Geçmiş Zamanın “İz”inde

Pinterest LinkedIn Tumblr +

iz[Sena Taşkapılıoğlu Kornhauser’in yazısını paylaşıyoruz.] Türkiye’nin yakın tarihine Tarlabaşı’ndaki bir dairenin kapısını aralayarak bakan ‘İz’, 50’lerde iki Rum kız kardeşi, 80’lerde bir devrimciyi ve 2000’lerde bir travestiyi sahneye taşıyarak dünü ve bugünü sorguluyor. Üç ayrı zaman diliminde aynı yerde yaşamış farklı insanları aynı anda seyirciye göstererek arkalarında bıraktıkları izleri çarpıcı bir şekilde görmemizi sağlayan oyun, teknolojinin nimetlerinden de faydalanarak inşa ettiği kurgusu ile göz dolduruyor.

GalataPerform bu sezon adından sıklıkla bahsedilen yeni oyunu “İz” ile parlayan bir ekip. 2006 yılından bu yana yürütücülüğünü üstlendikleri Yeni Metin Yeni Tiyatro Projesi’nin bir ürünü olan “İz”, Ahmet Sami Özbudak’ı gelecek vadeden yazarlar arenasına soktu bile.

Türkiye’nin yakın tarihine Tarlabaşı’ndaki bir dairenin kapısını aralayarak bakan “İz”, 50’lerde iki Rum kız kardeşi, 80’lerde bir devrimciyi ve 2000’lerde bir travestiyi sahneye taşıyarak dünü ve bugünü sorguluyor. Üç ayrı zaman diliminde aynı yerde yaşamış farklı insanları aynı anda seyirciye göstererek arkalarında bıraktıkları izleri çarpıcı bir şekilde görmemizi sağlayan oyun, teknolojinin nimetlerinden de faydalanarak inşaa ettiği kurgusu ile göz dolduruyor.

“İz”in oyuncu kadrosu yedi kişiden oluşuyor ve hepsinin de performansları son derece inandırıcı. Prova sürecinde çok detaylı bir çalışma ile ter döktükleri belli. Ama oyunu asıl unutulmaz kılan unsur yönetmen Yeşim Özsoy Gülan ve sinematografik dramaturg Ceren Ercan’ın beraber yürüttükleri çalışma. Farklı zamanlarda, farklı kişiler tarafından anlatılan hikâyelerin, sahnede ya da sahne dışında olan olaylarla bağlantısını o kadar iyi kurmuşlar ki etkilenmemek mümkün değil. Sahne dışında olup biteni canlı olarak ekranlardan göstermek teknik olarak daha önce pek çok oyunda sıklıkla kullanılmış bir unsur ve açıkçası artık kabak tadı da vermeye başladı. Fakat oyunun oynandığı mekânın şartları başka bir seçenek bırakmamış gibi görünüyor yönetmen ve dramaturga. Tiyatroda sıkça kullanılan bu video tekniğini her ne kadar bir araç olarak değil de bir reji fikri gibi görsem de, bu örnekteki uygulama oyunun yapısı ile o kadar örtüşmüş ki, bu düşünceme rağmen seyirci için kaliteli bir seyir ortamı yarattığına inanıyorum.

Gelelim Ahmet Sami Özbudak’ın bu karakterlerle ilgili yazdığı hikâyelere. Fikir olarak farklı zamanlara ait bu karakterleri aynı mekâna koymak şahane olsa da hikâyeler çok daha derinlikli ele alınabilirdi bence. 6-7 Eylül olayları sırasında iki Rum ya da 80 ihtilalinin hemen ardından bir devrimci deyince ilk akla gelebilecek hikâyeleri yazmış yazar. Oyunu yazma sürecinde nasıl bir araştırma yaptığını bilemiyorum ama hikâyelerin de oyunun kurgusu kadar vurucu olmasını dilerdim.

Her şeye rağmen “İz”, sezonun en çarpıcı oyunlarından ve bu oyunu görmek isterseniz mutlaka önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor zira oyun kapalı gişe oynuyor. Ama oyunu izledikten sonra girdiğiniz zahmete değdiğini göreceksiniz.

Halkbank Kültürsanat

Paylaş.

Yanıtla