'Karşı'nın Yeni Sanat Mekânı: Moda Sahnesi

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Fotoğraf: MUHSİN AKGÜN[Bahar Çuhadar’ın Radikal’de yayınlanan haberinini bir kısmını paylaşıyoruz.] Sekiz aylık geri sayım bitti, İstanbul’un yeni kültür mekânı Moda Sahnesi açıldı. Tiyatro, konser, sinema ve atölyelerle dolacak üç salon ve ilk oyun ‘Hamlet’ hazır. Kurucu ekiple birlikteydik…

Çarşamba akşamı 20.30. Kadıköy, Bahariye’deki eski Moda Sineması’nın bulunduğu pasajın önü kalabalık. Konuklar oyunu beklerken giriş kapısını, camı, duvarları, trabzanları falan inceliyor. Birazdan sahnelecek olan ‘Hamlet’ten daha da çok merak edilen ve heyecan uyandıran şeyin, aylardır beklenen mekânın içindeler zira artık: Sekiz aydır süren inşaat ve geri sayım bitmiş, Moda Sahnesi başta mahalleli olmak üzere tüm İstanbul ahalisini içeri buyur etmeye hazır.

‘Hamlet’in prömiyerinden ve dolayısıyla sahnenin açılmasından beş gün önce, kurucu ekipten yönetmen Kemal Aydoğan ve oyuncular Mert Fırat, Onur Ünsal, İnan Ulaş Torun ile büyük salonda buluşmuştuk. Yaz boyu ara ara uğradığım mekân neredeyse hazırdı ama yerler muşambalarla, ortalık inşaat malzemeleriyle kaplıydı. Sohbete başladığımızda fonda ince inşaat işlerinin sesleri sürüyordu. Prömiyere beş gün kalmışken “Nasıl yetişecek burası?” paniği beni bile sarmıştı da, bir yandan inşaatta çalışıp son aylarda da burada prova alan ekip üyeleri sakin görünüyordu. Neticede Moda Sahnesi önceki akşam , eklenecek küçük rötuşlar dışında pırıl pırıl bir mekân olarak çıktı karşımıza.

Kıştan yaza uzanan zaman boyunca mekânı inşa etmekte olan ekibin başı hiç boş kalmamıştı; sanat, sinema , tiyatro çevresinden bir dolu insan, öğrenciler, mahalleliler sürekli gelip gitti. Arada uğradığım vakitlerde birilerinin gelip aşağıyı gezmek istemesine, “Ne yapabilirim sizin için?” diye sormasına sık şahit oldum. Anlayacağınız iş, Kadıköy’e ‘yeni bir sahne açılıyor’dan öteye, henüz mekân hazır değilken bile çoktan geçmişti zaten… Moda Sahnesi daha açılmadan, çok sayıda insanın ucundan tutmak istediği, kültür hayatına dahil olmasını hevesle beklediği bir alan oldu.

‘Patronsuz’ tiyatro

Duymamış olanlar için özet geçelim: Moda Sahnesi geçen sezonun başlarında -yine Moda’daki- Oyun Atölyesi’nden ayrılan deneyimli ekip tarafından kuruldu. 80’li ve 90’lı yıllarda Anadolu Yakası’nın verimli kültür-sanat adreslerinden olan ancak son yıllarını bakımsız ve yalnız bir halde geçiren Moda Sineması’nın bulunduğu alanı dönüştürmek üzere kolları sıvadıklarında tarih 15 Ocak 2013’tü.

Kurucu ekip yönetmen Kemal Aydoğan, tiyatro yöneticisi Selçuk Aydoğan, sahne tasarımcısı Bengi Günay, ışık tasarımcısı İrfan Varlı, oyuncular Onur Ünsal, Mert Fırat, İnan Ulaş Torun, Timur Acar, sahne amiri Erdal Çiftçi, fuaye sorumlusu Orhan Tozkoparan, gişe sorumlusu Barış Yaman ve sinemacı İlksen Başarır’dan oluşuyor. İnşaatın belli kalemleri için belediyeden ve bazı firmalardan aldıkları malzeme sponsorluğu –ve ödeme kolaylığı- desteği dışında, 1 buçuk milyon lira tutan maliyeti kurucu ekip kendi imkânlarıyla karşıladı. İnşaatın işçilik kısmında kendileri de çalıştı, yönetmen Kemal Aydoğan’ın verdiği bilgiye göre bu şekilde 3 milyonluk toplam maliyet 1 buçuk milyon TL ile sınırlı kalabildi. Patronsuz, hiyerarşisiz bir tiyatro modeli peşindeler.

Neticede ortaya çıkan da sadece bir tiyatro salonu değil. Burası biri sinema, söyleşiler, atölye çalışmaları, diğer ikisi tiyatro amacıyla kullanılacak üç salondan oluşan ferah bir kültür mekânı. Büyük salondaki oturma tribünleri ve sahne platformu tamamen hareketli, farklı sahneleme biçimlerine açık. Oturarak 248, ayakta 600 kişilik bir kapasiteye sahip olan salonda oyunların yanı sıra konserler de (Büyük Ev Ablukada, Gevende, İnce Saz gibi ekipleri konuk etmeyi planlıyorlar) olacak. Stüdyo Sahne 50 kişilik bir deneme sahnesi işlevini görecek. 54 kişilik sinema salonu ise bağımsız filmlerin yeni adreslerinden biri.

‘Hamlet’in sarkastik dili hepimize tanıdık’

‘Hamlet’in çevirisi, oyuncu Onur Ünsal ve çevirmen Emre Adıyaman’ın kaleminden. Aynı zamanda oyunun ‘Hamlet’i olan Ünsal, çeviriyi kendilerinin yapmasının nedenini şöyle anlatıyor: “Bir metni anlamak için daha iyi bir şey yapamazsınız. Metinle canınız çıkana kadar ilgileniyorsunuz. Bütün çevirileri tam olarak oynanabilir halde bulmuyoruz. En iyi çeviriyi yaptığımızı iddia etmiyoruz; sadece oynanabilir bir çeviri yapıyoruz.”

Yazının devamı

Radikal

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.