Güreş Hakemi Seyrettikten Sonra Mı Anladılar?

Pinterest LinkedIn Tumblr +

nedim-saban[Armağan Çağlayan’ın Şehir Tiyatroları’nda sansür tartışmaları ile ilgili Nedim Saban’la yaptığı sohbeti paylaşıyoruz.] Şehir Tiyatroları’nda sansür tartışmalarının fitilini ateşleyen adam Nedim Saban’la Cibali Karakolu’na yoğunlaşan iddialarını ve bu iddialara tiyatronun Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu ve oyunun başrol oyuncusu Zihni Göktay’ın ‘kıskançlık’ ortak paydasında buluşan cevaplarını konuştuk.

Şehir Tiyatroları “Sansür yok, oyun çok uzundu seyirci rahatsız oldu, biz de kısalttık” diyor, siz sansür iddianızda ısrarlısınız.

O…pu rolü 15 Aralık galasından sonra çıkartıldı. O gece belediye protokolü oyunu izledi, rahatsız oldu. Önce oyuncuyu çağırdılar, başka rol teklif ettiler. O kabul etmeyince, uçurdular… Önce rolün uçurulduğunu inkâr ettiler, sahne atılmadı dediler. Seyirci ne gördüğünü bilmez mi? Baktılar olmuyor, uzuyordu dediler. Uzadığını 30 oyun sonra mı anladılar? Hem de güreş hakeminin izlediği galadan sonra! Kaldı ki, oyunu yönetmen keser. Bunlar yönetmeni çağırtıp talimat veriyorlar. Yönetmenin kızını da kadroya alıyorlar durup dururken. Asistanmış! Oyunda asistanlık mı yapmış ki? Nasıl bir pazarlık? Geçen yıl Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda oyunun bir mizanseni değiştirildi diye kıyamet kopartanlar, nerede şimdi?

Farz edin ki, o…pu rolü oyun uzadığı için atıldı, aynı gece Zihni Göktay röportajında, hırsızlık repliklerinin belediye şikayet edildiğini ve oyundan çıkartıldığını söyledi. Şimdi, sansür yok diyor. Sizin tiyatronuza seyirci gelmediği için kıskançlık ile suçlanıyorsunuz?

19 Aralık gecesi Kağıthane’de 500 kişinin önünde alkışı kesip, sansürden şikayetçi olmadı mı Zihni Bey? Son on yılda bu kadar sansürlenmedik, baskı görmedik demedi mi? Bana kıskanç demekle çözülmüyor bu iş. O gece orada yüzlerce kişi tanık oldu buna. Geçmişi silecek bir makine filan mı icat ettiler?  Olayı ilk önce eleştirmen Melih Anık duyurdu. Araştırdım, ne yazık ki doğru olduğunu duydum, zorda kalan meslektaşlarıma destek vermekti amacım. Özgürlük hepimize lazım. Bunun değerini bileceklerine, kirli işi örtbas etmek için iftiraya başvurdular… Kaldı ki benimle ne dertleri var? Ben sadece bir tane twit attım, binlerce kişi kınadı. Seyirci geldiği için kıskanıyormuşum onları… Bir kere bir ödenekli tiyatronun popülist bir söylemle bir özel tiyatroyla aşık atması ne saçma! Seyirci gelince iyi oyun mu olur? Bir ödenekli kurumun yönetmeni bunu söyleyebilir mi? Ayıp… Kaldı ki, madem çok seyircileri var, neden çoğu sahnede sadece üç gün oynuyorlar? Eskiden haftada sekiz oyun oynanırken, dört oyunla salon doldu demekten utanmıyorlar mı? Bize seyirci vereceklermiş… Her şeyi kiralık sanıyorlar, seyirciye büyük saygısızlık bu söylem. Gel bak bu Pazar Zübük’te kaç kişi var? Sen Pazar matinesini seyirci gelmiyor diye kaldırdın ya, o gün boşsun, buyur el mi yaman, bey mi yaman gör…

Reklam yapmakla da suçlanıyorsunuz?

Oyunum yeni çıktığı için reklam yapıyormuşum. Bir kere oyun çıkalı bir ay oluyor. Bol bol duyuldu, biletler bitti. Böyle düşünüyorsan, Kasım/ Aralık döneminde sansür yapma, sansürü tiyatronun kapalı olduğu Mayıs ayına denk getir. Ya da benim kampta olduğum bir dönemde yap ki, çadırdan twit atamayayım. Sansüre ilk karşı duruşum değil ki bu! Daha önce Yeditepeli Aşk, Yahya Kemal , Zengin Mutfağı’nda da bu tip sorunlar yaşandı, yine karşı durdum. Hepsi farklı yönetimler, farklı zamanlar. Ama yine minik akıllarıyla, oyun yazarına bile Yahya Kemal’de sansürlenen dizelerin hiç söylenmediğini açıklattılar. Bir videoda before/ after olarak yayınladım bunu. Utanç verici bir durumdu, duayen bir sanatçıya ayıp oldu. Bu kurumla ne gibi bir derdim olabilir? Sahnesinde oynamam, galasına gitmem, oraya proje vermiş değilim. Kaldı ki, Devlet Tiyatrosu da Sidikli Kasabası ‘nı kaldırdığında yazdım, başka bir meslektaşım da aynı şeyi yaşasa yanında olmaya çalışırım. İçeriğini desteklemediğim oyunun da sansürenmesine karşı çıkarım. Özgür sanat herkese lazım! TÜSAK’tan korkuyoruz, oysa TÜSAK kafalara girmiş. Garip bir sessizlik var. Kurumdan kimse konuşmuyor. Demek ki sanat maratonunu sadece yönetim değişsin diye yapmışlar. Mesele özgürlük filan değilmiş yani… Bu durumda TÜSAK TÜSAZ olacak ne yazık ki… Sansür ayıp, ama sansürü örtbas etmek rezillik!

Radikal

Paylaş.

Yanıtla