Gördüğün Müzik, Duyduğun Dans

Pinterest LinkedIn Tumblr +

bmimage006Timuçin Gürer

BGST Dansçıları ve KeKeÇa Beden Perküsyonu Topluluğu’ndan Bir Grup Dansçı ve Müzisyenin Beden Müziği ve Dansı “Hemhal Etme” Çabaları

Bir seneyi aşkın bir süredir, KeKeÇa Beden Perküsyonu Topluluğu ile BGST Dansçıları’ndan bir grup dansçı ve müzisyen olarak ortak bir çalışma yürütüyoruz. Çalışmaya başlamadan önce, bugün “flört” olarak adlandırdığımız uzunca bir dönem geçirdik. Tanışıklıklar, sohbetler zamanla ortak üretime dönüştü. İlk buluşmalar 2009’da gerçekleşti. Örneğin 5 Nisan 2009’da, Keith Terry’nin KeKeÇa’nın davetiyle Boğaziçi Üniversitesi’nde yaptığı beden müziği atölyesine kalabalık bir BÜFK ve BGST’liler grubu katılarak, beden müziğiyle tanışmıştı.

Daha sonra, 13 Nisan 2009’da, ÇATI Dans Stüdyosu’ndan Ayşe Orhon ve İdil Kemer’in Tezgâh Cafe’de düzenledikleri “İzlek” programı çıkışında sohbet etmiştik. Sonrasında da, KeKeÇa’nın Çıplak Ayaklar Stüdyosu’ndaki beden müziği/beden perküsyonu atölyesine Kardeş Türküler projesindeki BGST’liler katıldı. O atölyede bugün “El Pueblo” olarak adlandırdığımız parça çıktı ve sonrasında konserlerde ve farklı ortamlarda sergilendi. En yakın tarihli “flört”ümüz ise BGST’li bir dansçı grubunun 4 Ekim 2012’de, 5. Uluslararası Beden Müziği Festivali’nde küçük bir sahne sergilemeleri ve bazı atölyelere katılmaları sayesinde oldu. (Bkz. Ömer Ongun, “Müziği İzlemek Dansı Dinlemek: Beden Müziği”, ) Ve o günden sonra, “birlikte bir şeyler yapsak” cümlelerimiz somut adımlara dönüşmeye başladı.

İLK ÇALIŞMALAR…

10 Aralık 2012’de başladık çalışmaya. Geleneksel danslar, beden müziği ve beden perküsyonu alanlarında farklı deneyimlere, çalışma ve sahneleme alışkanlıklarına sahip kişilerden oluşan, yaklaşık on-on beş kişilik bir gruptuk. Genellikle haftada bir gün bir araya gelerek; eğitsel, deneysel ve katılımcı bir çalışma ortamı kurmaya çalıştık.

Başlarken, birikimlerimizi paylaşmaya yönelik bir çerçeve kurmuş ve şu tür çalışmalar yapmıştık:

– bedeni ısıtma, esnetme ve dansa hazırlamaya yönelik egzersizler;
– temel beden perküsyonu egzersizleri;
– müziğin ritmi ile tartımını sayma ve beden perküsyonu notasyonu ile yazma denemeleri;
– dansın ayak adımlarını deşifre edip yazma çalışmaları;
– içinde yaşadığımız coğrafya ve yakın bölgelerin dans ve hareket geleneklerin ritimleriyle ve tartımlarıyla birlikte öğrenmenin hedeflendiği dans çalışmaları;
– KeKeÇa repertuarından kısa beden perküsyonu parçalarını öğrenmeye ve bunlara hareket kazandırmaya yönelik çalışmalar… vd.

Başlangıçta çalışmaları dört başlık altında planlamış (vücut çalışması, ritim çalışması, dans çalışması ve beden perküsyonu çalışması) ve bunların hepsini de her çalışmada yapmaya karar vermiştik. Ama üçüncü aydan itibaren, hafta içi yaklaşık üç saatlik bir çalışmada tümüne odaklanıp, derinleşemediğimizi fark ettik. Önce dans ve ritim çalışmasını birleştirdik; sonra da, sırayla bir çalışmayı dans/ritim, diğer çalışmayı da beden perküsyonu olarak programlamaya başladık.

Beden perküsyonu çalışmaları: (Ayrıntılı içerik için bkz. EK-1.)

Bu çalışmaların olduğu günlerde vücut çalışması başlığının “ısınma” bölümünde beden perküsyonuna yönelik ısınmalar ve egzersizler olması da faydalı olabilir diye düşünmeye başladık ve bu şekilde ilerledik. Bir yandan KeKeÇa repertuarında yer alan muhtelif parçaları çalışırken bir yandan da bedenlerimizi beden müziğine hazırlamak için bazı temel egzersizlere konsantre olduk ve tüm bunları hep “yaparak öğrendik”. (Aslında sözlü gelenekteki usul öğretme biçimlerinde olduğu gibi yapmaya çalıştık. Yüzyıllar boyu süren bu usta/çırak ilişkisindeki bir yandan öğretme, bir yandan da repertuarı yeni nesillere aktarma isinin bir “art of memory” (hafıza sanatı) olduğu söyleniyor. Keith Terry, “Dünyanın çeşitli yerlerindeki birçok gelenekte vücud bulmuş bilginin en eski biçimlerinden olan beden müziklerinin… kinestetik kütüphaneler (kinaesthetic libraries) olduğunu” ve “içlerinde çeşitli bellekleri ve kültürel mirasları barındırdığını” ifade ediyor (ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.crosspulse.com/aboutcp.html)

Benzer bir aktarım biçimi ile usta/çırak ilişkisinin halk dansları alanında da geçerli olduğunu söyleyebiliriz.)

Başta ayrı olarak yaptığımız ritim çalışmasında dinleme ve deşifrasyon çalışmaları; nota ve beden perküsyonu notasyonu ile yazma denemeleri de yapıyorduk. Sonraları, bu ritim çalışması fiilen, bazen dans bazen de beden perküsyonu bölümlerinin içine dahil olmaya başladı.

Dans-ritim çalışmaları: (Ayrıntılı içerik için bkz. EK-2.)

Bu çalışmanın ilk aşamasında, farklı ritimlerden, farklı bölgelere ait dansları, ritmik yapıları ile tartımlarını analiz ederek çalıştık. Farklı ritim ve tartımlarda doğaçladığımız “izlenebilir ve dinlenebilir” dansları birbirimize gösterdik ve birlikte denedik. Ortaya çıkan parçalar “‘çalma-oynama’ arasında geniş bir yelpazeyi içeriyordu: çalma / çalarak oynama / oynayarak çalma / oynama… vd. Çalma-oynama arasındaki denge kişisel istek ve eğilimlere, ortama, anlık paslaşmalarla bağlantılı olarak değişkenlik gösterdi. Çoğu zaman bu ritim ve tartımları yazarak deşifre ettik. Sonra da, bazen gruplara ayrılıp kanon yaparak, bazen de basit koreografiler eşliğinde çeşitli düzenlemeler yaparak, topluca icra ettik.

Doğaçlamalarımızı, kişisel hazırlıklarımızı ya da ödevlerimizi hep birlikte çalışarak geliştirmeye çalıştık.

Dansları genel olarak “giriş” düzeyinde çalıştık. Senkronizasyondan, “halk oyunu ekibi” geometrisi ya da “sahne düzeni” oluşturmaktan kaçındık. Örneğin halay formu ile beden müziğini bir araya getirmeye çabalarken hedefimiz herkesin “aynı” yapmasını sağlamak değil, birlikte dans etme ruhunu yakalayabilmekti.

Geleneksel danslar ile beden perküsyonu ve beden müziğini hemhal eden “parçalar” da oluşturduk. Dansların eşlik ettiği şarkıların, müziklerin (davul, darbuka… vb.) ritim vuruşlarını temel aldık ve hem bu ritimleri (yeniden) oluşturmayı hem de ritimlerin danslarını yorumlamayı düşündük. Bunu seçtiğimiz (Elo Dîno ve Lê Bûkê gibi) şarkılar üzerinden, beden müziği (ritmi ve şarkısı) icra edilirken çekilen halay denemeleri şeklinde yaptık. Böylelikle, atölye ya da sahneleme gibi çalışmalarla başkalarıyla paylaşabileceğimiz parçalar biriktirdik ve sahne üstü üretimine yönelik ipuçları oluşturduk.

Çalışma “kayıtları” ve paylaşım…

Çalışmalar esnasında video kayıtları aldık. Salondaki beyaz tahta üzerinde tuttuğumuz notların fotoğraflarını çektik. Böylelikle bir kayıt/görsel arşiv oluşturmaya çalıştık. Başlarken, her çalışma sonu rapor yazma kararı almıştık ama iki rapordan sonra bu uygulamayı fiilen bırakmış olduk. Daha sonra bir blog denemesi yaptık. (bedenselmusiki.blogspot.com) Fakat 10. hafta tahtasından sonra bir giriş yapmadık. Çalışmalarımızı kamusallaştırma, farklı kişilerle paylaşma niyetiyle giriştiğimiz bu tür çalışmaları pek fazla ilerletemedik. Daha sonraki değerlendirmelerimizde, blogspot formatı yerine daha işlevsel bir format oluşturmaya karar verdik.

Başlarda duyduğumuz ihtiyaç üzerine, 29 Ocak 2013’te Ayşe bize “dünyadan beden müziği/beden perküsyonu örnekleri” temalı, video destekli bir sunum yaptı. Bu süreçte, dışarıya dönük üç de çalışma ortaya çıktı:

1) Ömer, 23 Aralık 2012’de, Geoaktif Kültür ve Aktivizm Merkezi’nde düzenlenen “Alternatif Medya Şenliği”nde interaktif bir beden müziği çalışması yaptı.

2) 27 Aralık 2012’de “Ötekilerin Postası ROBOSKİ ÖZEL Alternatif Canlı Yayını”nda, Geoaktif Kültür ve Aktivizm Merkezi’nde, çalışmada doğaçladığımız ve Kardeş Türküler projesi solistlerinden Wedat’la birlikte çalıştığımız kısa bir sahneyi beş kişi olarak (Seteney-Duygu-Ömer-Mesut-Cem) sergiledik.(Şu link’ten (01:39.32’den itibaren) seyredilebilir:http://www.livestream.com/revoltistanbul/video/pla_8117bff9-ac77-4b7f-a221-3430811ae730?utm_medium=ui-thumb&utm_source=lslibrary)

3) Mart ayında, Berna çalışmayla ilgili bir yazı yazdı. (http://mimesis-dergi.org/2013/03/beden-ve-ses-dans-ve-muzik-gelenek-ve-yaraticilik/)

4) 30 Mayıs 2013’te, Ghetto’da düzenlenen Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’ne destek gecesine Ayşe, Seteney ve Berna “Oj Ti Mome” şarkısıyla katıldı. Ayşe’nin düzenlediği bu sahneye Seteney ve Berna eklenmiş ve ilk beden müziği performanslarını gerçekleştirmiş oldular.

Ara değerlendirme:

23 Mayıs 2013 tarihinde, müzik, dans ve beden perküsyonu başlıklarını hem ayrı ayrı hem de birlikte ele aldığımız bir ara değerlendirme yaptık ve çıkan “anahtar kelime”leri not ettik. (Anahtar kelimeler”imiz şöyleydi:
müzik: nefes tekniği, vokal/ses kalitesi, ritim, müzikal düzenleme, enstrüman, tema;
dans: inceltme, dans-ses bütünlüğü, ortak dans-müzik-beden perküsyonu dili, lazımlar-amaçlar, sahneler;
beden perküsyonu: akış, beden perküsyonu ses kalitesi, güzel ödevler, beden perküsyonu oyunları ve egzersizleri, enstrüman olarak beden, hareketten doğan ses, beden perküsyonu koordinasyon (el-ayak, sağ-sol), usuller, beden perküsyonu mekanizmaları.)

Her üç başlıkta da, başlangıçtaki halimizle kıyaslanmayacak gelişmeler olduğunu teslim ettikten sonra, geliştirilebilir alanlara konsantre olduk:

– Örneğin akış ve ses kalitesinde istediğimiz yerde değildik. Belki daha fazla beden perküsyonu mesaisi yapmalı, mekanizmaların daha çok üzerine gitmeli, usullere de girmeliydik.

– Hem vokalde hem de beden seslerinde, ses kalitesi ya da beden perküsyonu sesleri dinamiği (şiddet, akış, nüans…vb) sorunluydu.

– Bedenlerimiz henüz bir enstrüman olarak hazır değildi (yani “sazımızı yenememiştik”). “Hareketten doğan sese” konsantre olmayı sürdürelim dedik. Koordinasyon (el-ayak, sağ-sol) çalışmalarına devam etmeye; muhtelif beden perküsyonu oyunlarını tekrarlamaya karar verdik.

– İlk aylarda çıkan güzel ödevleri tekrar ele alalım, dedik.

“Kamp” Fikri:
Çalışmalarda dans-ritim-vokal-beden perküsyonu “halveti” gerçekleştirmeye çalışırken, örnek sahneler oluşturmayı da amaçlıyorduk. Ara değerlendirmede, bunları, teması olan, daha kapsamlı bir bütünün içine yerleştirmeye çalışabiliriz, dedik. İçinde sahne denemelerimiz, beden perküsyonu parçaları/egzersizleri, ödevler, belki bazı sololar ve seyirciyle interaktif bir bölüm de olabilirdi. Ara toplantılar ve değerlendirmeler gibi, sahneleme çabası da “toparlanmamızı” sağlayabilirdi. Belki Kardeş Türküler projesinin gündemindeki şu konular üzerinden de düşünebiliriz, dedik: göç, kentsel dönüşüm, Alevi meselesi, çevre, kadına yönelik şiddet… vb. 6 aylık çalışmadan çıkan malzemeyi unutmadan, ama sadece onlarla sınırlı da kalmadan, yaratıcılığa açık bir “kamp” yapmaya karar verdik. Kampa kadarki dört çalışmada, mevcut malzemeleri toparlamaya, inceltmeye çalışacaktık. Bazı “öncü” arkadaşlar Salı günkü çalışmalarımız dışında toplanıp, çeşitli düzenleme fikirleri üretmeye çalışacaklar; listedeki muhtelif danslar/beden perküsyonu parçaları/egzersizler/ödevlerden bazılarını seçip toparlamada, birlikte çalışıp fikir üretmede gönüllü olacaklar ve daha hızlı ilerlememizi sağlayacaklardı.

PAYLAŞIM – SERGİLEME – SAHNELEME…
22-26 Haziran 2013 tarihleri arasında gerçekleşen ve “dışa açılmaya”a hazırlık niteliği taşıyan kamp çalışmamızın, çalışmanın ikinci döneminin başlangıcını oluşturduğunu söyleyebiliriz. İkinci döneme geçerken, herkes gibi bizi de çok etkileyen bir süreç yaşadık: Gezi Direnişi. Bu süreçte, çalışmalara fiili bir ara vermiş olduk. Çalışmalarımızdan biri performatif bir içerik kazanarak Gezi Parkı’nda gerçekleşti. Ayrıca bazılarımız Abbasağa Parkı’nda forum katılımcılarıyla birlikte beden perküsyonu çalışması yaptı. Böylelikle, kampı ve sergilemeyi planlarken aradığımız tema kendiliğinden ortaya çıkmış oldu!

Kamp ve paylaşım

Paylaşımdan sonra, seyirci görüşlerini ve talepleri de ele alarak toplu bir değerlendirme yaptık. Gezi sürecinde ortaya çıkan sembolleri imleyen “fotoğraflar” arası geçişler ile icracı-seyirci ayrımını yıkan interaktif bölümleri 9 Eylül 2013’teki Kardeş Türküler – 20. Yıl, “Memleket Sahnemiz” konserine taşımaya karar verdik. Konserdeki şarkılardan bağımsız olan, belki bir sonraki şarkıya bağlayıcı nitelik taşıyacak, dinamik geçişler şeklinde “ara sahneler” kuracaktık.

Tatil programlarımızı bir araya getirerek bir planlama yaptık ve Temmuz ayında, çalışmayı –bazı günler eksik kadroyla da olsa- devam ettirdik. 3-4 Ağustos Temmuz 2013’te de, çalışmalarımıza daha önce katılmamış olan ama konserdeki beden müziği ve dans sahnelerine çıkmak isteyen BGST’lilere yönelik iki günlük bir atölye gerçekleştirdik. Böylelikle konsere –dolayısıyla sahnelemeye- yönelik çalışmalarımıza başlamış olduk.

Bu süreçte çalışma tempomuz yoğunlaştı. Sahne kurmaya yönelik çalıştığımız için; doğaçlama-deneme, sabitleme ve “inceltme” çalışmaları yaptık. Birlikte çalma-dans etme hallerimiz ve icralarımız iyileşti. İşte -bu süreçte kendiliğinden azalan- çalışma notlarımızdan bir bölüm:

“Ara sahneler üzerinde biraz konuştuk. Nasıl bir “mertebelendirme” olabileceğine baktık. Mesela üç ara sahne olacaksa, birincisinde yalnızca bir “karnaval kervanı” olarak geçip gidilebilir. İkincisinde Gökçe sound painting’le kısa bir şey yaptırır, çıkarız. Üçüncüsünde bu çalıştığımız ritimle gelir, seyirciyi ikiye ayırıp, çok basit bir şey yaptırarak (Bum-ta-ka ve Şak-Şı-kı) 1-0’a geçiş yapabiliriz. Bunu müzisyenlerle konuşmak lazım…
Bu yeni çıkan ritmin yanı sıra, daha önce çalıştığımız Afrika’yı, Liberya’yı ve Gökçe’nin 9/8’ini de de repertuarımızda hazır bulunduralım. Yaparız ya da yapmayız, ama yine de bir bakalım onlara dedik…”

Ve bu sürecin sonunda, ilk sahneleme çalışmalarımız ortaya çıktı.(http://www.youtube.com/watch?v=KVdyQp24mMM
http://www.youtube.com/watch?v=UGQNjLntKZw)

YAKIN DÖNEM…
Konserden sonra çalışmalara ara verdik. Ekim sonunda tekrar toplanmaya başladık ve çalışmayı nasıl sürdüreceğimizi konuştuk. Bu süreçte ayrılanlar ile yeni katılanlar da oldu ama bir sene öncekine benzer bir kadro yola birlikte devam etmeyi seçti. Temel hedefimiz, beden müziği ve dans ilişkisini geliştirmek, birbirine yakın ve destekleyici bu iki disiplini “harmanlamak”tı. Daha önce biraz el yordamı ile yürüyen işleri, belli bir programa oturtalım; sonuçlar çıkaralım ve bunları paylaşalım dedik. Harmanlama dediğimiz şeyi, çalışmayı oluşturan “hazırlık”, “eğitim” ve “sahneleme-sunma” aşamaları ve bunların alt modülleri açısından ayrı ayrı kurgulamaya başladık. Ve tüm bunları, sorumluluk paylaşımını ve katılımı arttırmaya teşvik edecek şekilde yürütmeye çalıştık. Biraz somutlamaya çalıştığımızda, hedeflerimiz şöyle oldu:

• Bedeni fiziksel olarak güçlendirme ve esnekliğini artırma,
• Dans ve beden perküsyonunda bireysel olarak becerilerin etkili biçimde kullanılabilmesi (kişinin tek başına ritme-dansa girebilmesi, sürdürebilmesi…)
• Zihinsel ve duygusal olarak da odaklanma, birlik olma, ortak hareket edebilme,
• Aktif katılımı artırma, yaratıcılık ve fikir üretme, çözüm bulma,
• Yaratıcılık ve doğaçlama becerilerinin gelişmesi (kişisel, ikili, grup olarak oyun oynayabilme, fikir üretebilme…),
• Tema, anlam ya da fikirden yola çıkarak bedenin ifadelerini geliştirebilme,
• Çalışmaları okuma, araştırma, çeviri… vb. süreçleriyle destekleme,
• Herkesin seyirci ile interaktif süreç yönetebilme becerilerini geliştirmesi,
• Grup olarak ortak ritim… vb. doğaçlayabilme, bunun sürekliliğini sağlama,
• Müzik, tiyatro, dans gibi ifade biçimlerini harmanlama.

Hazırlık”, “eğitim” ve “sahneleme-sunma” aşamalarımızı da şu şekilde ayrıntılandırdık:

1) Hazırlık aşaması:
– Isınma: Kişinin ve grubun o günün çalışmasına ısınmasına dönük egzersizler (ruhsal ve bedensel olarak dans etmeye, beden müziği yapmaya ısınma, top oyunu… vb.)
– Donanım: Kişinin ve grubun tüm çalışma süreci boyunca becerilerini / donanımını geliştirmeye dönük egzersizler: germe, açma, ısınma, güçlendirme, esneklik çalışmaları; hareket repertuarının gelişmesi; ritmik top oyunları; zıplama; düşme; çemberde hareket çevirme; küme oyunu; makine oyunu; tap gibi tekniklerdeki beden kullanımı… vb.

2) Eğitim aşaması:
– Geleneksel danslar: beden perküsyonu ve yaratım süreçleri açısından bakarak dansları öğrenip, inceleyebilmek için derinlemesine çalışmak; Anadolu’dan ve dünyadan örnekler incelemek,
– Beden perküsyonu: ayna, yankı, çemberde ses, makine oyunu, mekanizmalar… vd.
– Ses-vokal: ses çemberi, tek ses tutma, armoni, cümle ya da kelimeden melodi yaratma, tekrar etme, eklenme… vd.
– Ritim ve ses teknik bilgileri: notalar ve notasyonun geliştirilmesi, ritim öğretim biçimleri, nota-ritim yazma, dansın yazılı ifadesi… vd.

3) Sahneleme/sunma aşaması:
– Doğaçlama ve tasarım: herkesin fikir getirmesi, Elo Dîno ve Lê Bûkê gibi örneklerin geliştirilmesi; ses, grup olarak karşılıklı ilişkilere yönelik çalışmalar; doğaçlama oyunları; imgelem-eylem-aksiyon üretme… vb.
– (Paralel çalışmalar olarak yürütülmek üzere) Sahne ve performans tasarımı
– Soundpainting

Bu süreci tasarlayıp yürütürken, “temel ilkeler” oluşturup yazıya döktük:
• Katılımın maksimize edilmesi ve sürekliliğinin sağlanması (çalışmaya minimum katılma kriteri: düzenli katılım, çalışmanın talep ettiği hazırlığı yapmak, akışı aksatmamak).
• Tüm oyun, egzersiz… vb.nin kişinin becerileri ve yaratıcılığını sağlamak amacıyla kurgulanması (örneğin bir mekanizmayı tekrarla öğrenmek yerine, üretip keşfetmeyi sağlamak).
• Her çalışmada olması gereken bölümlere modüllerden dengeli ve ihtiyaca yönelik parçalar koyarak planlama yapmak.
• Her modülden sorumlu birkaç kişinin etkinlik, oyun ve çalışmaları sıralaması, planlaması ve takip etmesi.
• Her çalışmada sırayla bir veya iki kişinin tahta üzerinde not tutması, görüntü kaydı alması.
• Çalışmanın tüm notları, kayıtları…vb.nin ortak bir alanda açılması, düzenlenmesi ve paylaşılabilmesi.
• İki ayda bir değerlendirme toplantısı ile sürece bakmak, yeniden planlama yapmak veya planları revize etmek.

Çalışmanın somut altyapısını oluşturmak ve içeriğinin sürdürülebilirliğini sağlamak için aşamalar / modüller; çalışma mekânı organizasyonu; web sitesi ve sosyal medya; tahta ve notlar; bütçe, çay, kahve ve temizlik gibi alanlarda işbölümlerine gittik. Daha işlevsel bir formatta web sitesi ile farklı sosyal medya çalışmaları için altyapısı oluşturmaya çalıştık. Daha önce seçtiğimiz, beden müziğine giriş niteliği taşıyan temel makalelerin çevirilerini yaptık ve bu yazıyı kaleme aldık.

Yaptıklarımızı daha çok kamusallaştırmak ve paylaşmak istediğimiz bu dönemin hemen başında (14 Aralık 2013’te), Ayşe, Gökçe ve Ömer Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü (BÜFK) Dans Birimi’ne yönelik bir atölye düzenledi.

26 Nisan 2014 Cumartesi günü saat 21.00’de, Maslak TİM Show Center’da, Filistinli müzisyen Reem Kelani’nin konuk olacağı Kardeş Türküler konserinde sahne aldık. Bununla ilgili süreç ve gelişmneleri de bir sonraki değerlendirme yazımızda paylaşacağız.

EK-1:
BEDEN PERKÜSYONU ÇALIŞMALARI:

Bedenlerimizi ısıtmak, beden müziğine hazırlamak için yaptığımız temel egzersizler şu şekildeydi:

– ısınmalar (beden perküsyonu masajı, toplarla kurallı/kuralsız, ritimli/ritimsiz oyun…)

– beden sesleri (ORFF temel beden seviyeleri: şık-şak-tak-bum; ilaveten göğüs: dum, dünyadan diğer ağız/yanaklar/el/koltuk altı/ tüm beden sesleri…)

– mekanizmalar (yukarı-aşağı, sola-sağa salınım, küpeli davul, bırakma/yerçekimi, kolların yukarıdan aşağıya doğal akışı, yerçekiminin farkında olan bir akış hissi ile “bırakma” calışmaları, sese-yolaçan-hareket, Sandy mekanizması, Evie, Leela vb.)

– kutulu notasyon (şık-şak-tak-dum-bum için *, ×, ., ̑, – veya □)

– el-ayak koordinasyonu (“sağım-solum, ellerim-ayaklarım”; dizde taka-taka / ayakta bum-bum ile 8-4-3 vb. egzersizi; sağdan-soldan başlama egzersizleri… vb.)

– ritim/zamanlar (bum-şak el-ayak koordinasyonu ile ve boş beyaz kağıtlarla 2,3,4….8,9… zamanlı ritimler; çemberde tempolu ses dolaştırmak)

– Keith Terry’nin “ritim blokları” (bedeni yukarıdan aşağı -alkış, göğüs, dizler, kalçalar, ayaklar- tarayan 0-9 egzersizleri, 3-3-7, 5-9… vb. gruplandırmalar)

– poliritim’e giriş (3-5 ile 5-3 veya 3-3-7 ile 7-3-3’ü aynı anda yapıp, ilk vuruş şak’larının entegre ritmine odaklanmak… bir’lerdeki şak’lara (co-ca-ce-ci gibi) muhtelif sesler de ekleyip, bu seslerden oluşan çoklu ritimleri kavramaya çalışmak)

– muhtelif teknikler/oyunlar (yankı, ayna, fener oyunu, biri başlar-herkes başlar / biri durur-herkes durur oyunu; uluslararası beden müziği festivalinin t-shirt’leri arkasındaki 9 zamanlı ritimler vb.)

– legolar (ORFF’tan “mülhem” Tugay Başar’ın 4 kutu x 4 satır lego fotokopisi, önce usta-çırak yöntemiyle “hafıza egzersizi” olarak, sonra notalara bakarak)

Başta ayrı olarak yaptığımız ritim çalışmasında dinleme, deşifrasyon; önceleri klasik nota, sonra beden perküsyonu notasyonu ile yazmaya çalışma denemeleri de yapıyorduk (“kutulu notasyon” tabir ettiğimiz kutular içine sembolik beden sesleri işaretleri ile: şıklatma: *, alkış: ×, dizler: . , ayaklar: – ve göğüs: ̑ ). Sonraları, bu ritim çalışması fiilen, bazen dans bazen de beden perküsyonu bölümlerinin içine dahil olmaya başladı.

EK-2:
DANS-RİTİM ÇALIŞMALARI:

Bu çalışmayı planlarken, BGST repertuarı içerisinden, üzerinde hiç “beden müziğiyle hemhal etme” çalışması yapılmamış bir dansı olduğu şekliyle çalışmayı tercih etmedik. Bunun yerine, 5. Uluslararası Beden Müziği Festivali için çok kısa zamanda, biraz da el yordamıyla hazırlanmış olan ve geliştirilmeye açık yönleri bulunan Mîrkut sahnesi üzerinde çalışmayı düşündük. Fakat sonrasında, ilk etapta Anadolu dans ritimlerini, bu ritimlerin oynandığı temel dans adımlarıyla birleştirmeye, daha mütevazı ve daha keşfedici bir yerden başlamaya karar verdik.

Çalışmanın ilk aşamasında, farklı ritimlerden, farklı bölgelere ait dansları, ritmik yapıları ile tartımlarını analiz ederek çalıştık. İlk önce 2/4’lük ve 7/8’lik Sera horonları çalıştık. Daha sonra Balkan danslarından 7/8’lik örnekler çalıştık. Öncelikle Kırklareli ekiplerinin icra ettiği, nispeten basit bir yürüyüşe sahip olan Takuş dansını ele aldık. 7/8’lik müziğin tartımını daha önce öğrendiğimiz horon tartımıyla karşılaştırdık. Sonrasında, daha önce İzmit’te yaşayan Makedon muhacirlerinden öğrendiğimiz Elenomome dansına geçtik. Görece daha karmaşık bir adıma sahip olan bu dansı çalıştırıcı ve video desteğiyle öğrendik. Dansın adımlarını, ağırlık değişimi ve yürüyüşten çıkan sesleri kâğıda döktük. Ritmin tartımını ve dansın döngüsünü ölçüsel olarak analiz ettik; adımın kendini kaç ölçüde tekrar ettiğini anlamaya çalıştık.

Çalışmalar arasında, hem öğrendiklerimizi pekiştirmek hem de hazırlık yapmak için hepimiz ayrı ayrı “ödev”ler de yaptık. Örneğin farklı 7/8’lik danslar bulup analiz ettik ve sonraki ilk çalışmada bunların üzerinden gittik. Bazen de çalıştırıcıların önerdiği başka müzik ve dans video’larını seyredip, ritim ve tartımlarını analiz ettik.

7/8’lik bir Kırklareli dansı olan Ali Paşa çalıştığımız bir başka danstı. Dansın ritim ve tartım deşifrasyonunu yapıp, figür döngüsünü analiz ettik. Ayrıca birimizin yine bir ödev olarak internette tarayarak bulduğu ve deşifre ettiği Tri Godini Kate adlı Makedon dansını çalıştık.

5/8’lik geleneksel dans örneklerine, Artvin’de Gürcüler’in Horumi, (Horumi Gürcüce’de genel olarak dans anlamına geliyor (başka bölgelerde “horon” ya da “halay”ın üstlendiği anlamla benzer şekilde) klasik halk oyunu ekiplerinin ise Deli Horon adıyla oynadığı dansla başladık. Dansın ağırlık değişimiyle müzik tartımının birbirinin tersi olduğunu, ancak dansın yaylanma biçiminin müziğin tartımını karşıladığını fark ettik.

5/8’lik danslar olarak Papilat ile BGST Dansçıları’nın eski sahnelerinden birinde yorumladığı bir başka dansı çalıştık. Bu her iki dans da, beden müziği festivalinde sergilenen sahnede kullanılan danslardı. Papilat’ın ayak ritminin üzerine, yine geleneksel olarak kullanılan bir alkış ritmini yerleştirdik. Ellerin ve ayakların (2+3) tartımı üzerine yerleşimini kâğıda dökmeye çalıştık.

9/8’lik Roman dansları da çalıştık. Yine BGST Dansçıları’nın daha önceki sahnelerinde sıklıkla kullandığı beş ayrı figürü çalıştık ve bunların tartımlarını deşifre ettik. 9’8’lik danslara semahlarla devam ettik. Tahtacı semahları içerisinden, tartımı (2+2+2+3) olan iki farklı adım çalıştık. Birincisi ‘üç darplı’ diyebileceğimiz, simetrik bir üçleme idi. İkinci adım ise dört basışa sahipti ve daha önce çalıştığımız Roman danslarından biriyle aynı tartıma sahipti. Bu adımın üzerine alkış yapılan bir versiyon da ekledik. Daha sonra, 9/8’lik ritimde, istediğimiz bir tartımda danslar doğaçladık.

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.