'Sanatçılar, Gezi'ye Destek Olduğu İçin Cezalandırılıyor'

Pinterest LinkedIn Tumblr +

sanatcilar_geziye_destek_oldugu_icin_cezalandiriliyor_h25378[Ali Barış Kurt’un ANF için hazırladığı haberi paylaşıyoruz.] Altan Erkekli ve Orhan Alkaya tepkili…

Oyuncular, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın özel tiyatrolara verilen destek yardımlarına “ahlak kriteri” getirmesine tepkili. Altan Erkekli, sanat çevrelerinin baskı yoluyla sindirilmesinin mümkün olmadığını söyleyerek, “Aptalca tahliller yapmayı bırakın!” dedi. Orhan Alkaya da “Bakanlık kendi cebinden değil kamu bütçesinden yardım yaptığını unutuyor” diyerek, hiçbir gerçek tiyatro insanının ‘ben toplumun ahlak kurallarına uyacağım’ diye imza atmayacağını belirtti.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tiyatrolara gönderdiği, “Özel Tiyatroları Destekleme Yardımları Protokolü”ne göre; tiyatrolar “genel ahlak kurallarına uygun” oyunlar sahnelemeye mecbur. Yapılan yardım, buna uymayan tiyatrolardan yasal faiziyle geri alınacak.

ERKEKLİ: SANATÇIYI OKSİJENSİZ BIRAKMAK İSTİYORLAR

ANF’ye konuşan, oyuncu Altan Erkekli, “AKP iktidarının muhalif güçlere hiçbir tahammülünün olmadığını bir daha gördük. Tiyatroyu anlamadıkları, tiyatroyla bir bağları olmadığı için ve tiyatronun hayatı nereye getirdiğini; insanlık adına nasıl eğitim-öğretim yeri olduğunu bilmediklerinden bu engellere kalkışıyorlar” dedi.

Erkekli, AKP’nin kendi siyasetine uymayan her türlü gerçekliği “toplumu yozlaştırır” diyerek önlemek istediğine dikkati çekerek, şöyle konuştu: “Hükümet ‘toplumu yozlaştırır’ saftatasıyla tiyatro sanatının önünü kesmek, sanatçıyı oksijensiz bırakmak istiyor. Kendi dünya görüşlerini dikte ettirmenin peşinde. Neymiş; toplumun, ailenin ahlak kriteri… Böyle bir kriter yok, olmamalı. Çağın dışında kalmış, dar kafalı düşünceler olarak yorumluyorum. Kriterdi, şuydu buydu; aptalca tahliller yapmayı bıraksınlar.”

Erkekli, “Genco Erkal gibi sanatçı herhangi bir ülkede baştacı edilir, pamuklar içinde korunur. Ankara Sanat Tiyatrosu yine öyle. Ama bu ülkede kelle koltukta sanat yapıyoruz” diyerek, sanat üzerinden toplumun da gelişme göstermesinin engellendiğini belirtti: “Sanatı engelleyerek toplumun gelişmesini de engelliyorlar. ‘Temiz toplum organize edeceğiz’ deyip tiyatroya kriter koyulmasını kabul edemeyiz. Bu, tamamen geri kafalılık! Sanatçılar, Gezi Parkı direnişine destek olunduğu için, özgür bireylerleri var ettikleri için cezalandırılıyor.”

‘TİYATROYU SAVAŞ ÇIĞIRTKANLIĞI YAPMAMIŞ BİR ALAN OLARAK KORUYACAĞIZ’

Erkekli, sanatçının hiçbir koşulda iktidarın yanında yer alamayacağını ve daima “insanlık adına erkin önünde; eleştirel duracağını” dile getirerek, ekledi: “Sanatçı var olan hiçbir şeyi mutluluktan saymaz. En mükemmelini, en doğrusunu ister. Bunu da emekle, sevgiyle ister. Ama AKP hükümeti toplumu yüzde 50 diye bölerek bir de ‘iyi toplum’ yaratacağını iddia ediyor.”

Sanat çevrelerinin baskı yoluyla sindirilmesini mümkün bulmayan Erkekli, “Üniversitelerimiz, gençlik ayakta olmalı. Amatör, profesyonel, özel tiyatrolar ayakta olmalı. Tiyatro, ilk insanlıktan beri yetinmemiş ve hayata dair söz söylemiştir. Sevginin, barışın, emeğin en yüce değer olduğunu söylemeye devam edeceğiz. Savaş çığırtkanlığı yapmamış bir alan olarak tiyatroyu koruyacağız” diye konuştu.

ALKAYA: CEPLERİNDEN DEĞİL KAMU BÜTÇESİNDEN YARDIM YAPIYORLAR

Orhan Alkaya ise “bu hükümetin hakim zihniyetinden artık her olumsuz şeyi bekler durumdayız” diyerek, söz konusu “ahlak kriteri” için, “Önce toplumun genel ahlak kurallarının ne olduğunu açıklamaları gerekiyor. Bana sorulursa, böyle bir kavram; ‘toplumun genel ahlakı’ diye bir kavram yoktur. Ancak otoriter toplumlarda üretilerek var edilebilir. Dolayısıyla da baskıcı bir kavramdır” değerlendirmesini yaptı.

Alkaya, Bakanlığın tiyatrolara kamu bütçesinden para aktardığına vurgu yaparak, “Kültür Bakanlığı’nın dağıttığı fondan bir grup tiyatro zaten yararlanamadı ve gerekçesi ‘bizden olmayanlara neden destek verelim’ diye telaffuz edildi. Bu, tehlikeyi yeterince özetliyor. Çünkü Kültür Bakanlığı ya da hükümet kendi cebinden sponsorluk yapmıyor; kamu bütçesinden yapıyor. Haliyle bu yaklaşım müthiş ayrıştırıcı bir nitelik taşıyor” dedi.

‘HİÇBİR SANATÇI İMZA ATMAMALI’

“Böyle bir protokole bir sanatçı imza atabilir mi? Atamaz. Korkunç bir aşağılama. İmza atan tiyatrolar olursa asıl ahlaki çöküntü o zaman olur. Biz değişik darbe dönemlerinde buna dair yaralanmaları yaşadık. Meslektaşları da birbirine düşürmeye çalışıyorlar. Hiçbir gerçek tiyatro insanı ‘ben toplumun ahlak kurallarına uyacağım’ diye imza atmaz. Atarsa da ‘ben şimdiye kadar ahlaksızdım, bundan sonra olmayacağım’ demiş olur. Böyle bir taahhüt istenmesini ancak faşizmle örtüştürebiliriz.”

Demokrathaber

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.