp, yemek üzerinden onları buluşturmaya odaklanıyor. Müze, galeri ya da sergi alanı olarak seçtiği mekânda bazen yemek pişiren, bazen de malzemeleri bırakıp gelenleri birlikte yemek yapıp yemeye davet eden sanatçının ana söylemi sanatın bir objeden ziyade, bir deneyim ya da ilişki biçimi olabileceği.
Soru: Yemek yemeyi politik bir eylem biçimi olarak görebilir miyiz? @yamak 
Görebiliriz tabii @yamak. Örneğin Endonezya’da yaşayan sanatçı Mella Jaarsma’nın performansları seyirciyi yemek üzerinden politik meseleleri konuşabilmeye davet ediyor. Endonezya’nın eski devlet başkanı Suharto’nun ülkede yaşayan etnik gruplar üzerine uyguladığı zulmü konuşmak adına, etnik grupların yemeklerini pişirip (kurbağa bacağı gibi) bedava halka dağıtan sanatçı bu sayede politik bir duruşa da işaret ediyor.

(Yazının devamı için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz)

Radikal

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: frtkyrtr

Yanıtla