Acının ve Hayal Kırıklığının Dansı: Tango

Pinterest LinkedIn Tumblr +

acinin-ve-hayal-kirikliginin-dansi-tango015982bf076b334c53fc[Güler CENGİZ’in Evrensel’de yayınlanan haberini paylaşıyoruz.]“Hiçbir şey eskisi gibi değil, Arjantin böyle miydi,
Ne eşitlik, ne emek, harcanan haklar,
Arjantin böyle miydi, yok edilen gençler”

Böyle isyan ediyor eski bir albay, bu sezon İstanbul Devlet Tiyatrolarında sahnelenen Özcan Özer’in yazıp, Murat Sarı’nın yönettiği ‘Son Tango’isimli oyunda. Arjantin’de cuntadan sonra eksenine bir barı alarak, yaşamdan bir kesit sunar oyun. Görüştüğümüz Yönetmen Murat Sarı’ya aklımıza takılanları sorduk.

Son Tango isimli oyun aslında müzikli bir oyun değil, oyunu neden müzikli sergilemeyi tercih ettiniz?
Oyun müzikli bir oyun değil. Oyunun yazarı Özcan Özer’i aradım. Oyunu müzikal kıvamda yapmak ve Cem İdiz’le çalışmak istediğimi söyledim, o da çok memnun olduğunu söyledi. Şarkıları Özcan Bey yazdı. Albayın şarkısını da ben yazdım. Müziklerini Cem İdiz besteledi. Oyunu asla müziksiz düşünemedim.

ARTIK HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ DEĞİL

Oyunu çalışırken tekste müdahaleleriniz oldu mu?

Evet oldu. Özcan Özer, çok sinemasal bir mantıkla yazmıştı. Zaman atlamaları, sinema dilinde geçme kabul ederiz, görsel olarak birdenbire başka bir şey gösterebilirsiniz. Ama tiyatroda bu işin timingi, kostümü, ışığı, seyircinin algısı ve inanması var. Mesela birinci perdede çok zorlandığım bir şey var, o da şu: Maria pat evleniyor. Araları o biçimde yazıldığı için biraz zorlandım doğrusu ama tiyatro dilini kullanarak, zamanı müzikle akıtarak, birdenbire oyuncuya hızlı bir şekilde gelinlik giydirerek, adapte olmaya çalıştım. Yine de biraz zaman alması beni zorlamadı dersem yalan olur. Ayrıca tekstte Albay diye bir karakter yoktu. Albay benim yarattığım bir karakter. Oyunda kişilik tariflerini Özcan Bey bardakiler diye yapmış. Bardakiler tamam anladım ama kim kimdir? Ve bunu, yönetmen değil misin, sen bulacaksın dedim. Burda bir rıhtım varsa bir balıkçı olur, fahişeler olur, komünistler de olur, ceplerinde para olan pezevenkler olur, bu kadar darbe varsa bir de atılmış subay olur, albay olur. Albay oyunun sağlamasıdır benim için. Ordudan atılmış bir albayı koymamın sebebi bir kaybeden olduğunu göstermek. Burada çok mutsuz kaotik, karamsar bir hava yaratmak istedim. Albayın şarkı sözlerinde ‘Hiçbir şey eskisi gibi değil’ dediğimde sadece Arjantin’e bakmadım. Bizim ülkemizde de artık hiçbir şey eskisi gibi değil.

İNSANLAR MUTSUZSA DEVLETLER BUNDAN SORUMLUDUR

Arjantin’de bizim gibi askeri darbelerden hiç kurtulmamış. Hatta bizden daha fazla maruz kalmış darbelere. Siz bu oyunun Türkiye’yle bağını nasıl kurdunuz?
Mutsuzluğun dünyası olmaz. Bir insan mutsuzsa her yerde mutsuzdur. Devletlerde ülkelerinin insanlarını mutlu etmek için vardır. Değil mi, normalde böyle olması gerekmez mi? Ama Arjantin’le Türk halkının birbirleriyle benzeşen en büyük özelliklerinden biri mutsuzluğudur. Ve mutsuzluk zaten oyunda çıkarmak istediğim ana temaydı. Dekor sadece mutsuzluk yaratsın istedim. Bir akvaryumun içerisinde çıkamamış, kapana kısılmış insanlar gibi düşündüm. Oyunun dekorunu sipariş ederken, akvaryum gibi yosun tutmuş bir dekor düşün dedim. Bu arada çok başarılı bir dekor yaptı Murat Gülmez. Sözün özü şudur: İnsanlar mutsuzsa devletler bundan sorumludur. Yani bizim ülkemiz şu anda mutsuzsa ki, mutlu olduğunu düşünmüyorum, devletimizin de bundan sorumlu olduğunu düşünüyorum.

Normalde bu tip oyunlarda mutlaka bir çıkış yolu, bir mücadele vardır. Bu oyunda hiç yok. Karamsar ve bir türlü kaderden kaçamayan insanların döngüsünü var sanki.
Ben de çok mutlu bir insan olduğumu söylemiyorum. Dolayısıyla bu rejime de yansımıştır. Oyunun finaline gelirsek, şimdi aslında biraz da yazarın mutsuzluluğunu biçimlendiriyoruz. Yazmadığım ama yorumladığım için bu mutsuzluğa ortak oldum ben de. Sonuçta yazarı takip eder yönetmen. Bazı yerlerde ayrılır, ama ben de kendimi o tekstin içine sokmak rejimi ve düşüncemi ortaya koymak isterim.

Pedro oyunda Maria’yı neden bırakıp gitti?
Ama nereye gitti? Bir dava uğruna savaşıyordu. Oyunun başlangıçında anlatıyordu yazar, Katalina aracılığıyla. Birisi ülkesinin kurtuluşu için mücadele verirken, diğeri Arjantin’i sen mi kurtaracaksın diyordu. Maria, Pedro kadar kendi yaşadığı ülkenin gerçekleriyle ilgili değil ki. Maria’nın tek amacı fahişe olmamak. Yuvam olsun, bireysel bir kurtuluş. Oysa Pedro öyle değil. Pedro yakalandı, işkence gördü ve hapis yattı. Örneğin tekstin kendisinde Maria kendisini de Pedro’yu da öldürür. Ben neden dedim? Pedro ölümü hak edecek ne yaptı? Bir devrimci olarak yaşasın, gitsin ve insanları kurtarmak için bir mücadelenin içinde olsun dedim. Özcan ağabeyle orada yolumuz ayrıldı. Pedro ihanet etmedi, ülkesini satmadı, işkencede konuşmadı, çok sıradan bir yaşamsal ölümü hak edecek bir durumu yok dedim ve orada kendi yorumumu koydum. Maria’nın kendisini öldürmesi için sebepleri var mı? Evet, kişisel bir yaşam bakış açısından, gidip kendini atabilir. O hataları yaptığını düşünüyor. En azından oyunda da diyor ya ‘Bir kıyafetten daha ucuza gidiyorum ben.’

SANATA MÜDAHALE BİZİ ENGELLİYOR

Başka projeleriniz var mı?
Kısmet ben reji yapmayı çok seviyorum. Kendimi ifade ettiğimde çok hoşuma gidiyor bu. Ama bu işler sadece benim elimde olan işler değil mesela Antalya Büyükşehir Tiyatrosunda Carmila ve Paolino’yu yaptım. Ne kadar özgür bir reji yaptığımı bilemezsiniz. Hiç kimse karışmadı. Sanata müdahale bizi engelleyen konular. Bu biraz da projeye ve benim dünyama bağlı. Benim yönetmek istemeyeceğim, yapamayacağım şeyde var. Bu birleşirse yine yapmayı isterim yani. Oyunculuğu da seviyorum. Geçen yıl Kenan Işık’ın yönettiği Antigone’de oynadım.

MURAT SARI
1993 yılında Antalya Devlet Tiyatrosuna girdi. 2011 yılında İstanbul Devlet Tiyatrosuna tayin oldu. Bu yıl, Antalya Büyükşehir Tiyatrosunda ‘Azizname’, ‘Carmela ve Paolino’, ‘Anam Avradım Bacım’ ile İstanbul Devlet Tiyatrosunda ‘Son Tango’ ve Akla Kara Tiyatrosunda ‘Arsız Davet’ isimli oyunların rejisini yaptı.

SON TANGO

Yazan : ÖZCAN ÖZER
Yöneten : MURAT SARI
Dekor : MURAT GÜLMEZ
Besteci : CEM İDİZ
Oyuncular: ZELİHA GÜNEY, METİN BEYEN, BARIŞ BAĞCI, ENGİN DELİCE, ALİ ÇELİK, SELİN TEKMAN, MURAT KAPU, ARİF BURAK YILMAZ, MERT SEZGİN, HAZAL ERDAL, SEDAT SAVTAK

Evrensel

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.