Hangi Modern Klasikleri Kadınlardan İzlemek İsterdiniz?

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mimesis Çeviri / Equity* sahnedeki kadın stereotiplerine karşı harekete geçilmesini istiyor. Fakat tiyatro yapanlar kendi düşünüş tarzlarını sorgulasalar değişim çok daha hızlı olurdu.

Guardian. 23 Eylül 2013, Çeviri: Zeynep Okan

The Lightning ChildBir başka basmakalıp kadın tasviri… The Lightning Child. Fotoğraf: Tristram Kenton

Shakespeare’in Globe tiyatrosunda sergilenen, Euripides’in Bakkhalar’ının bir versiyonu olan ve Che Walker ile Arthur Darvill’in sahnelediği The Lightning Child’in merkezinde kadınlar var. Ancak performansın şaşılacak noktalarından biri kadınların ne kadar da basmakalıp bir şekilde tasvir edilmiş olduğu. Toplumsal cinsiyet konularını deşme çabalarına karşın, koronun temsilinde sanki bir Rihanna klibindeymiş gibi kıvrılan yarı çıplak bir sıra kadın görüyoruz. Benzer şekilde, oyunun bayağı ve gösterişçi yönü, erkeklerin kadınsılığa dair tuhaf ve genellikle ucubevari bir yorum sunmasıyla drag-queen stereotipini fetişleştiriyor.

The Lightning Child’ı Equity’nin tiyatro ve televizyondaki cinsiyet stereotiplerine karşı eylem çağrısı yapmasından bir gece önce izlemiş bulundum. Sendika hala ‘gösteri sanatları, film ve televizyon sektöründe geniş oranda kabul gördüklerini’ ve kadın tasvirlerinin genellikle ‘kadının bakım sorumluluklarına, çekiciliğe veya kadınların cinsel obje veya kurban olarak algılanmasına’ odaklandığını söylüyor.

The Lightning Child geçtiğimiz ay izlediğim ve kadınların sahnede tasvir edilişini sorgulamak yerine statükoyu pekiştirmeyi tercih eden pek çok oyundan sadece biri. Bu onları yerlerinde tutmak için kadınlara yönelik yürütülen bir komplonun veya kökleri derinlerde olan kadın düşmanlığının bir işareti mi? Belki, bazen, ama genelde bu süregelen cinsiyet stereotiplerinin yazarların, cast direktörlerinin ve yönetmenlerin düşüncesizliklerinden başka bir şeyden kaynaklanmadığını savunuyorum.

Watford Palace tiyatrosundan Brigid Larmour’ın kendisine Shakespeare’in kadınları önemsemediğine dair soruya yakınlarda verdiği cevap gibi: “oyun yazarları, dokuz erkek ve bir kadın için bir şey yazdıklarında, bunu farketmiyorlar.” Yine de, Larmour, kadın ve erkek rollerinin eşit dağıtıldığı Gary Owen, Stacey Gregg ve EV Crowe’un oyunlarının da bulunduğu Ideal World [İdeal Dünya] sezonuyla bu dengeyi onarmaya yelteniyor.

Ancak Equity haklı, bu cinsiyet stereotipleriyle de aynen ırkçı stereotiplerle sürekli uğraşmaya devam edilmesi gerektiği gibi mücadele etmek gerekiyor. Larmour’un sözünü düşünün ve basitçe dokuz erkek ve bir kadını dokuz beyaz aktör ve bir siyah aktör ile değiştirin, ne demek istediğimi anlayacaksınız. İngiliz tiyatrosu hala ezici bir çoğunlukla beyaz, erkek ve tabii ki orta sınıf.

Kadınların erkeklerden daha fazla tiyatro bileti aldığı düşünülecek olursa, sahnede gerçek hayat deneyimimizden kesinlikle farklı bir şekilde yansıtılmamızı kabul etmeye devam etmemiz olağandışı gözüküyor. Değişim filizleri de gözükmeye başladı. Maxine Peake Manchester’daki Royal Exhange’de Hamlet’i oynayacak; tamamen kadın oyuncuların oynadığı Shakespeare prodüksiyonlarının sayısı artıyor ve eninde sonunda bu oyunlar da genel ortamın doğal bir parçası olacaklar ve tamamen erkeklerden oluşan Shakespeare oyunları gibi bu oyunlar da yorumsuz kabul edilecekler. Fakat niçin sadece Shakespeare? Birleşik Krallık’ta sadece siyahların oynadığı bir Godot olmuştu, niçin sadece kadın versiyonu da olmasın? Veya Pinter’in Kapıcı’sının tamamen kadınlardan oluşan bir kadroyla yeniden oynanması nasıl olur? Hadi, sadece kadınlardan oluşan kadrolardan görmek isteyeceğiniz başka modern klasik oyun önerilerinizi alalım.

En azından planlama yapan, oyun sipariş eden, yazan ve yönetenlerin bir oyun sahnelerken toplumsal cinsiyetle alakalı verecekleri her kararda bir durup düşünmelerini ve kararlarını sorgulamalarını beklemeliyiz. Equity hükümeti harekete geçmeye çağırıyor ancak ben bunun çok yavaş hareket eden hükümetin meselesi olduğunu düşünmüyorum, bu tiyatroyla uğraşan hepimizin meselesi ve biz bugün toplumsal cinsiyetle ilgili kökleşmiş fikirlerimizi sorgulayarak harekete geçmeye başlayabiliriz.

—–

* Equity: Birleşik Krallık’ta bir sanatçı sendikası. Ç.N.

Paylaş.

Yanıtla