Tiyatroya Dijital Teknoloji Geldi

Pinterest LinkedIn Tumblr +

3[Ahmet Balcı ve Nur Muhammed Tarhan’nın Zaman gazetesinde yayınlanan haberini paylaşıyoruz.]

Tiyatroya dijital teknoloji geldi seveni de var, sevmeyeni de.

Tiyatro sahnelerinde kullanılan dijital teknolojiler, tartışmaları beraberinde getirdi. Kapıların Dışında oyunu için ses ve animasyon tasarımı yapan Tufan Dağtekin, “Hayatın içinde varsa neden kullanmayasın.” derken Tiyatro Nefes’in genel sanat yönetmeni Hüseyin Sorgun, dijital teknikleri sentetik bulduğunu söylüyor.

Avrupa ve Amerikan tiyatrolarında uzun senelerden beri kullanılan dijital teknikler Türkiye’de de yavaş yavaş yaygınlaşmaya başladı. Bunun son örneği ise Yolcu Tiyatro’nun oynadığı Alman yazar Wolfgang Borchert’in kült eseri ‘Kapıların Dışında’ adlı oyun. Türkiye’de ilk kez 3D mapping teknolojisi ile sahnelenen oyun, yurtdışında Vampirlerin Dansı ve Tarzan Müzikali ile zirveye ulaşan ışık ve animasyon teknolojisinin ülkemizdeki en etkileyici örneği olarak kullanıldı.

Blacklight, mapping, ışık şovları, prolog ve monologlarla paralel hazırlanan videoların sahneye yansıtılması gibi teknikler tiyatroya yeni bir hava getiriyor. Fakat bu durum uzun zamanlardan beri tartışma konusu olan “Tiyatro ile sinema arasındaki duvarlar yıkılıyor mu?” sorusunu da akıllara getiriyor.

Blackligt ise ülkemizde çok bilinmese de uzun zamandan beri kullanılan tekniklerden. Karanlık bir sahnede sadece renkli objelerin görüntülenmesine dayanan bu yöntem, özellikle hayali oyunlarda yönetmene büyük kolaylık sağlıyor. Bu teknik her ne kadar tiyatroda kullanılsa da tiyatrocular tarafından bir sahne şovu olarak lanse ediliyor. Tiyatro sahnesinde kullanılan dijital teknolojiler dekor açısından kolaylık sağlasa da sanat çevrelerinde tiyatronun doğallığından kopacağı tartışmasını doğurmuş durumda.

‘Kapıların Dışında’ oyunu için ses ve animasyon tasarımı yapan Tufan Dağtekin, tiyatroda dijitalleşmenin doğal bir süreç olduğunu söylüyor. Dağtekin, “Ben bu kullanılsın kullanılmasın tartışmasını o kadar gereksiz buluyorum ki. Hayatın içinde varsa neden kullanmayasın, biz tiyatrodaki bir şeyi yıkmadık ki, bu ağır bir oyun ve bence bu şekilde daha izlenebilir oldu.” diyor. Bu tekniklerin bir animasyon şova dönüşmediği sürece kullanılmasında sakınca olmadığını söyleyen Yolcu Tiyatro’nun kurucu oyuncusu Ersin Umut Güler ise, “Burada yaptığımız her şey tiyatroya hizmet ediyor, tiyatroda en önemli olan oyunculuk, yönetmen ve yazar olmadan tiyatro olur ama oyuncu olmadan olmaz.” ifadelerini kullanıyor. Tiyatro Nefes adlı grubun genel sanat yönetmeni Hüseyin Sorgun, bu tür dijital teknolojilerin tiyatroda kullanılmasını gereksiz bulanlardan. Dijital teknikleri çok sentetik bulduğunu söyleyen usta tiyatrocu, “Tiyatronun fiziksel imkânları aslında sinemanın daha ötesinde. Tiyatroda boş bir alan vardır, o boş alanda siz tanımlarsınız neyin ne olacağını. Seyirci de bir ön kabulle bunu seyreder. Bana göre tiyatronun tiyatro olarak anlatamayacağı hiçbir şey yoktur.” diye konuşuyor.

Zaman

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Seteney Koz

Yorumlar kapatıldı.