En Büyük Başarı Başrol Değil

Pinterest LinkedIn Tumblr +

goncagul[Aysun Yıldız’ın Goncagül Sunar ile gerçekleştirdiği, Akşam Gazetesi’nde yayınlanan röportajı paylaşıyoruz…] Anne olduktan sonra tiyatro ve dizilere ara veren Goncagül Sunar, “Oğlum büyüdü, tiyatroya döndüm. Kendimi beğeniyorum. Fiziksel avantajım var; en zeki, en dişi rolleri şimdi oynamak istiyorum” diyor… Yan rollerin hakkını veren oyunculuğuyla övülen Goncagül Sunar ile konuştuk…

Uzun bir aradan sonra tiyatro sahnesinde olmak nasıl bir duygu?
Bu işe dizi oyuncusu olmak için başlamadım, ama rüzgâr dizilere sürükledi beni… Uzun bir aradan sonra oynadığım bu oyunu da içimde sahne korkusuyla yaptım. Çok özlemişim. Dizilerde tabii ki çok enerji harcıyoruz, ama asla tiyatro gibi insanı kanlı canlı, enerjik, diri tutamaz. O yüzden kendimi iyi hissediyorum.

Tepkiler nasıl oyununuza?
Henüz çok yeni… Levent’in ısrarı üzerine kabul ettim;  kendimi ‘dramda rahat hissederim’ diye düşünürken tersi oldu. 8 provadan sonra, Selamiçeşme Parkı’nda iki bin kişinin önüne attılar beni ama çok iyi geldi.  İnsanı daha çok kendine getiriyor. Eğleniyorum, çok keyif alıyorum. Bu oyun kırılma noktamdı.

Tiyatro sahnesi için  eğitim şart mı?
Eğitim önemli evet, ama yetenek diye bir şey var. Yetenek olmadan ne kadar eğitim alırsan al, çok klişe ve yüzeysel bir oyuncu olarak devam edersin. Yetenek olursa şaşırtıcı ve yaratıcı oluyor, o enerjiyi kullanmayı biliyorsunuz.

DAHA ÇOK KADIN HİKÂYESİ OLMALI           
Bir süredir sinemada göremiyoruz sizi… 

Bu kış iki filmde oynayacaktım. İkisi de iptal oldu. Çok üzüldüm ve hastalandım.

Neden iptal oldu?
Biri para bulamadı, diğeri senaryo sıkıntısı yaşadı.

Ne tarz hikâyeler de bulunmak istersiniz?
Çok basit, naif, bir durum hikâyesi yani algıda dramatik kurguları olmayan, basit çözünürlüğü olan, küçük hikâyeler. Sinemada iyi bir rol gelmesi ve bunu oynamak şanstır.

Türk sinemasında kadın olgusu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Genellikle erkek filmleri yapılıyor gibi geliyor bana. Daha fazla kadın hikâyesi olması gerek. Politik ya da muhalif film yapan yönetmenler çok fazla. Haklı olarak dertleri var ve bunu bir şekilde anlatmak istiyorlar.

Sahnede sınırlamalarınız var mı?
Yok, hikâyeye inanıyorsam, o işin içinde olmak istiyorsam, etkilendiysem, derinliği varsa öykünün, her şey oynanabilinir.

HENÜZ ALBÜM YAPMIYORUM
Müzikle de ilgileniyorsunuz. Nasıl farkına vardınız bu yönünüzün?

İlgileniyorum fakat son zamanlardaki röportajlarımda “Albüm yaptım, yapıyorum, çıkacak” gibi yazıldı. Albüm hayalim için net bir zaman yok.  Albüm yapmak yeni araba almak gibi bir şey.

İşi sadece müzik olan sanatçılar da zorlanıyorlar albüm kararı verirken…
Hele kendi müziğini yapıyorsan, daha evrensel tatlar, dünyanın her yerinde dinlenebilecek armoniler taşıyorsa, dinleyiciyi de içine alan kendine özgü bir şey yapmak çok zor bence.

Şarkı sözü de yazıyorsunuz değil mi?
Evet, çok seviyorum. Melodileri de kendim yapıyorum, çok profesyonel değilim. Kız kardeşimin sesi çok güzel, onunla bir şeyler yapmak istiyoruz.

Hayalinizdeki şeyleri yapabildiniz mi?
En büyüğünü gerçekleştirdim, bir oğlum var, her şeye bedel.

ASIL İŞ, ZOR ROLLERİ SIRTLAMAK…
Sizi neden başrollerde göremiyoruz?

En büyük başarı bir oyuncunun başrol oynaması değil. Çok katmanlı, zor, dişi bir rolü sırtlayıp orada başarılı olması ve onu gerçek kılıyor olması benim için başarıdır.

Sosyal medyada sizinle ilgili “Bu kadına karakter oyuncusu denir, ödüllere boğulası” yazmışlar. 
Çok mutlu oluyorum insanların böyle düşünmesine,

Sizin kendinizi gösterdiğiniz rol hangisiydi?
‘Çemberimde Gül Oya’ adlı dizi benim için çok önemliydi. Sanırım insanlar o hayranlıklarını diziden sonra dile getirmeye başladı.

Yaşınızdan genç görünmenin avantajı ya da dezavantajı var mı?
Dezavantaja dönüşebiliyor oyunculuk yaparken. Bazen çizgilerim çıksın diye güneşe mi çıksam, ne yapsam diye düşünüyorum (gülüyor).

Bu sezon ‘Muhteşem Yüzyıl’da göreceğiz sizi…
Bir süre oynayacağım, sürekli değil. Çok enteresan bir hikâye. Sürpriz olsun izleyicilere, anlatmayayım.

Akşam 

Paylaş.

Yanıtla