Prof.Dr.Sevda Şener’e 80. Yaş Günü / Meslekte 50. Yıl Armağanı

Pinterest LinkedIn Tumblr +

sevdasener[Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü, kuruluşunun 50. Yılında Prof.Dr.Sevda Şener’e  80. Yaş Günü / Meslekte 50. Yıl Armağanı olarak 6-8 Kasım 2008 tarihleri arasında Türk Tiyatrosu Günleri düzenlemişti. Bu etkinlikte paylaşılan aşağıdaki metni Sevda Şener’in anısına yayınlıyoruz.]

Sevda Şener Türkiye’de kurumsal tiyatro eğitiminin başlatıcılarından biridir; başlangıç, kendisiyle birlikte başlayanları tarihsel akışta bir an içinde dondurur, bir daha tekrarlanamayacak, biricik bir an, kendisinden sonraki gelişmelerin referans noktası olur. Yaratılan tarihsel durum içinde, kişisel biyografiler, sözün gerçek anlamıyla kurumsal kimlikle birleşir. Sevda Şener bir başlangıca aittir ve yaptığı çalışmalar, bu yüzden spesifik bir alanın, katkılar hanesine yalın bir biçimde eklenmez, çalışmanın kendisi aynı anda alanın kendisini yapılandırır.

Sevda Şener’in dönem arkadaşlarıyla başlattığı çalışmalar, her şeyden önce bir gereklilikler dizisi içinde anlaşılabilir, bu yüzden yelpazesi geniştir ve kendini alanın spesifik bir parçasına kapatmak lüksünden uzaktır, öznel çalışmaların kişisel olmayan niteliğini bu özellik oluşturur; Türk Tiyatrosu, Avrupa Tiyatrosu, eleştiri, dramaturgi, çocuk tiyatrosu vb. Sevda Şener tüm bu konularda düşünmüş, öğretmiş ve metinler yazmıştır.

Üniversite hocasının toplumsalla bağ kurma konusundaki duyarlılık, Sevda Şener’ in ait olduğu kuşağın önemli bir özelliğidir; onlar için üniversite, yalıtılmış bir deney alanı olmaktan ziyade, toplumun gereksinimleriyle bağlantı kuracak bilinç istasyonlarıdır. Böyle bir program, sadece öğrencilerden sorumlu olmanın dışına çıkar ve toplumsal eğitimden de sorumlu oldukları konusunda – artık yitirilmiş – bir bilinçle birleşerek ilerler. Kamusal alana yönelen yarar düşüncesi, en az akademik çalışma kadar önemsenir. Sevda Şener’ in akademik yaşamında, halka açık bilgi kürsülerinde yaptığı konuşmaların önemli bir yeri vardır. Anlatmak, bilgi aktarımı tiyatro ile ilgili genel bilinç düzeyini yükseltmek misyonuyla birleşir. Toplumsalla kurulmaya çalışılan bağlantıya verilen önem, akademik dilin niteliğini de belirler, sınırlı bir uzmanlar topluluğu tarafından anlaşılacak bir dil olarak, hermetik-akademik dilin reddi. Şener, söylediklerinin anlaşılmasını ister, kapalı bir dilden özellikle kaçınır yalın ve anlaşılır bir dilin sahici, sindirilmiş bir bilginin dışavurumu olduğunu düşünür.

Şener, aslında tarihsel bir ruhun (zeitgeist) kendisine has tezahürlerindendi, bir Cumhuriyet çocuğu olarak ülkenin kültürel aydınlanmasına destek vermeyi birincil görevi kabul etmiş aydınlar grubuna aittir. Aydın olma bilinci, bireysel bir entelektüalizmin refleksif yapısıyla birleşmeye direnir, rasyonel aklın kültürel dönüşümdeki aktif rolüyle birleşir. Kendinde bilgiye belki de en uzak kalmış kuşaktır Şener’ in kuşağı.

Sevda Şener’ in önemli bir özelliği de eğitimi, salt bilgi aktarımından uzak bir yerde anlamlandırmasıdır; eğitim, “davranış öğretmenlerinin” aynı zamanda içselleştirdikleri bilgilerle bir model oluşturmasını da içine alır. Ders, sadece sınıfa ait değildir. Brecht’ in söylediği gibi, bir tutum öğretmeni, sadece bilgi aktarmakla yetinmez, bilginin kendi yaşamı, düşüncesi üzerindeki fiili etkisini davranışlarıyla gösterendir. Öğrencileri açısından Şener’ in en önemli model kısmını, öğrenmeye, çalışmaya hiç ara vermemesi oluşturur; sadece tiyatro konusunda düşünmez, güncel olayları yakından izler, siyasetten konuşmayı sever; edebiyat, müzik, resim konusunda kayda değer bilgilere sahiptir. Böyle bir “Hoca”, yaşama, belli bir tarihsel döneme ait, bir “yaşam öğretmenidir.”

Şener tiyatro alanında, temel başvuru kaynaklarını teşkil eden zengin bir bibliyografyaya sahiptir. Yol arkadaşlarıyla birlikte tiyatro teorisinin “kanuni esasisini” oluşturan çalışmaları, başka çalışmaları mümkün kılmış ve kılmayı da sürdürmektedir.

Bugün Türkiye’nin pek çok yerinde onun tedrisatından geçmiş öğrenciler, tiyatronun hem teorik hem pratik alanında çalışmaktadır.

Sevda Şener’in adı DTCF Tiyatro Bölümü’nün adıyla birleşir, Kürsü’den Bölüm’e, bütün süreçlerine tanık olduğu, emek verdiği Bölümün kadrosunun tamamı onun öğrencisi olmuştur, bu yüzden Sevda Hoca’nın onuruna düzenlediğimiz sempozyumda, Bölümün Kürsü olarak kuruluşunun 50. yılıyla, Şener’in meslekteki 50. yılını birleştirdik. Kitabın asıl bölümünü Türk Tiyatrosu sempozyumunda sunulan bildiriler oluşturmaktadır. Kitaptaki yazı sırası sempozyum sırasına göre düzenlenmiştir. Kitabın II. Bölümü ise sempozyum dışında, kitaba katkı olarak gönderilen yazılardan oluşmaktadır.

“Armağan Kitap” bir anlamda, aldıklarınıza karşı bir teşekkürün ifadesidir, alanın, kendisine verilmiş olana bir teşekkürü. Sizde kalanlara baktığınızda her vakit eksik görünecek, yetersiz kalacak bir jesttir. Ekonomik düzlemde olduğu gibi buradaki takas da , şüphesiz hiç adil değildir, birileri hep aldığından azını verir. Çünkü simgesel bir borç hiçbir sistemde ödenemeyecektir.

Tiyatro Bölümü

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.