Modern Dansın Beşiğinde Başarmak

Pinterest LinkedIn Tumblr +

unsettled[Milliyet Sanat’ttan Mutlu Tanberk’in dans sanatçısı Korhan Başaran ile  yaptığı ropörtajı yayımlıyoruz.]

Korhan Başaran’la 2004’te bir projede tanışmıştım. Sonra da sanat hayatını uzaktan da olsa takip ettim. Bir süre Zeynep Tanbay’ın Topluluğu ile dans etti, kendi topluluğunu kurdu, eserler sahneledi. Sonra bir anda Amerika’ya göç etti. Topluluğu ile koreografi  çalışmalarına Amerika’da devam etti. Geçen sene Aksanat’taki gösterisine önceden organize etmeden uğradım ama tabii biletler tükenmişti, kapıdan yalvar yakar sokmadılar. Bu sene neyse ki 23 Mart’ta Zorlu PSM’deki “unsettled” gösterisini Facebook sayesinde önceden haber aldım. Hatta fırsatı değerlendirip, Istanbul’dan 2 gece önce Erivan’da da sahneleyeceği gösterisi “unsettled”ı da kapsayan bir röportaj yaptım.

Dans geçmişinizden bahseder misiniz?

Dans aynı yaşam gibi, geçmişi ve geleceği olmayan, sonsuzluğun bir ana sigmasıyla ilişkili bir sanattır. Gecmişim de çok çalışarak ve arayarak geçti. Geleceğim de böyle olacak. Bir çok proje ürettim, bir çok projede yer aldım. Dansçı olarak başladığım yolda bir noktada kendi dilimi aramaya başladım ve üretmeye yöneldim. Dünyada kendimi oluşturma, dans sanatındaki yeni adımları arama, akımları oluşturma yönünde çalışmalarıma devam ediyorum.

Amerika’ya neden gittiniz?

Kariyerimde bir noktada İstanbul’da biraz tıkandığım bir yere gelmiştim. İngilizce bildiğim icin Londra ve New York arasında bir seçim yaptım. Bir süre denemeye New York’a gittim. Sonra Cunningham’dan burs aldım. Bu kısa süreli deneme uzun süren bir maceraya dönüştü. New York, bence asla kolay bir yer olmamakla beraber, bir yandan da yeni gelen enerjilere hep olumlu yaklaşan, karşılayan bir enerjiye sahip. Dolayısıyla sizin hızla kendinize bir çevre kurmanıza ve kendinizi yavaş yavaş şehirde, sanat ortamında var etmenize izin veriyor. Şehrin bu enerjisi benim de çok yoğun bir  5 – 6 yıl geçirmeme sebep oldu.

Çağdaş/modern dansın beşiği… Sizi korkutmadı mı?

Evet, New York özellikle 20. yy’da tüm Modern Dans ikonlarının memleketi olmuş bir şehir. Bir şekilde dünyaya bu sanatı kazandırdığını, yayılmasında büyük bir rol oynadığını düşünüyorum. Bir de tabii dans endüstrisini de kendi bünyesinde tutmayı,  geliştirmeyi başarmış. Ancak biraz yeni nefese ihtiyacı var. Dolayısıyla benim gibi, Ne York’ta kısa ya da uzun süreli yaşamaya, sanat yapmaya giden sanatçılar, New York’un hala ilginç kalmasını sağlıyor. Tabii ki kendinizi “build up” edene kadar zorlu bir yol. İnsanlar öncelikle alışkın oldukları estetiği arıyorlar, sizin getirdiğiniz renge hemen kucak açmıyorlar. Ancak devam etmek lazım. Bir noktada eğer orjinal bir sesiniz, renginiz varsa, kendi kendinizi referans ederek kendinizi oluşturuyorsunuz. Sonuçta New York’ta her zaman çok renkli ve canlı bir sanat hayatı var. En eski örnekleri de, en yeni sesleri de izleyebileceğiniz koca bir yelpazeye sahip.

“Unsettled” nasıl oluştu?

“Unsettled”, Amerikan Hükümeti’nin uluslararası bir kültür programı olan DanceMotionUSA sanatçısı olarak dansçılarımla birlikte davet edildiğim özel bir programın sonucunda ortaya çıktı. David Dorfman adlı koreograf ve topluluğu geçtiğimiz yıl bahar döneminde bir turne programındaydılar. Gittikleri ülkeler arasında Ermenistan ve Türkiye de vardı. BAM’in (Brooklyn Müzik Akademisi) önerisi üzerine, “Uzlaşma” temalı bir iş yapılması gündeme geldi. Biz de bir aylık bir yaratım sürecine girdik ve Maine’deki Bates Dans Festivali’nin ev sahipliğinde, bir ay beraber yaşayarak, yoğun bir şekilde David ve benim liderliğimizde bu projeyi ürettik. Hepimiz zorlandık. Ummadığımız, beklemediğimiz bir yolculuğa dönüştü.  Hepimiz dönüştük, korkularımızla yüzleştik. Yoğun, sahiplendiğimiz bir deneyimin başkasına benzemediği, ani ve çok yoğun şekilde değerlendirdiğimiz bir proje çıkardık.

21 Mart’ta da “Unsettled”ı Erivan’da sahneleyeceksiniz.

Proje BAM’de bir haftalık bir “New York Sezonu” gerçekleştirdi. New York Times da dahil olmak üzere cok iyi eleştiriler aldık. Daha sona Erivan Amerikan Büyükelçiliği eseri Erivan’da, İstanbul Baskonsolosluğu da Istanbul’da sergilemek istedi. Biz de 21 Mart’ta, Bahar Dönümü’nde, Erivan’da Stanislavski Tiyatrosu’ndan sonra, 23 Mart’ta Zorlu’da temsilimizi gerçekleştireceğiz. Erivan ve Istanbul seyircisiyle eseri paylaşmayı dört gözle bekliyorum.

Dansa verilen önem anlamında Amerika’nın farkları nedir?

Tabii endüstriyi de bünyesinde barındırdığı için çok yoğun / güzel bir ilgi var. Bir de egzersiz yapmak özellikle New York’luların çok önemsediği bir şey. Öyle bir kültüre dönüşüyor ki, dans eğitimi olmayan insanlar, spor amaçlı gym’e gideceklerine dans dersi almaya gidiyor. Dolayısıyla bu zarif sanat dalıyla kendileri arasında bir bağlantı kuruyorlar. Sonra ilgileri daha da yükseliyor ve yavaş yavaş takip eden, merak eden bir dans seyircisine dönüşüyorlar. Bu da elbette daha cok yapılmasını, daha yoğun çalışılması ve üretilmesini destekleyen çok önemli bir unsur oluyor.

Milliyet Sanat

Paylaş.

Yanıtla