Tiyatro Sinemayla Rekabet Etmek İçin Tekrar “Canlanmalı”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mimesis Çeviri / Alan Ayckbourne’e göre tiyatro, izleyici ilgisi açısından sinemayla yarışacaksa “canlılığını” geri kazanmak zorunda.

Telegraph. 12 Şubat 2014, Çeviri: Mesadet Sözmen

Spi0010516_009.JPGİngiltere’nin yaşayan en üretken yazarlarından Alan Ayckbourn Wapping’deki evinde. Foto: Geoff Pugh

Oyun yazarı Alan Ayckbourn, izleyici kitlesi açısından tiyatronun artık sinema sektörü ile baş edemediğini, dolayısıyla tekrar “canlılık” kazanmak zorunda olduğunu iddia ediyor.

75 yaşında 78. oyununun duyurusunu henüz yapmış olan Ayckbourne, prodüksiyonların halka yeni bir şey sunabilmesi için son derece doğal ve coşkulu olması gerektiğini belirtti.

Sektörün, çıkan ürünü “çaresizce parlatmaya çalıştığı”nı dile getiriyor ve sanat fonlarında aşırı kesintilerin olduğu bir dönemde yeni işler ortaya koyma riskinin giderek daha da “akıl almaz” derecelere ulaştığını ekliyor.

Arasında müzikal dünyası için yeni bir deneysel girişiminin de bulunduğu son çalışmaları Scarborough’da bulunan Stephen Joseph Theatre’da sergilenecek.

1998’de yazdığı The Boy Who Fell Into a Book oyununun müzikal adaptasyonunu ve nasıl sergileneceği seyircilerle etkileşim halinde belli olacak beş kısa oyundan oluşan Roundelay oyununu yönetecek.

Sezonun açılış konuşmasını yaptığı bir basın toplantısında prodüksiyonların seyircinin gönlünü çelmek için yeterli “tazelik”te olduğunu belirtti.

“Her zaman yaşayan bir tiyatro yapmak istedim” diyor. “Önceden kaydedilmiş şeyi oturup izleyenlere demek istiyorum ki. ‘bakın, burada özellikle sizin için birşey var’. Ya onların kattıklarından ya da bizim yanlışlarımızdan dolayı bu işin eşi benzeri yok.”

Artık tiyatroda coşku olmadığını hissediyor musunuz diye sorulduğunda, “Muhtemelen.” cevabını verdi.

“Çaresiz bir şekilde onu parlatmaya çalışıyoruz. Bence tiyatro biraz gecikmeli olarak,  videolar izleyen ve bilgisayar oyunları oynayan çocuklar için artık uygun rekabeti sağlayamadığını fark etti.”

“Tekrar canlanmalı, deneyebileceği tek şey bu.”

“Filmlerde olduğu kadar iyi dekor yapamayız, o kadar iyi müzik de yapamayız, ve kayıt teknikleri bizden çok daha ileride. Ama eğer canlılığımızı, doğallığımızı ve coşkumuzu yakalarsak, eminim ki insanlar gelmek isteyecektir.”

“İnsanlar 6 ay önce Hollywood’da bir stüdyoda karar verilmemiş bir şey istiyorlar.”

“O tazeliği ve içtenliği yakalayacağımıza eminim.”

5 kısa ayrı oyundan oluşan Roundelay’de, 120 farklı olasılık var. Oyunların hangi sırayla icra edileceğine seyirciler karar verecek.

Ayrıca, berbat bir şekilde başarısızlığa uğrayan geçmişteki prodüksiyonların korkunçluğunu kabul ederek müzikal dünyasına tekrar girecek.

Bestesini Cathy Shostak ve Eric Angus’a sözleriylse Paul James’a teslim ettikten sonra The Boy Who Fell Into a Book’un bu alanda ilk büyük başarısı olacağını umduğu esprisini yaptı.

Scarborough’da onyıllarca yaşamış biri olarak yerel tiyatronun geleceğinin nasıl olacağı sorusuna “Doğruyu söylemek gerekirse, vaziyet hiç de iç açıcı değil. Varlığımızı meşrulaştırmak adına işlerimize sürekli yeniden başvurmak durumunda kalıyoruz ve bu birçok iş için geçerli.” cevabını verdi.

“Bu gerçekten de biraz iç karartıcı ama, ben bunun dışında olduğun için oldukça memnunum. Kenarda köşede durup, kendi oyunlarımı yazabildiğim için çok şanslıyım.”

“Yavaş yavaş köreliyoruz. 50li, 60lı ve 70li yıllarda bir parçası olabildiğim için şanslı olduğum muazzam bir patlama yaşamıştık.”

“Bölgelerden sürüsüyle yeni oyunlar gelmişti. Hepsi oralarda başlatılan ve bunu Londra’da yapmaya başlayan yapımcıların kaptığı gösterileri büyük bir yoğunlukla sergiliyorduk.”

“Ancak, birden bire mali durumun  kötüleşmesiyle yapımcıların artık risk almayacakları anlaşıldı.”

“Oyun programları gittikçe küçülüyor. Matematiksel olarak, eğer yeni bir oyununuz varsa o, programın daha büyük bir yüzdesini oluşturur. Bir tane yeni oyun yapmak istiyorsanız, üç tane garanti oyun koyarak denge sağlamalısınız. Yeni işler üzerindeki risk faktörü inanılmaz derece artıyor.”

“Geçen gün oturduk ve paradan başka herhangi birşey konuşabilseydik ne güzel olurdu diye söyledik. Biraz da olsa o ağza alınmayan kelime olan sanattan konuşabilirdik.”

Tiyatronun sanat yönetmeni Chris Monks bütçe kesintileriyle ilgili “Fazlasıyla zorlayıcı olduğunu söylemek fazlasıyla yetersiz bir ifadedir. “

“Bu durum Monthy Python ve Holy Grail skeçleri gibi: şövalyenin kolunun kesildiği ama dövüşmeye devam etmek istediği söylediği sahne. Daha sonra bacağı kesilir ama o devam eder. Ve bir de bakarsın, sadece bir kafadan ibaret.”

“Şu anda benim hissettiğim de böyle bir şey.” diyor.

Stephen Joseph Tiyatrosu 2014 yazına  Alan Ayckbourne tarafından yönetilen iki çalışma ve Scarborougn’nun orijinal Odeon sinemasından yola çıkılarak yeni yazarlar tarafından yazılan Screenplay’in “dünya prömiyeri” ile birlikte beş yeni prodüksiyonla girecek.

Başrolünde şüpheli bir cinayeti araştırmak üzere kasabaya gönderilen bir dedektifin olduğu Andrew Martin’in The Last Train to Scarborough polisiyesi Yorkshire festivalinde yarışmak üzere seçildi.

Chris Monks’un yazdığı Cox & Box – Mrs Bouncer’s Legacy ise Arthur Sullivan’ın orijinal güldürü operasındaki iki kiracının yerine Polonyalı ikizlerin olduğu 21. Yüzyıl adaptasyonu ile seyirci karşısına çıkacak.

Paylaş.

Yanıtla